Haberler

Kyoto Protokolü ne istiyor?

Tarih: 21 Ağustos 2007 Kaynak: Dünya Yazan: Serdar İskender
Kyoto Protokolü, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kapsamında imzalanmış, küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle tüm dünya çapında mücadele etmeyi hedefleyen önemli bir sözleşmedir.

Protokol, Aralık 1997'de Japonya'nın Kyoto şehrinde görüşülmüş, 16 Mart 1998'de imzaya açılmış ve 15 Mart 1999'da son halini almıştır. Kyoto Protokolü'nün yürürlüğe girebilmesi için protokole imza atan ülkelerin 1990 yılında atmosfere vermiş oldukları karbon emisyonlarının, tüm dünyadaki toplam karbon emisyon miktarının yüzde 55'ine ulaşması gerekiyordu. Bu nedenle, 1997 yılında imzalanan protokol, Rusya'nın 18 Kasım 2004'te katılmasıyla, 90 gün sonra 16 Şubat 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Kyoto Protokolü şu anda 160 ülkeyi ve sera gazı salımlarının yüzde 55'inden fazlasını kapsamaktadır. Protokole imza atmayan ABD ve Avustralya gibi gelişmiş ülkelerin yanında, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler de yer almaktadır.

Kyoto Protokolü, gelişmiş ülkelerin sera gazı emisyonlarını, 2008-2012 yılları arasında, 1990 yılına göre yüzde 5,2 oranında düşürmelerini hedeflemektedir. Bu hedefe ulaşabilmek için 2008-2012 yılları arasında Avrupa Birliği ülkelerinin sera gazı emisyonlarını yüzde 8, ABD'nin yüzde 7, Japonya'nın yüzde 6 azaltmaları, Rusya'nın ise mevcut karbon emisyonu salımını artırmaması gerekmektedir. Çin, Hindistan ve diğer gelişmekte olan ülkeler protokol gereklerinden muaf tutulmuşlardır. Çünkü, şu andaki iklim değişikliklerine neden olan karbon emisyonlarının ana sorumlusu gelişmekte olan ülkeler değildirler.

Kyoto Protokolü'nün temel amacı, atmosferdeki sera gazı yoğunluğunun, iklimi tehdit etmeyecek seviyelerde dengede kalmasını sağlamaktır. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nde, 1990 ile 2100 yılları arasında dünya sıcaklığının 1,4 ile 5,8 øC arasında artacağı yönünde tahminler yapılmıştır. Kyoto Protokolü'nün başarıyla uygulanabilmesi durumunda, 1990 ile 2100 yılları arasında, dünya sıcaklık artışının 0,02 ile 0,28 øC arasında olacağı tahmin edilmektedir.

Kyoto Protokolü kapsamında salım ticareti
Kyoto Protokolü'ne göre gelişmiş ülkeler, 2008 ile 2012 yılları arasında sera gazı emisyonlarını 1990 yılına göre yüzde 5,2 düşürebilmek için demir-çelik, çimento, kağıt, enerji santralları gibi belirli sanayi kuruluşlarına sınırlamalar koymuştur. Bu sınırlamalar, Avrupa Birliği ülkelerinde uygulanmaya başlanmış olup, sera gazı emisyonları yüksek olan ülkelerde de devreye alınmaya çalışılmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinde, belirlenen seviyeden daha fazla karbon emisyonunu atmosfere bırakacak olan şirketler, "Karbon Kredisi" almak ya da yüksek bir vergi ödemek zorunda kalmaktadırlar. Kyoto Protokolü, karbon emisyonu yüksek gelişmiş ülkelerin, sera gazı salımı hedeflerine ulaşmak için başka ülkelerden salımın azalması satın alabilmelerine de imkan tanımıştır. Japonya, Kanada, İtalya, Hollanda, Almanya ve daha birçok gelişmiş ülke, Karbon Kredi'si için bütçeden pay ayırmışlardır. Bu ülkeler, büyük enerji, petrol, doğalgaz şirketleri ile birlikte çalışarak mümkün olan en fazla sayıda Karbon Kredisi'ni en ucuza almaya çalışmaktadırlar.

Kyoto Protokolü neleri değiştirecek?
Kyoto Protokolü'nün imzasıyla birlikte, gelişmiş ülkeler karbon emisyonlarını azaltabilmek için yatırımlarını yapmaya başlamış durumdalar. Protokol kapsamında öngörülen hedeflere ulaşılması durumunda, dünyamız açısından uzun vadeli olarak büyük değişiklikler olması bekleniyor. Kyoto Protokolü ile birlikte;

. 2008 ile 2012 yılları arasında sera gazı emisyonları 1990 yılına göre yüzde 5,2 daha düşürülecek,

. Yüksek oranlarda fosil yakıt kullanan ve atmosfere fazla karbon veren ülkelerden karbon vergisi alınacak,

. Karbon emisyonlarının düşürülebilmesi amacıyla, hidrolelektrik, rüzgar, güneş, jeotermal, dalga, gelgit, hidrojen enerjisi gibi yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı artacak,

. Karbon emisyonu olmayan nükleer enerji santrallarının kullanımı artacak,

. Kömürle çalışan termik santral yatırımları azalacak,

. Termik santrallarda karbon emisyonlarının düşürülmesi, enerji tüketimlerinin azaltılabilmesi amacıyla, yeni yanma ve yakıt sistemleri devreye alınacak,

. Daha az enerji ile ısınmayı sağlayacak sistemlerin kullanımı artacak,

. Fosil yakıtların kullanımı azaltılarak, biyodizel ve biyoetanol gibi biyo yakıtların kullanımı artacak,

. Daha az yakıt tüketimiyle çalışan araçların kullanımı yaygınlaşacak,

. Demir-çelik, çimento, kireç, kağıtçılık sektörlerinde enerji verimliliği esas alınarak, atık ısılar değerlendirilecek.

Ülkemiz henüz Kyoto Protokolü'nü imzalamadı. Fakat, ülkemiz 160 ülkenin imzalamış olduğu Kyoto Protokolü'nü yakın gelecekte imzalamak zorunda kalacaktır. Kyoto Protokolü'nü imzaladığımızda problem yaşamamak ve karbon emisyonlarımızın kontrol altında tutabilmek için şimdiden gerekli tedbirlerin alınarak yatırımlara başlanmalıdır. Kyoto Protokolü'ne giden yolda ülkemiz, başta hidroelektrik enerji olmak üzere, rüzgar, güneş, jeotermal enerjinin kullanımına öncelik vermelidir. Fosil yakıtların kullanımının kademeli olarak düşürülebilmesi amacıyla, biyodizel ve biyoetanol kullanımı yaygınlaştırılmalıdır. Ülkemizdeki karbon emisyonlarının artışının en önemli nedeni olan kömürle çalışan termik santralların yanma ve yakıt sistemleri rehabilite edilerek, minimum karbon emisyonuyla, verimli yanma sağlanmalıdır. Ayrıca, kara ulaşımının yanında çok düşük oranlarda kullandığımız demir ve deniz yolu ulaşımı da kullanılarak, fosil yakıt tüketimi düşürülmelidir.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.