Siteler, gökdelenler, alışveriş merkezleri, statlar birbiri peşi sıra ortaya çıkıyor ama yol yok! İstanbul'un trafik ve park sorununu çözecek belediye aranıyor.

Bilmiyorum, rahmetli Aziz Nesin'in şu bizim millet hakkında yaptığı tespit doğru mu? Yani biz pek de akıllı sayılmayan bir halk mıyız? Üstat bunu söylediğinde kıyamet kopmuştu. Sanki pek de haksız değilmiş! Örnek alacağım konu, yol meselesi... Bir millet düşünün ki dağa-taşa siteler konduruyor, ama gidecek yolu yok! Bodrum tepelerindeki evleri alanlar, sonra nasıl sahile ulaşacaklarını düşünüyor. Olimpiyat Stadı yapıyoruz, ilk maçta yolları tıkanıyor. Görkemli mahalleler, lüks konumlarıyla ilgisi olmayan dar yollara mahkûm ediliyor. Ve de en son, İstinye Park rezaleti. Hafta sonlarımı ENKA tesislerinde briç oynayarak geçirdiğim için bizzat sorun yaşıyorum. İstinye Park'ın hemen yanıbaşındaki briç kulübüne gelmek için ne parendeler atıyoruz! Ana yoldan gelmek saatler alıyor. Bu nedenle, karşı taraftaki Reşitpaşa Mahallesi'nden geçiyoruz. Modern şehircilik harikası (!) bu gecekondu semtiyle artık ahpap olduk... Karşımıza nerede tavuklar, nerede inekler çıkacak, biliyoruz; çamaşır asan kadınlara selam veriyoruz, evlerin içini görüyoruz. Geçen günkü yağmurlarda sel haline gelmiş sulara kapılıp gitmekten zor kurtulduk! Acaba böylesine büyük bir merkez yapılırken, yolu niye düşünülmedi? Niye boru döşemekten altgeçit yapmaya tüm o çalışmaları binayla eşzamanda yapmadılar? En azından, yol inşaatları için 25 milyon dolarlık bağışla kente borçlarını ödemişler. O zaman, tüm kabahat yerel yönetimde değil mi? Yoksa Aziz Nesin o tespitini, belediyeye işinin düştüğü dönemde mi yapmıştı?