Kariyer için Sosyal Marka
Bu yılın olayı, Facebook’ta az da olsa bir yerlerden tanıdığımız kişileri dürtmek, tatil anılarımızı milyonlarla paylaşmak ve en güçlü zombi olmak için yarışmaktı.

Eğer bütün bunlar size anlamsız geliyorsa; siz kariyeri için interneti kullanan, sayıları gittikçe artan topluluğa ait değilsiniz demektir. İnterneti bilgi kaynağı olmaktan çıkarıp, kişisel ifadelerin kendini gösterdiği bir platforma dönüştüren, Facebook, YouTube ve Flickr gibi siteler sayesinde kendi markanızı oluşturup, potansiyel bağlantılar kurabiliyor ve daha önceleri hayal bile edemeyeceğiniz kişilere ulaşabiliyorsunuz.

Ancak internet bir yandan verirken diğer yandan alıyor...

Frank Duffy, kristal küresini incelerken, mimari uygulamalar için tehdit oluşturan ve giderek gelişen sanal dünyayı keşfetti. Böylece mimari egemenlik için gerçek dünyada mekanlar yaratmanın üzerinde bir fırsat öngördü. Duffy, anahtarın uzmanlık olduğuna inanıyor.

Ayrıca internet çok daha acil sorunlara da çözümler sunuyor. Takım arkadaşınız, sizi dağınıklığı toplamak üzere yalnız bırakarak bütün gününü sanal dostlarıyla film türleri üzerinde tartışırken geçirse, hiçbir şey yapmadan sessizce oturur muydunuz, tembel arkadaşınızı karşınıza alıp konuşur muydunuz yoksa bir Facebook politikası mı bastırırdınız? Uzmanlar bu gibi çıkmazlar için çözümler geliştirmişler.

Bu arada BD de bu yıl internet sitesi bdonline.co.uk’u yenileyerek kendi internet devrimini yaşadı.

1.000’den fazla mimarlık pozisyonuyla başı çeken kariyer sitesi bd4jobs.co.uk’un da katkısıyla, önemli bir bilgi ve iletişim kaynağı haline gelen bdonline.co.uk, saygın AOP ödülleri için aday listesinde yerini aldı.

Çok daha şaşırtıcı gelişmeler de kapıda. Yeni yılda, yeni bağlantılar kurabileceğiniz, dünyanın ilk sanal kariyer fuarına ev sahipliği yapacağız

Şimdi “noodling” zamanı, tabi bunun anlamını biliyorsanız.

İnternet Çağında Hayatta Kalmanın Anahtarı Uzmanlık
Değişiklik iyidir. Fikirleri ve uygulamaları doğal karşılamanın aksine, araştırmaya açık hale getirecek koşullar sağlar.

Peki bugünlerde mimarların geleceğini etkileyecek ne gibi değişikler oluyor? Bana göre dört tane: Kaydedilen mimari konseptlerdeki değişiklikler, müşteriler ile olan ilişkimiz, bina üretimi bakımından, ve son olarak da; mimarinin doğasının kendi içinde geçirdiği değişimler.

Son on yıl içinde bu ülkede mimarların başardığı çoğu şeye hayranlık duyuyorum. Mütemadiyen profesyonelliğe doğru akan dev yetenek şelalerinin etkisinde kalıyorum. Fakat, paylaşmaya eğilimli olduğumuz bazı kör noktaların da farkındayım: Bilgisayarın daha doğal karşılanır hale gelmesi, müşterilerin dinlenmek yerine susturulması, üretim yöntemlerinde öncü olmaktan çok gözlemleyici olunması ve fiziksel çevreyi yaratma rolümüzü bir mücadeleden de öte görmek.

Eğitim Anormalisi
Bu başarısızlıklar, mimari uygulamalardan ziyade mimari eğitim ve biçimleri niteleyen garip özelliklere doğru ilerliyor; hukuk, mühendislik, tıp gibi diğer büyük mesleklerin aksine, mimari uzmanlığın içinde derin bir güvensizlik var.

