Haberler

Evrensel kültür mirası Bergama

Tarih: 20 Eylül 2007 Kaynak: Cumhuriyet
Onca özgün güzelliklerine rağmen yıllardır "turizm yoksunu" kalan İzmir'in gündeminde artık bu sorunun "nasıl aşılabileceği" de var.

Efes, Meryem Ana gibi "uzak" taki tarihsel merkezlere bağlı kalmak yerine, Agora, Kemeraltı, Kadifekale, Bayraklı gibi kent içi zenginliklerle turizmin buluşmasını sağlayabilmek, öncelikli amaçlar arasında.

Nitekim bu yöndeki fikirleri derleyen bir araştırma firmasının "İzmir'i dünyada nasıl daha da tanınan bir kent yapabiliriz" sorusuna yanıt vermemizin beklendiği günlerde, Bergama'daki "Tarihi Çevrenin Korunması ve Turizme Kazandırılması" sempozyumuna da katıldık (7-8 Eylül 2007).

Eğer şu dayanılmaz "Çiğli" trafiği olmasaydı, Anadolu'nun en eski "anıtsal kent" lerinden birine ulaşmak belki de 45 dakikayı bile bulmayacaktı. Sayısız kırmızı ışıklarla tıkanan sözde "şehirler arası yol" daki sinir bozan beklemeler, aynı yolun olağan süresini de üçe katlamıştı.

Demek ki İzmir'in yakın çevresindeki kültür turizmi kaynaklarından yararlanabilmesinin önkoşulu da özellikle "kuzey" e doğru karayolu çıkışını bir an önce rahatlatmak.

Nitekim sempozyumda da binlerce yıldır adı bile değişmeyen bu uygarlık merkezinin, İzmir turizmine de "armağan" olabileceği vurgulandı. Ulaşımın kolaylaştırılması için de kuzey-güney metrosunun Aliağa'dan Bergama'ya kadar uzatılması önerildi.

Tarihsel Hazine
Ne var ki Bergama ile turizmin buluşmasındaki asıl sorun, öncelikle Bergamalıların sahip oldukları hazineyi yeterince önemsememeleri. Kültürün, hem "kişilikli bir yaşam" , hem de turizmde "saygın bir yer sahipliği" için taşıdığı değeri hâlâ görememeleri.

Belediye Başkanı Raşit Ürper , bu "gecikme" nin sonuçlarını şöyle özetledi; "Yılda 500 bin turist kentimize geliyor, ama sadece ören yerlerini gezip acentelerin anlaştıkları lokantalarda yemek yiyerek Bergama'dan ayrılıyorlar. Bu ilginin konaklamayla da sürebilmesini yıllardır sağlayamadık..."

Başkanın Bergama'daki "tarihle uyumsuz yeni yapılaşma" ya dikkat çekmesi de önemliydi. Bu görüntünün tarihi mekânlardaki özgün peyzajı olumsuz etkilemesine; turistlerin SİT alanı dışındaki yerlerde adeta azap çekmelerine; halkın da aynı nedenle geçmişe yabancılaşan bir kent yaşamını sürdürmesine artık bir çözüm bulunmalıydı.

Bu nedenle, yeni hazırlanan "Koruma Amaçlı İmar Planı" nda özellikle tarihi dokunun çevresiyle birlikte yaşatılmasına önem verildiğini belirten Başkan Ürper şunları vurguladı; "Geçmişimizi tehdit eden ve insanımızı kültüründen kopartan yapılaşmayı engelleyeceğiz..."

Bergama Belediyesi'nin rölöve-restorasyon bürosunu yöneten şehir plancısı İsmail Köseoğlu da sempozyumun ana teması olan "İnsanlığın Evrensel Kültür Mirası Bergama Projesi" nin aynı hedefi taşıdığına dikkat çekti.

Eski evlerin önemini "altlarındaki mazgallarda saklanmış olası altın küpleri" ne bağlayanların hâlâ çoğunlukta olduğunu belirten Köseoğlu "Asıl, aynı evlerin altın değerini bilemiyorlar..." diyerek sözünü şöyle tamamladı: "Bundan sonra kentin gelişmesinde betonlaşma yerine özgün kimliğin sürdürülmesini amaçlıyoruz. Bu nedenle sempozyumdan da yolumuzu aydınlatmasını bekliyoruz..."

Peki bu nasıl olacaktı? Bergama'da hem apartmanlaşmanın dizginlenmesi, hem de turizm ile tarihin tüm kente yararlar sağlayacak yoğunlukta kucaklaşması nasıl sağlanabilirdi?

Sunağın "Kalan"ı da Yok!
Sorunun yanıtları arasında, Bolu İzzet Baysal Üniversitesi'nden Prof.Dr. Mehmet Tunçer 'in söylediği "önce tarihe saygı" sözü çok anlamlıydı.

Bergama Sunağı'nın sadece yüzde 30 kadar orijinal parçası Berlin'e taşınırken geriye kalan yüzde 70'inin ise temelleri dışında "artık yok" olduğunu anımsatan Tunçer diyordu ki: "Eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın , Berlin'de çadır kurarak sunağı geri alma eylemi düzenlerken Almanların 'Verirsek inşaatlarda kullanılabilir' uyarısıyla sarsılmıştı..."

Kenti çekici kılmak için "aktif turizm" seçeneğinin geçerli kılınmasına yönelik öneriler getiren Prof.Dr. Çınar Atay da İzmir-Edremit karayoluyla Bergama'yı bağlayan yolun iki kenarında düzenlenmiş turizm ve turistik mağaza planlamasını eleştirdi.

Atay, bu işlevlerin de tarihi merkezde ya da yakınında yer alması; böylece turizmin kent dışı alanlardaki büyük oteller yerine "asıl Bergama" da özendirilecek pansiyonculukla ve küçük ama özenli otellerle gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı.

MSGSÜ'nün restorasyon hocalarından Prof. Dr. Demet Ulusoy Binan ile Yrd.Doç.Dr. Mevlude Kaptı , korumada özgünlüğe saygıyı gözeten uygulamaların önemine değinirlerken mimar Necdet Beşbaş da Ankara'daki Kaleiçi uygulamalarından örnekler sundu.

Örnek Çalışmalar
Bergama Sempozyumuna katılan TBMM Milli Saraylar Dairesi Başkan Yardımcısı ve Tarihi Kentler Birliği Genel Sekreteri Feyzullah Özcan , tarihsel mimarinin yaşatılması için "usta" gereksinimine dikkat çekerek, daha önce kaymakamlık yaptığı Midyat'taki yeni taşçı ustaları yetiştirme çalışmalarını anlattı.

Aynı konuda Taraklı Belediye Başkanı Tacettin Özkaraman da ilçedeki tarihi sivil mimari örneklerini belediye olanaklarıyla kurtarabilmek için kurdukları restorasyon atelyesinin kazanımlarını aktardı.

TURSAB İzmir temsilcisi Rıza Gençay da Ege'deki turizm planlamasında tarihsel merkezlerin daha uzun süreli ziyaretlerle değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

İşte bu değerlendirmelerin de yapıldığı sempozyumun aksamayan bir organizasyonla gerçekleşmesinde önemli payı olan belediye halkla ilişkiler sorumlusu Şenol Çakı ise katılımcıların Bergama'dan ayrılmalarına kadar belki de hiç uyumamıştı.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.