Haberler

Haydar Karabey'le S.O.S İstanbul ve AKM Üzerine

Tarih: 4 Ekim 2007 Yazan: Zeynep Alpay
İstanbul Serbest Mimarlar Derneği, Arkitera Mimarlık Merkezi işbirliği ile "S.O.S İstanbul AKM’nin Yeniden Kent Kültürüne, Taksim Meydanı'na ve İstanbul’a Kazandırılması için Alternatif Öneriler" yarışması düzenliyor. Biz de İstanbul Serbest Mimarlar Derneği’nden Haydar Karabey’e bu yarışmanın amaçları ve hedefledikleri üzerine birkaç soru yönelttik.

Zeynep Alpay: S.O.S İstanbul - AKM neden önemli?

Haydar Karabey:
İstanbul Serbest Mimarlar Derneği, ilke olarak, bu kentte olan biten yapısal faaliyetlerin kendi etik sorumluluk alanına da girdiğini düşünmektedir. Bu sorumluluk, işlere birebir sahip çıkmak, çekip çevirmek anlamında değil, daha çok bir sosyal sorumluluk gibi algılanmalıdır. Bu kentte birçok kez karşılaştığımız oldu bittiler karşısında durmak, görüş bildirmek zorunda hissediyoruz kendimizi. Genel olarak “yapmayın etmeyin” diye sızlanmak da bir işe yaramıyor. Kimileri “malum çevreler gene itiraz edecek ama…” diyerek bildiklerini okumaya çalışıyorlar.

Yerine ne yapılacaksa artık, AKM’nin yıkılması konusunda da birçok kez hem bireysel, hem de kurumsal olarak görüşler bildirdik. Ancak, anlaşılır ve pozitif alternatiflerin de kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor bu tür konularda. Sivil toplum kuruluşları, genellikle yöneticiler tarafından birer yük, aşılması veya görmezden gelinmesi gereken birer engel olarak algılanıyorlar. Bakın, İstanbul’un bu konularda sorumlu bir yöneticisi (İstanbul Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı, kent yönetimi, kent sorunları ve sivil toplum kuruluşlarının tavrı üzerine değerlendirmeler yapmış) neler söylüyor:

Yurttaş Yönetime Katılmayı Bilmiyor
Katılımcılık dediğimizde; bunu birçok insanın bilmediği ve kendi haklarının da insanların farkında olmadıklarını söyleyebiliriz.

Aynı şeyi kentte kararlar alınacağında, sivil toplum kuruluşlarına, sendikalara, meslek örgütlerine çağrı düzenleyip de ‘gelin beraber burada kente dair kararlar alınacak, siz de ne düşünüyorsunuz, ortak bir karar alalım ve bunu birlikte hayata geçirelim’ diye bir yönetim anlayışının sergilenmediğini görmekteyiz.

Kentlilik Bilinci Yok
Buradan bir şey çıkarmaktayız, buradan kentte yaşayanların kent yönetimi hakkında iyi bir şekilde bilgi sahibi olmadıkları ve kent kültüründen uzak bir biçimde yaşamlarını sürdürdükleri anlaşılıyor. Bu da kentte yaşayan insanların kentlilik bilincinin bulunmadığı, kentte yaşama alışkanlığına sahip olmadıklarını, kentte neye nasıl katılacaklarını bilmediklerini göstermektedir.

Alternatifler Sunmak Gerekli
Salt biz bunu istemiyoruz diye değil alternatif olarak ürettiklerimizi söylersek faydalı olabiliriz.”


Bildiğiniz gibi, İSMD iki yıl önce, S.O.S - İstanbul konulu bir öğrenci yarışması daha düzenlemiş ve gene gençlere, mimarlık öğrencilerine görüşlerini sormuştu. Gelen son derece ilginç ve akıllıca çözüm önerilerini ise kamuoyu ve yöneticiler ile olabildiğince, ulaşabildiğince paylaşmıştı ama yöneticiler, bu konuda da işitme sorunları olduğunu göstermişlerdi, hiçbir olumlu - olumsuz geri dönüş olmadı. Bu konular biraz da böyledir, “bir gün belki” diye devam edilir.

Varsın tepki olmasın, bizler çabalamaya devam edeceğiz, alternatifler üretmek için bilgimizi ve enerjimizi seferber edeceğiz.