“Biz mimarlar her nasılsa kafalarımızın içinde; her birimizin bireysel olarak yolumuza çıkan her şeyin üstesinden gelebileceğimiz duygusuna sahibiz.”

Oysa bunun yerine, uzmanlığa güvenmek zorundayız. Bu olmaksızın, yüz yüze geleceğimiz bu dört büyük değişime ayak uyduramayız. Çelişkili olarak, uzmanlık olmaksızın da, kimi büyük, her şeyi içine alan, stratejik sorunlar yeterince adreslenemez ya da tanımlanamaz.

Bu durumda mimari konseptlerin elde edildiği yola bakmak gerekiyor. Bilgisayarın dev gücü pek çok mimarı, tasarımın başından, üretim süreci sonunda alanda uygulanmasına kadar kesintisiz bir süreç olması gerekliliğine inandırıyor. Bu gibi bütünleşik süreçlerin tehlikeli tarafı; bizi, farklı tasarım seçenekleri keşfetme alternatiflerini terk ettiğimiz ve en kötüsü yapıların bizim için ne anlama geldiğini sorgulamayı unutturan bir çeşit teknolojik determinizme sürüklüyor olması, yeni icatlar kavisli duvarlara dönüyor.

Bu kesintisiz, hermetik tasarlama – teslim etme süreci kaymerası*, mimarları müşterilerinin sesini bastırma konusunda yüreklendiriyor. Pek çok mimar, belirsizlikle uğraşmak yerine, peşin hükümlü çözümler üretmeyi tercih ediyor. Müşterilerimizin kararlarının ardındaki; karmaşık, sınırlanmamış, değer yüklü, dağınık ve çoğu zaman bir hayli politik sorunlardan kaçınmamızın sebebi de sezgilerimiz. İyi planlanmış bir tasarımın ilk koşulu, ciddi anlamda uzmanlaşmış becerileri talep eden bu sorunları anlamak mıdır?

Sakin Bölge
En büyük hata; mimarların, finansman sağlama ve bina kullanımı karmaşası ile yüzyüze gelme konusundaki isteksizliği. Tasarım bunlardan bağımsız olamaz. Eğer yasal, finansal ve yönetimsel sistemlerin, binalarımızı ve şehirlerimiz nasıl şekillendirdiğini anlarsak, bu sistemleri topluma yarar sağlayacak şekilde değiştirebilmenin yanında entellektüel bir güce sahip oluruz. Pek çok zorlu mücadeleden geri çekilerek, fark etmeden, fiziksel çevreyi yaratan rolümüzün içinde, müdacelenin ötesinde gibi görünen sakin bir bölge yaratırız. Süreç içinde tasarımı kısırlaştırmış oluruz.

Ne var ki, önümüzde kaçınamadığımız yeni bir mücadele var; gittikçe yükselen sanal dünyada, Second Life sınırlarında, hazır ve nazır gözle görülmeyen bulutlarla sarılı, güvenilir, artan güçlü teknoloji içinde, biri er ya da geç mimarlara, gerçek mekan ve alanlarda yaratıcı rolümüzü nasıl haklı çıkarmaya devam ettiğimizi soracaktır.

Bu soruyu cevaplamak için becerebildiğimiz kadar çok argümanı toplamak zorunda olacağız. Gerçekten güçlü argümanlar üretmek için ise; mesleğimizi, realiteyle yüzleşmeye; evrenselciliği terk etmeye; entellektüel kaynakları paylaşmaya ve uzun bir aradan sonra uzmanlığın gereksinimi kabul etmeye zorlayacak fikirlere ve veriye ihtiyacımız var.

*Kaymera: Yunan mitolojisinde; başı aslan, gövdesi keçi, kuyruk bölümü ejderha olan ve ateş püsküren canavar.