Bakanlar Kurulu kararı ile “Afete maruz bölge” ilan edilen Kadifekale ve çevresinde ilk yıkımlar başladı. Büyükşehir Belediyesi, bölgedeki vatandaşları Uzundere’deki örnek konutlara taşıyacak. Kadifekale Heyelan Bölgesi’ndeki konutlarda oturan vatandaşlarla uzun süredir yüz yüze görüşen İzmir Büyükşehir Belediyesi, kamulaştırma konusunda uzlaşmaya varılan vatandaşların evlerini yıkmaya başladı. Bölgedeki vatandaşların, taşınacakları Uzundere’deki konutları incelemelerinin ardından start alan yıkım çalışmalarıyla birlikte, kamulaştırma bedelinde uzlaşma sağlanan taşınmazların devri ve bu kapsamda kamulaştırma bedellerinin ödenmesi işlemlerinin de sürdüğü bildirildi.

Heyelan bölgesinde kalan toplam 1968 konut, kademeli olarak yıkılacak ve tehlikeli binalarda yaşayan vatandaşlar daha güvenli konutlara taşınacaklar. Bu kapsamda İmariye Mahallesi’nde evleri yıkılan vatandaşların bir kısmı, konut bedelini nakit olarak almayı tercih ederken, bir bölümü de Uzundere’de Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından yaptırılan toplu konutlara yerleşecekler. Bakanlar Kurulu Kararı’yla “Afete Maruz Bölge” ilan edilen İmariye, 19 Mayıs, Vezirağa,
Hasan Özdemir, Yeşildere, Kosova, 1.Kadriye, Altay ve Kadifekale mahallelerinde 1968 konut için 20 Temmuz 2006 tarihinde kamulaştırma kararı alınmıştı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, geçtiğimiz Haziran ayında Konak Belediyesi ve TOKİ yetkilileri ile birlikte toplantılar düzenleyerek, heyelan bölgesinde yaşayan vatandaşları bilgilendirmişti. Ayrıca, heyelan bölgesinde yaşayan vatandaşlar, yine Belediye tarafından sağlanan araçlarla Uzundere’ye götürülerek buradaki konutları incelemeleri sağlanmıştı.

Sosyal tesisli dev proje
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, üzerinde çalıştıkları kentsel dönüşüm projesiyle Türkiye’ye örnek olmak istediklerini söyledi. 1978 yılında afet bölgesi ilan edilmiş bir yeri taşımakla, kent dönüşümüne “en riskli bölgelerden” başlamış olacaklarını belirten Başkan Kocaoğlu, “Bunu yaparken, işin sosyal boyutunu da göz ardı etmiyoruz. Her ne koşulda olursa olsun, evlerini taşıyacağımız bu insanlara, yaptıkları işi devam ettirecek ve geçimlerini sağlayacak formülü de üretip koymamız lazım. ‘Ben size bu evi yaptım, gelin burada oturun’ demekle iş çözülmüyor. Önemli olan, o insanların hayatlarını nasıl idame ettirecekleridir. Anadolu’dan gelmiş, yıllar yılı tek katlı, bahçeli evlerde oturan insanları 10-13 katlı apartmanlara yerleştirirken, kentsel dönüşümün aslında bir ‘sosyal dönüşüm’ projesi olduğunu çok iyi biliyoruz” şeklinde konuştu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı şöyle devam etti: “Kentsel dönüşüm demek, sadece sağlıksız konutları yıkıp yerine yeni apartmanlar yapmak değildir! Sosyal donatı alanları yaratmak ve kente yeni yeşil alanlar kazandırmak, bu projenin özünü oluşturmalıdır. Üstelik kent dönüşümü, her kentin coğrafi konumu ve sosyo-kültürel özelliklerine göre değişkenlik arz eder. İzmir özeline indiğimizde de, çevresi sağlıksız konutlarla dolmuş ve yeşili yok edilmiş bir kent görünümü ortaya çıkmaktadır. Biz bu görüntüyü, “kent ormanı + konut” şeklindeki bir formülle ve merkezdeki yoğunluğu uydu kentlere taşıyarak, o bölgelerde yeni cazibe alanları oluşturarak değiştirmek istiyoruz; değiştireceğiz de... Bunu yapamazsak, kentin giderek bozulan silüetini yenileme olanağını asla bulamayız.” Başkan Aziz Kocaoğlu, Uzundere'deki konutlarda steril midye tesislerinin yanısıra pazaryeri, çok amaçlı salon, spor alanı ve bilgisayar - kütüphane alanı gibi her türlü sosyal tesisin de yer alacağını sözlerine ekledi.