Güre’deyim...
14 Eylül Cuma bugün...
Güre İskelesi’nde, çakıllı havuzun çevresindeki sandalyalar tümüyle dolu Gürelilerle...
Günün akşamında Yard. Doç. Dr. Ahmet Yaraş konuşacak...
Güre, eskil çağdan beri ılıca ya da kaplıca olarak biliniyor. Strabon da söz ediyor ondan... O günlerden bugüne ünlü kısacası... Binlerce yıldır kulanılıyor suları...
Yıllar önce bir yaz okulumuzun konusuydu Güre su kültürü. Güre Kaplıcaları’nın hemen yanındaki, kullanılmayan eski hamamın saptama çizimlerini yapmıştık... Osmanlı, derken Doğu Roma izleriyle, duvarlarıyla karşılaşmıştık... Orada durmuştuk... “Burada bilimsel kazı yapılmalı” demiştik... Belediye Başkanı Kamil Saka buna mim koymuştu. Koymuştu ama unutmamıştı da...
Yıllarca uğraştı. Sonunda Ahmet Yaraş’ı buldu. Kazı olanaklarını sağladı... Kazı izni alındı...
2006 yılında 8 kişiyle başladı kazıya Ahmet Yaraş...
2007’de çalışan sayısı arttı... İşin ilginç yanı, kazıda çalışanların çoğunluğu, Güre’nin Yassıçalı Mahallesi’nin hanımlarıydı. Bu yıl, üç ay dolu dolu çalışıldı...
Ahmet Yaraş bütün kazı çalışmalarını ayrıntılarıyla anlattı. Neler bulunmuştu neler... Yalnız yapılar, duvarlar değil paralar, testiler, cam bilezikler, yüzükler... Edindiği tüm bilgileri, bulguları paylaştı dinleyenleriyle, köylüleriyle, Yassıçalılı hanımlarla... Bilginin paylaştıkça çoğalacağını bilen gerçek bilim adamları gibi.
Ahmet Yaraş’ı anımsayacaksınız, sular altında kalmaması için yıllardır savaş verdiği Allianoi’den...
Allianoi’yi soluk soluğa ortaya çıkarışı elbette hiç unutulmayacak.
Bu gece Yassıçalılı hanımların gözleri pırıl pırıldı.
Kendini adam yerine koyanı halk da adam yerine koyar elbette...
Ona tepeden bakanı, “Beni anlamaz ki” ya da “O ne anlayacak” diyeni, kendini büyümseyeni, ayrı tutulmaya çalışanı halk ne yapsın? Kuşadası evlerini incelerken konuştuğum “Mimar” Osman Usta “Anlarım anlayandan, anlamam anlamayandan...” dememiş miydi?
Halkımız kaç kez verdi bu dersi, kendini aydın falan sananlara?
Sağır sultanlar, sağırlıklarını bile bilmeden bir de ukalalık taslamaya kalkışmıyorlar mı? Gel de deli olma...
Havuzun çevresini tümüyle dolduran Güreliler, Yassıçalılılar ilgiyle dinlediler Ahmet Yaraş’ı ...
Bundan sonra daha da çok bilecekler kuşkusuz, İda Dağı’nı, çevresini, doğalarını, tarihlerini neden altıncılara karşı korumak zorundalar...