Kanyon’u soğuk, Akmerkez’i sıkıcı, Metrocity’i manasız, kısaca her alışveriş merkezine bir kusur buluyorsanız eğer gözünüz aydın. İstinye Park bu değerlendirmelerinizi bir kez daha gözden geçirmenizi sağlayacak. Bütün önyargılarımı kuşanmış, her şeye kusur bulup yine “Ben bunu hiç beğenmedim!” yazısı daha yumurtlamak için gittim. Ama dışından içine, mimarisinden konseptine İstinye Park’ı çok beğendim. Gerçekten de Kanyon’dan sonra bu havalarda bir yer iyi geldi.

İstinye Park’ın havasını anlatacağız ama önce kusurları; bir kere o kadar yatırım yapılmış her şeye para saçılmış ama eğer oraya metro ayağı oraya gitmezse geçmiş olsun! Çünkü gerçekten insanın sinirlerini bozacak kadar uzak ve de gıcık bir yoldan gidiliyor. Etrafta toz toprak, inşaat kamyonlarıyla dolu. Daha alışveriş merkezini hiç görmeden ilk izlenim ‘Bu ne saçma bir şey?’ oldu. O yüzden İstinye Park’ın sahibi her gece “Ne olur şu metro çabuk bitsin” diye dizlerinin üstüne çöküp Tanrı’ya dua etmeli. Ulaşım oraya giderse bilin ki medeniyet daha çabuk gelecektir.

Bir de artık şu alışveriş merkezlerini, havaalanı sanan güvenlik saçmalığına da bir çözüm bulunmalı. Çanta bırakmaca, üst araması, dedektörden geçme... Neler oluyor? Günümde olduğum bir zaman güvenliklerle şöyle bir diyaloğa girmeyi düşünüyorum “Pardon metal arıyorsunuz sanırım? Peki plastik bomba diye bir şey duydunuz mu? O ötmüyor! Mesela aslında ben gerçekten çok manyağım. Ve çantamda taşıdığım sıvıları birleştirip burayı temelinden havaya uçurabilirim. Olmadı eğer içeride markette satılan çoğu ürünle tuvalette bomba da yapabilirim? Peki bunları nasıl engellemeyi düşünüyorsunuz. Dedektörle mi?” diye sormak istiyorum.

İsitnye Park’ın hem kapalı hem de açık alışveriş bölümü var. Kapalı bölümü pek gezmedim. Ama Günaydın’ın şirinesi Ayşe Özyılmazel alt kattaki Pazar Yerini gezmiş. Yakışır. Şöyle marulları mıncıklamış, balık seçmiş, Malatya Pazarı’ndan haşmete haşmet katacak kuru incir, kayısı falan bakınmış. Eğer siz de İstinye Park’a gidip Pazar Yeri’ni gezeceklerden- seniz Ayşe’yi okuyun. O hangi pazarda ne bulunur iyi bilir.

Madem öyle ben de size yan yana YSL, Chloé, Dolce&Gabbana’nın bulunduğu açık hava bölümünden bahsedeyim biraz. Şahaneler! Bir kere her markanın, mağazası ayrı bir konseptte yapılmış. Emperio Armani siyah ve kare bir binayken, YSL uzun ince ve beyaz mesela. O yüzden mağazaları dıştan incelemek de çok keyifli. Artık Beymen’e sığmayan tüm markaların daha da fazla ürünü burada.

Ayrıca her mağazanın kapısında şoförlü lüks bir araba, içeride de alışverişten deliren sarışın bir koket bulmak mümkün.

İstinye Park’a gidiniz, geziniz, alışveriş merkezi tanımınızı tekrar gözden geçiriniz. Burası olmuş çünkü.