Fatih Belediyesi tarafından geliştirilen ve İstanbul'un bölgelere ayrılıp, dokusunun bozulması anlayışının ayaklarından biri olduğu iddia edilen Sulukule Yenileme Projesi'ni protesto eden mahalle sakinleri hazırladıkları dilekçeyi milletvekillerine verdi. Ufuk Uras ve Baskın Oran ile CHP'li milletvekili Çetin Soysal'ın katılımıyla 'Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği'nde biraraya gelen Sulukule halkı temsilcileri ve dernek yöneticileri milletvekillerine dertlerini anlattılar.

Sulukule Platformu sözcülerinden Asım Hallaç, sorunlarını çözmek için desteklerini sunacaklarına inandıkları insanlara çağrı yaptıklarını belirterek, "Sulukule için mecliste desteğe ihtiyacımız var. Öncülüğü yaptıkları için bugün burada bulunanlara teşekkür ediyoruz" dedi. 

Belediye Mağdur Etti
İnsan Yerleşimleri Derneği Başkanı Korhan Gümüş ise "Fatih Belediyesi'nin bu kararı herkesi mağdur etti. Daha proje kuruldan geçmeden 15-16 ev yıkıldı, birçok insan açıkta kaldı. Hava koşulları görüyorsunuz gittikçe sertleşiyor. İnsanların mağduriyeti daha da artacak. Biz konu Avrupa Parlamento-sun'na gitmeden bizim parlamentomuzda görüşülsün istiyoruz" dedi. CHP'li milletvekili Çetin Soysal ise Sulukule'de yaşamış ve dokuyu bilen bir insan olarak konuştuğunu belirtirken, 1990'lardan beri, 30'lu 40'h yılların İstanbul'unun yerine başka bir İstanbul konmaya çalışıldığından yakındı. Sulukule halkının varolma mücadelesine büyük önem atfettiklerini belirten Ufuk Uras da, "Bedrettin Dalan döneminden beri şehir finans merkezi haline getirilmeye çalışılıyor. Ama İstanbul herhangi bir şehir, Sulukule de herhangi bir yer değil" dedi.

AKP'nin parti politikasında 'Farklılıklar zenginliğimizdir' gibi cok şık lafların olduğunu söyleyen Uras, kâr tutkusu ile bu farklılıkların tek tipe indirgenmeye çalışıldığını ve Sulukule'deki zenginliği yok etmeye çalışmanın da bunun bir sonucu olduğunun altını çizdi.

"Türkiye'ye Zarar Veriliyor"
Baskın Oran "Kendi ulusal parlamentomuzun ele almadığı bir sorun Avrupa parlamentosuna gidiyor. Sorunları mantık ve hukuk çerçevesinde değerlendiremediğimizden, insanları ya Avrupa'ya ya da dağa çıkmaya yönlendiriyoruz. Bir bakıma biz kendi topuğumuza ateş ediyoruz. Tatsızlığın üzerine mantıksızlık inşa ediyoruz" diye konuştu.