Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) 5. İletişim Zirvesi kapsamında, ''İstanbul'un Taşı Toprağı Kültür'' konseptiyle bir sempozyum düzenlendi.
Açılışını Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın yaptığı sempozyum, MÜSİAD Genel Merkezinde gerçekleştirildi. Sempozyumda konuşan MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Bolat, medeniyetlerin kesişme noktasında bulunan İstanbul'un, aynı zamanda insanlık kültürünün de baş şehri sayılması gerektiğini kaydetti.
Anadolu insanının, İstanbul'u bir geçim yeri olarak gördüğünü ve bunu''İstanbul'un taşı, toprağı altın'' sözleriyle ifade ettiğini hatırlatan Bolat, kendilerinin de bu sözden ilham alarak, sempozyuma ''İstanbul'un taşı, toprağı kültür'' adını verdiklerini anlattı.
Bu konseptte düzenlenen sempozyumun önemli bir ayağını da şehirli olma şuurunun oluşturduğunu ifade eden Bolat, İstanbul'un dillere destan güzelliğinin zaman içerisinde budandığını ve kentin neredeyse beton yığınına dönüştüğünü söyledi.
''İstanbul'un 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçilmesi, başta turizm olmak üzere, çevreden ulaşıma ve hizmet sektörüne kadar bir çok sektörde önümüze yeni fırsatlar, yatırımlar ve yeni girişim imkanları getirecektir'' diyen Bolat, şehrin avantajlarının ve envanterinin belirlenmesi kapsamında MÜSİAD olarak bazı önerilerde bulunduklarını kaydetti.
Ulaşımı ve iletişimi çözmüş modern bir şehir için alt yapıdan üst yapıya tüm hazırlıkları içeren strateji ve planların zenginleştirilmesini isteyen Bolat, geçmişte ''Avrupa Kültür Başkenti'' seçilen büyük Avrupa şehirlerinin uygulamalarının detaylı olarak incelenmesi gerektiğini belirtti.
Merkez, yerel yönetim, sivil toplum ve özel sektörün el ele vererek çalışmaları başarıyla gerçekleştirip, sürecin İstanbul'a hak ettiği katma değeri kazandırmasının sağlanması gerektiğine işaret eden Bolat, bu çalışmaların en etkin ve doğru hedefe ulaşması için iyi bir koordinasyonun şart olduğunu söyledi. Bolat, bu koordinasyonun daha şeffaf ve katılımcı bir anlayışla şekillendirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Bolat, medya çevreleri ile kültür çevreleri arasındaki kopukluğa da dikkati çekerek, ''Kültür ve medya çevreleri, ortak idrak, hassasiyet ve hareket içerisinde bulunmalıdır. İstanbul'un zengin tarihi mirasının gün ışığına çıkartılması çalışmaları, sadece Roma ve Bizans eserleriyle sınırlı kalmamalı, Osmanlı eserleri de yok sayılmamalıdır'' diye konuştu.
Kadın, Çocuk ve Gençlere Yönelik Projeler
Sempozyumda söz alan İstanbul Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı da İstanbul 2010 Kültür Başkenti Projesi Girişim Grubu'nun kurulmasından beri bu projede görev aldığını söyledi.
İstanbul'un ''2010 Kültür Başkenti'' seçilmesinin son derece zorlu bir mücadeleden sonra gerçekleştiğini belirten Taşbaşı, kamuoyunda bu süreci basit bir olay gibi görenler bulunduğundan yakındı.
Taşbaşı, ''2010 Kültür Başkenti'' başvurusunu yaptıklarında kendilerine, İstanbullular ile Avrupalılar arasında nasıl bir kültürel iletişim kurabileceklerinin sorulduğunu anlattı. Bu nedenle, başvuru dosyasında bu konulara öncelik verdiklerini dile getiren Taşbaşı, 2007'den sonraki hazırlık çalışmalarında da ''insan odaklı'', kadınlara, çocuklara ve gençlere yönelik projeler hazırladıklarını kaydetti.
Başbakan Erdoğan'ın Büyük Katkısı Oldu
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul 2010 Kültür Başkenti Projesi Danışma Kurulu Başkanı Egemen Bağış da Türkler'in, kültür konusunda birçok millete öncülük etmesi gereken bir millet olduğunu söyledi. Bağış, şunları kaydetti:
''2010 yılına kadar, İstanbul'un, yeniden bir medeniyetler başkenti olduğunu, bir kültür başkenti olduğunu sadece dünyaya değil, kendimize de bir kez daha hatırlatma fırsatı bulacağız. İstanbul 2010 Kültür Başkenti Projesi'nin bu noktaya gelmesinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın çok büyük katkısı oldu. Bu çerçevede, arkamızda artık Cumhurbaşkanı'ndan Meclis Başkanı'na, Başbakan'dan Kültür ve Turizm Bakanı'na, Dışişleri Bakanı'ndan Büyükşehir Belediye Başkanı, Vali, ilçe belediyeleri, İl Özel İdaresi ve İl Genel Meclisine kadar birçok kişi bulunuyor.''
Bağış, İstanbul'un artık dünyanın önemli zirvelerinin yapıldığı bir merkez haline geldiğini de sözlerine ekledi.