Alibeyköy'de yaşayan vatandaşlar gecekondu kanunu gereği kendilerine tahsis edilen ve bedelini taksitle ödedikleri kendi arsalarında işgalci konumuna düştü. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün bedelini aldığı halde arsaların hak sahiplerine devrine yanaşmaması, vatandaşın mağduriyetinin sürmesine neden oluyor. 1973'te 775 sayılı Gecekondu Kanunu kapsamında dönemin Alibeyköy Belediyesi'nce Gecekondu Önleme Bölgesi ilan edilerek bugün Akşemsettin ve Çırçır Mahalleri arasında kalan bölgede satışa çıkarılan arsaları rayiç bedellerini ödeyerek satın alan 622 adet parselin sahiplerine, aradan 30 yıl geçmesine rağmen tapuları verilmedi.
1973'ten başlayıp 1983'e kadar eşit taksitler halinde bedelini ödeyerek satın aldıkları arsaların tapularının verilmesine kısa bir süre, 12 Eylül darbesiyle dönemin Alibeyköy Belediyesi fesh edilip, belediyenin tüm yasal hak ve yükümlülükleri Büyükşehir Belediyesi'ne geçti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 1984'te bu arsaları kanun gereği sahipleri adına değil yeniden Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tescilledi. Belediye yetkilileri tapularını almak için müracaat eden parsel sahiplerini 1999'a kadar 'çalışmalar tamamlandığında vereceğiz' diyerek oyaladı. Tapularının verileceği günü umutla bekleyen vatandaşlar, 1999'da Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından adlarına açılan davalarla karşı karşıya kaldı.
Dönemin İmar İskan Bakanlığı'nın onayıyla Alibeyköy Belediyesi 1978'de Vakıflar Genel Müdürlüğü adına istimlak edilen yerlerin bedeli olarak Emlak Bankası'na 4 milyon 550 bin lira yatırdı. Vakıflar Genel Müdürlüğü ise bu parayı arsaların devri karşılığında 1997'de bankadan çekti. Vakıflar Genel Müdürlüğü istimlak edilen arsaların bedelini almış olmasına rağmen arsaların devrine yanaşmıyor. Yıllardır süren davalar ise vatandaşın mağduriyetine neden oluyor. Alibeyköy Akşemsettin Mahallesi Muhtarı Avni Demir devletin kurumları arasındaki kordinasyonsuzluk ve iç çekişmelerin iyi niyetli ve devletine güvenen vatandaşın sırtına yüklenmemesi gerektiğine dikkat çekerek sorun çözülemezse AİHM'e gideceklerini söyledi. Demir şunları söyledi; "Şimdi bu arsalarda yaklaşık 10 bin 15 arasında insan yaşamını sürdürüyor. Vakıflar ise açtığı davalarla bizi yıllar önce satın aldığımız arazilerden çıkarmaya çalışıyor. Bu yaşanan sorun devletin kurumları arasındaki koordinasyon eksikliğinden kaynaklanıyor. Yetkililer bu soruna çözüm bulmalı ve bu bölgede yaşayan insanların mağduriyetine son verilmeli. Bu soruna adil bir çözüm getirilmezse biz bu durumu AIHM'e götüreceğiz ve kendi ülkemizde arayamadığmız hakkımızı başka ülkelerin mahkemelerinde aramaya çalışacağız."