Birinci Kordon, İzmir için çok önemlidir. İzmir’in tarihidir. Yedi-sekiz katlı setlerle, kentten koparılsa da İzmir’in simgesidir. Hayali geniş olanlar, Kordon’da herhangi bir yere oturduklarında, bir 9 Eylül günü, İzmir’i onurlandıran suvarilerin nal seslerini bile duyar burada.

Gerçekten, ister restoran, ister birahane, ister kafeterya. Herhangi bir yere oturun. Soğuk-sıcak, alkollü-alkolsüz, ne içerseniz için, şöyle bir bakının çevrenize. Nelere tanık olmuştur o güzelim Kordon. Bir ara, ’Biz yapalım istim arkadan nasılsa gelir’ düşüncesindekilerin gayretiyle, denizle bağlantısı bile kesildi. Gidenler uzun süre, deniz yerine bir toprak yığınıyla başbaşa kaldı, zorunlu olarak. Ama o demde bile Kordon, yine İzmir’in Kordon’uydu, gerdanlığıydı.

Bir mozaik yeridir Kordon. Her an ünlü birisiyle karşılaşabilir insan. Sanatçı, iş adamı, politikacı, sivil toplum temsilcisi, yaygın deyimiyle kanaat önderi. Bir çok ünsüz gezer orada. Limontepe, Gültepe, Hatay, Güzelyalı, Karşıyaka, Bornova... Her yerden, her telden insanın buluştuğu yerdir Kordon.

Başkan Ahmet Piriştina el attı Kordon’a. Toprak dağları eritildi, yeşil alana dönüştürüldü, yürüyüş-bisiklet yolları yapıldı. Yeni bir kimlik kazandı Kordon. İzmir’in Cumhuriyet’ten sonra, iki yeni meydanı oldu. Biri Vasıf Çınar, daha çok sergi gibi sanat etkinliklerine sahne olan. Diğeri Gündoğdu. Türkiye tarihine unutulmaz harflerle kazınan Cumhuriyet Meydanı’na ev sahipliği yapan. Bir de disiplin getirildi Kordon’a. İşletmeler ne kadar yere taşacaklarını bildiler, tenteler bir örnek oldu. Yayalara geçiş yolu ayrıldı.

Yine eski günlere dönüldü. Herkesin sevgilisi oldu Kordon. Özellikle akşama doğru saatlerde buluşulan. Herkesin bir yeri oldu. Ya balıkçı, ya kebapçı, ya biracı, ya kahveci. (Örneğin benimki, orada 30 yılı aşan Sirena) Ve bir zaman geldi. Kordon’a bir haller oldu.

Görenlerin içi gerçekten cızzzzz etti. Görmesi gerekenler nedense yoktu ortalıkta. Bir garip örtüler kondu tentelerin üstüne. Hatta kara çarşaflar. Garip garip duyurular yazıldı, ’şu kadar bira ya da rakı, yanında mısır ya da bilmem ne mezesi şu kadar para’ diye. İnanılmazdı, ama olmuştu. Kordon’u sevenler yok oldu. Bu güzelim yerin değerini bilmeyenler. Tuhaf bir hale sokmaya kalkıştı.

Ama sonunda konu Hürriyet EGE’ye taşındı. Ve şükür ki, olması gereken oldu. Disiplinli günler geri geldi. Şimdilik sorun yok. Ama olmayacak anlamına gelmez tabii. Önümüz kış. Yağmurlu günler bekliyor bizi. (İçten dileğim bol bol yağsın) Kordon’a dikkat edelim. Elbette önlemler alınacak, ama Kordon’a yakışmalı. Yürüyüş yolunu elden geçirip Kordon’a yakıştıranlar. Lütfen sık sık buraya uğrayın. Bir turlayın, ya da bir yerde oturun. Ama dikkat edin. Kordon, hepimizin. İzmir’in simgesi, hep bu kente yakışır şekilde kalsın. İşletmeciler de artık Kordon’un bir parçası olduklarını anlasın.

Son söz, lüften Kordon’a dikkat.