Haberler

Bodrum’daki boş arazide, şimdi milattan sonra II. yüzyıl yatıyor

Tarih: 30 Ekim 2007 Kaynak: Evrensel Yazan: Üstün Akmen
Geçenlerde Bodrum’un Dereköy’ünde Mimar Serdar Anlagan’ın yeni bitirdiği ilginç mi ilginç mimari örneği özellik taşıyan yeni evindeydik. Bodrum Müzesi’nin emekli Müdür Yardımcısı Ali Uçarer, müzenin ünlü mü ünlü müdürü Oğuz Alpözen, Ressam Mustafa Altıntaş bir masanın çevresine toplaşıp söyleştik. Bir yakınım aracılığıyla birlikteleşmiştik.

Ali Uçarer bir ara, Mars Mabedi Caddesi’nde bulunan SİT alanındaki dört villa inşaatı kazısından çıkan ve de birinciden üçüncü derece arkeolojik değer taşıyan tarihi eserlerin inşaatın yanındaki boş arsaya atıldığını kaymakamlığa “ihbar” ettiğini anlatmaz mı?

Anında kulak kesildim.

Başarılı olmanın dayanılmaz ağırlığı
Aralarında uzun uzun konuştular. İngiliz araştırmacı Charles Newton’un 1856-1858’de Halikarnassos’taki araştırmalarda bulduğu eserlerin devamı niteliğinde olduğu saptanan M.S. II. yüzyıla ait eserlerin iş makineleriyle molozların, çöplerin arasında boş araziye atılmasını, müze müdürü Yaşar Yıldız’ın: “Bu eserler ile ilgili en küçük bilgimiz yoktu” demesini ağzım bir karış açık dinledim. Kaymakam Bey’in ne yapacağınıysa beklemekteyim.

Bodrum Müzesi’nin 61 yaş emekliliğine kurban edilen eski müdürü Oğuz Alpözen, masanın diğer ucundan Uçarer’in, Anlagan’ı ve Altıntaş’ı izliyordu. Alpözen’e baktıkça ister istemez bu ülkede başarılı olmanın zorluğunu düşündüm. “Tarifi mümkün olmayan” bir hüzne gömüldüm.

Günümüz Türkiye’sine bakış
Türkiye’de, hiç mi hiç önemsenmeyen kültür alanında iş becermek hünerdi. Türkiye’de bürokrasi rasyonelliğini tümüyle yitirmişti. Nitelikli insan gücü tükenmişti. Yönetim kadroları yetersizdi.

Oğuz Alpözen gibiler, bu ortamda doğal olarak derhal “ham” edilmekteydi. Örnek, karşımda dimdikti.

Kim bu Oğuz Alpözen
Oğuz Alpözen, 1978 yılının Haziran ayında Bodrum Müzesi’ne müdür olarak atanmasını izleyen ilk günlerden itibaren inanılmazı gerçekleştirmiş, tüm olanaksızlıklara karşın restorasyona kalkışmış bir kültür misyoneriydi. Çoraklığı yeşilliğe dönüştüren doğa havarisiydi. Dünyanın ilk sualtı arkeoloji müzesini kuran çağdaş şövalyeydi. Dünyada ilk kez gerçekleştirilen bir yöntemle, Kayra Prensesi’ne “can veren”di. Gene dünyada ilk kez, bir “Doğu Roma Batığı”nın sergilenmesine ön ayak olan “sergüzeşt”ti. Bir cam batığa estetik katan zevk sahibiydi. Müze bahçesinde tavus kuşu beslediği için hakkında soruşturma açılan “cengâver”di.

Dahası... Bodrum Kalesi’ni bugünkü konumuna ulaştırandı Oğuz Alpözen. Müzesinde her yıl yeni bir bölüm açan, bilimsel kongrelerde tanıtıp yayınlayan, bilimsel çevrelerde ünüyle anılan bir müzeciydi.

Karyalı Prenses, Tunç Çağı Batıkları, MS. VII. Yüzyıl Doğu Roma Gemisi, Cam Batığı, Türk Hamamı, Komutan Kulesi hep onun düzenlemeleriydi.

