Haberler

Belgelemek...

Tarih: 25 Eylül 2007 Kaynak: Evrensel Yazan: Cengiz Bektaş
İlk kez Müşerref Hekimoğlu getirmişti beni Tahtakuşlar’a... Arada da gittim ya birkaç kez; dün de oradaydım.

Alibey Kudar, çevresinde gördüklerinden bir gün tarihsel, belgesel değeri olacağına inandıklarını toplamıştı. Bugün buraların yaşamıyla ilgili önemli bir toplam oluşmuştu işte...

Konya da yanlış anımsamıyorsam Koyunoğlu Müzesi böyle bir kişinin çabalarıyla oluşmuştu daha önce... Alibey Kudar’ın müzesinin ilginçliği, bir yörenin, bir yaşama biçiminin tüm ayrıntılarıyla belgelenmesinden geliyor...

Edremit’ten batıya doğru giderseniz 9-10 km sonra Akçay’a gelirsiniz. Akçay, Edremit Körfezi’nin kıyısında Edremit’in yazlığı olarak oluştu. Şimdi ayrı bir belediyesi var. Akçay’a girmeden Çanakkale yönünde 7-8 km ilerlerseniz Güre Kaplıcaları’na varırsınız. Azıcık daha ötede sağa saptınız mı Tahtakuşlar’a gelirsiniz.

Tahtakuşlar’ın girişinde Alibey Kudar Etnoğrafya Müzesi var... Tahtacıların kolastarlarından son ustasının yaptığı Topak Çadır’a, üzerinde kaz ayağı imi bulunan gömüt taşından çocuk beşiğine, gelin giysisine her şeyi ama her şeyi bulacaksınız orada... Kazdağı’nın Türkmen köylerinin, tahtacılarının tüm yaşamlarını okuyacaksınız doğrudan aygıtlardan, gereçlerden...

Fotoğraflardan, yazılardan, belgelerden... Unesco ödülü almış bu toplum... Daha çok anlatmak istemiyorum. Siz yolunuzu düşürün de Alibey Kudar’dan kendiniz dinleyin diye...

Yalnız onun tatlı tatlı anlatışınıza kapılıp yetişeceğiniz yere geç kalmayın... Ben bu müzeye, bizim eksik bir yönümüzden ötürü değinmek istedim...

Tarihin, yaşadığımız günlerde yapıldığının, oluştuğunun bilincine bir türlü eremiyoruz. Alibey Kudar gibi kimselerin olması, daha da ötesi, günün doğru dürüst, günlük politikalara düşmeyen saptamalara dayalı tarihçilerimizin olması önemli... Ancak böyle bir bilinç, tarihimizi başkalarının yazmasını önler...

Tarihinizi başkaları yazarsa, coğrafyanızı da kolayca alırlar elinizden... Siz hep göçebe kalırsınız... Alibey Kudar’la bir çay içip “Yüreğine sağlık!” dedikten sonra, Sema- İskender Azatoğlu çiftinin çiftlik evine gittik gene o köydeki... Akşam soframız bir söyleşi şölenine dönüştü...

İskender Azatoğlu iki betiğini armağan etti. O da buraların yazarı... Adım adım bildiği Kazdağı’nı (İda), Troya bölgesini yazıyor...

Sevgili Vedat Günyol’un öğrencisi olmak böyle bir şey işte... Onu da yeni tanımıyorum elbette... Ama insanoğlu ürün verdikçe tanılanması değişiyor, izleri daha belirleniyor, daha bir değerleniyor.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.