İzmir-Çanakkale karayolundan otobüsle geçtim geçen gün… Ovacık köyünün boz renkli, bir daha hiç canlanmayacak olan ölü topraklarının önünden… Yüreğim avkuldu… Bugün size, konuyu bir kez daha yetkilisi anlatsın istedim.

“Bergama Çevre Kültür ve Sanat Derneği” Başkanı, Bergama Belediyesi eski Başkanı; dostum Safa Taşkın’a bıraktım sözü: “Yüksek mahkeme Danıştay ve AİHM’in insan ve çevre sağlığına zararlı olduğunu belirlediği Bergama’daki ‘siyanürlü altın madeni’ ne yazık ki tüm mahkeme kararlarına ve toplumsal tepkilere rağmen 8 yıldan bu yana işletildi ve maden tüketildi.

Madenden arta kalan posa ve zehirli atıklar, dağlar halinde verimli Bakırçay Ovası’nın dibinde İzmir-Çanakkale karayolunun kenarında bir çevre rezaleti olarak duruyor.

Bunca karşı çıkışa rağmen, çevreyi bu kadar kirletmek yetmiyormuş gibi şimdi de, mevcut ‘siyanürlü zehir barajını’ büyütmek, yeni bir zehir barajı yapmak için adımlar atılıyor.

Bergama Kozak’tan, Balıkesir Havran’dan, Gümüşhane’den, Çanakkale Kazdağları’ndan ve Türkiye’nin daha nice köşesinde siyanüre kurban edilecek topraklar Bergama’ya taşınarak, buradaki mevcut tesislerde işletilmek, arta kalan zehirli atıklar Bergama’da depolanmak isteniyor.

Tarihiyle dünyaya nam olmuş, verimli topraklarıyla Ege’yi besleyen Bergama, eski çukurdan daha büyük bir zehir çukuru haline getirilmek isteniyor.

Yörenin bir deprem bölgesi olduğu, 1938 ve 1990’larda gerçekleşen depremlerde çevrede büyük toprak yarıklarının oluştuğu, hatta bu nedenle Ovacık köyünün yerinin değiştirildiği biliniyor.

On binlerce ton zehrin yeraltı sularına sızması, ‘arsenik kadmiyum gibi kanserojen maddelerin’ bu sularla insanlara geçmesi çok büyük bir risk ve bu riske göz yummak insanlık suçudur.

Zaten yöre köylerinden gelen haberler, şimdiden özellikle kadınlar arasında kanser vakalarının arttığı yönündedir. Bergama-Dikili-Çandarlı bölgesinde yaşayan 200 bin insanın ve tüm canlıların yaşamı şimdi daha büyük bir tehdit altındadır.

Havanın, suyun kirlendiği, küresel iklim değişikliklerinin tüm dünyayı ilgilendirdiğinin anlaşıldığı bir ortamda, zaten kirletilmiş olan Bergama’yı daha da kirletmek, buna izin vermek, bu kirliliğe ses çıkarmamak insanlık suçudur.
Tüm ilgililer ve yetkililer bu zehirlenmeye, bir avuç altın için topraklarımızın daha fazla kirletilmesine izin vermemelidir.”

Yıllardır her konumda, Bergama için savaş veren Safa Taşkın’a katılmamak elde mi?