Haberler

Almanya ve yabancıların camileri!

Tarih: 5 Kasım 2007 Kaynak: Akşam Yazan: Deniz Gökçe
Bu satırların yazarı üç gün evvel İstanbul’da bir kilisede yapılan ve Hakan Erdoğan tarafından organize edilen Bach günleri çerçevesinde, kilisede müzik dinledi, kilisenin Meksikalı rahibi ile el sıkıştı, sohbet etti, çan seslerinden de hiç rahatsız olmadı!

Ama Almanlar, Almanya’daki Türklerin dini yapılarına bizim kiliselere gösterdiğimiz hoşgörüyü, galiba, pek göstermiyorlar.

Bugün Almanya’da yaşayan 7,4 milyon yabancının 2,7 milyonu Türk. Alman vatandaşlığına geçen yabancıları da kattığımızda bu rakam 15,3 milyona çıkıyor. Bu nüfusun içindeki olası Türkleri de sayarsak bugün Almanya’da yaklaşık 5 milyon Türk yaşadığını tahmin edebiliriz. Diğer Müslüman ülkelerden gelenler de hesaplanırsa Almanya’da 6 milyonu aşan sayıda İslam inancını taşıyan olduğunu varsaymamız gerekir. Çoğunluğun Türk olması dolayısıyla Almanya’da din konusunda yapılan tartışmalar genelde Türk-İslam kuruluşları ile olmakta. Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı’nın himayesindeki DİTİB (Diyanet İşleri Türk İslam Birliği) en büyük yasal kuruluş. En etkilisi DİTİB olmakla beraber fazla sayıda dini kuruluşun da çalışmalarda bulunduğu biliniyor.

Son yıllara kadar Müslümanlar inançları gereği ibadetlerini, namazları ve de özellikle cuma namazlarını, eski depolardan veya kullanılmayan fabrikalardan bozma “cami”lerde yapıyorlardı. Bu “cami”ler fazla göze çarpmayan şekilde kıyıda köşede yer almakta, genelde etrafta oturanlar tarafından bilinmekte fakat şikâyete sebep olmamaktaydı. Son üç-dört yıldır Almanya’daki İslam cemaati açığa çıkma, kendini kabul ettirme ve Alman toplumunun bir parçası olmakla beraber inançlarının değişik olduğunu belli etme ihtiyacını duymaya başladılar. İşte bu davranış tutucu Alman toplumunu rahatsız etmeye başladı. İslam derneklerinin Alman hükümeti ile müzakere masasına oturmaları, onları cesaretlendirmiş bulunuyor. Bundan böyle büyük bir cami yaparak güç gösterisi yapabileceklerine inanıyorlar. Sosyal Demokratlar ve Yeşiller dışındaki siyasi partiler, özellikle Nasyonal Demokratlar, Bavyera’daki Hıristiyan Sosyal Birlik mensupları bu rahatsızlıklarını en belirgin şekilde ifade etmeye başladılar. Bu durum yalnızca Almanya’ya özgü bir özellik değil. Fransa ve İngiltere’de de az veya çok aynı durumla karşılaşılmakta.

Bugün Almanya’da yaklaşık 2400 mescit bulunmakta. Bunların tamamı eski binalarda ve göze çarpmayacak şekilde. Ancak 160 adet de cami var ve 184 tanesinin inşaatı planlanmakta. Son günlerde en büyük gürültü, DİTİB tarafından, Köln’de yapılması planlanan, projesi tamamlanmış bir cami etrafında kopuyor. Köln-Ehrenfeld’de inşaatı planlanan caminin kubbesi 35 metre yükseklikte. Her biri 55 metre boyunda iki tane de minaresi mevcut. Bunun dışında, adet olduğu üzere caminin etrafında bir yaşam kompleksi yer almakta. Bir kitaplık, doktor muayenehaneleri, avukat büroları ve çeşitli dükkânlar yoluyla cami bakımının ve ileride ortaya çıkacak masraflarının karşılanması düşünülüyor. 20 milyon Euro tutan yapım bedeli ise toplanan bağışlarla karşılanmış durumda. Külliye özelliğindeki bu inşaatın yapılması, cami inşaatlarının hızla çoğalması ve göze çarpıcı binalar olarak yapılması, son günlerin moda terimi “radikal İslam” korkusunun yayılmasına sebep olmakta. İslam karşıtlığı hızla yayılmakta ve kökten dinci İslam karşıtlığının yerini almakta. İslami derneklerde organize olmuş 30.000 kişiyi geçmeyen kökten dincilerin milyonlarca mütedeyyin Müslüman’ın, Alman resmi makamlarınca, ibadetlerinde kısıtlanması özgür ve çok kültürlü toplum iddiasında bulunan Avrupa Birliği içerisinde anlaşılır gibi değil.

Bavyera eski Başbakanı Edmund Stoiber yapılacak camilerin hiçbir zaman katedrallerden büyük olmaması gerektiğini belirtmekte; pek çok siyasi, camilerin izolasyon sembolü olduğunu, minarelerin de şeriatı temsil ettiklerini söylemekte.

Köln camiinin mimari projesi için herkese açık yarışmayı kazanan Paul Böhm ve babası Gottfried Böhm Almanyanın en tanınmış kilise mimarlarından. Kendisi de Katolik olan Böhm kendi kiliselerinin yapımını Katolik bir mimara vermek zorunda olduklarını belirterek, İslam cemaatinin özgürce davranışla herkese açık bir yarışma açmasını takdirle karşıladığını belirtmekte.

Bugün 2,7 milyon Türk’ü entegre etmekte güçlük çeken Almanya’nın Türkiye’nin 72 milyon nüfusu ile AB’ye girmesine karşı gelmesine bu şartlarda şaşmamak gerek. Konu hassas bir konu, ama bilinsin istedik!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.