Müzecilik sempozyumlarında müzecilerin her yıl kendisinden yeni bir çalışma beklediği “müzelik olmayan” örnek bir müzeciydi.

Ne yapmış bu müzeci
Bordum Kalesi’nde Gatineau Kulesi ve çevresindeki iç hendek düzenlemesini yaparken bir keresinde “Zindan”ı ortaya çıkarmış, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, İzmir Röneve ve Anıtlar Müdürlüğü, Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü’nün katkıları ile kulenin restorasyonu yapmış ve “Zindan”, dönemin Kültür Bakanı Fikri Sağlar tarafından 1994’de ziyarete açılmıştı. Basından izlemiştim, dün gibi anımsıyorum.

Bir kez daha gezdim, gördüm. Bu bölüm hiç kuşkum yok ki, müzenin en çok ilgi çeken bölümlerinden bir bölümdü. Kültür Bakanlığı’nın da açılışından bu yana 14 yıldır zindanı kendi Internet sitesinde “Tanrının bulunmadığı yer olarak” yayınladığını da biliyordum. Buradaki Latince yazının yanına İngilizce ve Türkçe karşılıklarının yazılmış olduklarını da…

İyi de, neden Tanrının bulunmadığı yer? Madem öğrendim, meraklısına anlatayım. Gatineau Kulesi’nin dış kapısı üzerinde Jacques Gatineau’nun ve Magnus Magister Emery d’Amboise’nin armaları bulunmaktaymış. Kuleden yirmi üç basamakla inilen iç kapı üzerinde Tanrının bulunmadığı yer anlamına gelen Latince “Inde Deus Abest” yazılıymış. Şövalyeler, kaleden çekilirlerken ileride kendilerini suçlayacak bu belgenin nedense farkında olamamışlar. Olamadıkları için olsa gerek, belgeyi Alpözen’in gözünden kaçıramamışlar.

Esas tanrının bulunduğu yere bakın siz
Gün gelmiş, devran dönmüş, meydanlar gümbür gümbür gümbürdemiş Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Orhan Düzgün’den müze müdürlüğüne gelen bir yazıda, zindan girişinde bulunan tabelanın kaldırılması ve Latince yazının da tarihi arkeolojik değeri olmadığı gerekçesi ile kazınması istenmiş.

Soyadı “düzgün” olan Orhan Bey, Latince yazının kazınmasını istemiş istemesine de, bu isteği yaparken müzeler tarihinde bir ilke imza attığının ayırtında değilmiş. Meğer Genel Müdür, İç Hizmetler Yönetmeliği uyarınca arkeolog, sanat tarihçisi ya da filolog olması gerekirken, doğrudan kaymakamlık makamı tarafından bu göreve atanmış. Oysa müzecilik bir bilim dalı değil mi? Bu tür göreve geleceklerin de bu eğitimi almaları gerekmez mi? Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana “teamül” bu yönde değil mi? Bir arkeolog, yasalar ve yönetmelikler uyarınca kaymakamlık yapamayacağına göre, bir kaymakamın müzeler genel müdürü olması komik değil mi?

Burası Türkiye
Alpözen, Bodrum Müzesi’nde başta Karyalı Prenses’in altın takıları ve değerli eşyaları, Uluburun Batağı’ndan çıkarılan altın kupa ve takılar, Mısır Kraliçesi Nefertiti’nin altın mührü ve resminin aralarında bulunduğu değerli eserlerin, dünyanın en zengin ve paha biçilmez eserleri olduğunu söyledi. M.S. II. yüzyıla ait eserlerin iş makineleriyle molozların, çöplerin arasında boş araziye atılmasını; müze müdürü Yaşar Yıldız’ın: “Bu eserlerden bilgimiz yoktu” demesini anımsattım, pek ters baktı, bakışıyla beni ürküttü.

Kırıktı, kırgındı, küskündü, üzgündü. Şakayla karışık: “N’aparsın Hocam burası Türkiye,” dedim. Gülümsemesi bile hüzün yüklüydü.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.