Konuların gençlerle paylaşılması da çok önemli. Yaşam çevrelerine daha ciddi sorumluluklar alarak sahip çıkmalarını, geleceğe dönük çözümler üretmelerini ve görüşlerinin arkasında durmalarını bekliyoruz. Gençler biraz daha bağımsızlar bizlerden, bu nedenle gerçekten anlamlı “alternatifler” üretebilirler diye düşünüyoruz.



ZA: Yarışmaya gelecek projelerden neler bekleniyor, açıklayabilir misiniz?

HK:
Alternatif, akıllıca, genç çözümler, öneriler bekliyoruz. AKM, sorunları ve sunduğu olanaklar ile orada, herkesin ulaşabileceği bir yerde duruyor. Onca şey de söylendi bu konuda. “Modern mimarlık mirası” gibi kimilerine soyut gelen kavramlar bir yana; otuz yıllık bir bina yıkılmalı mı, başka bir yaklaşımla yeniden ele alınmalı mı, nasıl ve hangi bağlamlar, koşullar altında bu yapıyı yeniden kazanabiliriz.

Koşulları da tanımlayan bir senaryo ve buna bağlı yapısal öneriler bekliyoruz.

Öte yandan, Türkiye’de “kültür merkezi” kavramı o kadar değişik biçimlerde anlaşılıyor ki bunların düşünülmesi, tartışılması bile iyi bir başlangıç olabilir.

Bir de çözüm sonrası sunumların mimarca ancak, kentli kamuoyu tarafından da anlaşılabilir, algılanabilir olmasını bekliyoruz.

Amaç, kamuoyunu da bu konuda yeniden düşünmeye davet etmek, “bak neler de olabiliyormuş” dedirtmeye çalışmak. Bu tür bir araçla da kenti ilgilendiren kararlarda kamuoyunda olabildiğince olumlu bir katılım geleneğini de oluşturabilmek.

ZA: Yarışma sonrasında projeler nasıl değerlendirilecek?

HK:
Bu tür konularda işin en zor yanlarından biri, sesinizi duyurmak istediğiniz hedeflere ulaşabilmek.

Duyma sorunu olan yöneticilerimize ulaşmaya çalışmalıyız, kamuoyuna ulaşmaya çalışmalıyız. AKM’nin kendi mekanlarında bir sergi açmak istiyoruz. Böylece, hem oranın çalışanları, hem AKM’ye gelip gitme alışkanlığı olanlar, hem de kent merkezini ziyaret edenler, kentliler sergiyi, alternatif düşünceleri görüp tartışabilirler.

Jüri üyemiz Murat Tabanlıoğlu, konuyu duygusal ve profesyonel olarak üstleniyor tahmin edebileceğiniz gibi. Yarışma sonuçlarından bir yayın hazırlamak konusunda sponsor oluyor.

İşte tüm bunlar, sivil toplumun emekleme döneminde olduğu bir toplum için çok sevindirici şeyler. Kent sorunlarının çözümüne alternatifler üreterek katılım adına belki ilk tarihsel denemeler. Göreceksiniz, yakın gelecekte bu tür yöntemlerin kullanımı artacak.

ZA: S.O.S - İstanbul Fikir Yarışmaları'nın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

HK:
İlk yarışmada bulduğumuz bu üst başlık da öyle iyi oturdu ki. İstanbul yaşadıkça bir yerlerde S.O.S vermeye devam edecek gibi gözüküyor bana. Bugün burada, yarın başka bir yerde. İki yılda bir İSMD tarafından Arkitera’nın da katkısı ile sürdürmeyi umuyoruz bu seriyi. Şahsen, web sitesinin açık kalıp bir kentli forumuna dönüşmesini hayal ederim.

Daha önce de defalarca belirttiğim gibi kent üzerinde sözü olan taraflar yani; yöneticiler, yerel ve küresel yatırımcılar, kentliler, sivil toplum örgütleri ve uzmanlar masaya “kazan-kazan” paradigmalarıyla oturmadıkları ve şeffaf biçimde tartışamadıkları sürece çıkar kavgaları keskinleşerek devam edecek. İşte bu nedenle, bizler de sağlam alternatifler üretmeye ve “kentli de katılmıyor ki” diyenlerin önüne koymaya alışmalıyız.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.