Haberler

Yasa geçti ama mücadele devam ediyor

Tarih: 13 Kasım 2007 Kaynak: Birgün Yazan: Özlem Zorcan
Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin Kanun TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi ancak tüm dünya ile birlikte Türkiye'de de nükleer karşıtlarının mücadelesi devam ediyor. Bununla ilişkin 8 Aralık 2007 tarihinde Endonezya'da 'Birleşmiş Mil-leder İklim Konferansı' toplanacak. Konferansın yapıldığı tarihlerde, tüm dünyada küresel ısınmaya karşı mücadele edenler sokağa çıkacak. Küresel Eylem Grubu üyeleri (KEG) 1 Aralık'ta Ankara'da düzenleyeceği eylemle, 'Kyoto'yu imzala-Küresel Isınmayı Durdur" demenin yanı sıra 'nükleer santral yasası' nedeniyle oluşacak sorunları gündeme getirecek. 8 Aralık'ta ise tüm Türkiye'den katılımla İstanbul Kadıköy Meydanı'nda olacak nükleer karşıdan "Başka bir enerji mümkün" diyecekler.

'İnsan mı Kar mı?'
Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız KEG sözcülerinden Ulaş Akbaş, "Hükümetlerin nükleer santral yapımında kamuoyunun tüm tepkisine rağmen bu denli ısrarcı olmalarının altında silah elde etme isteği yatıyor. Çok uluslu nükleer enerji şirketleri ise daha fazla kar peşinde. Söz konusu şirketler gelişmiş ülkelerin nükleerden vazgeçmeye başlamasıyla az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelere yöneldiler. Bugün nükleer santrale 'evet' veya 'hayır' demek arasındaki fark, 'kar' veya 'insan' demek arasındaki farktır" dedi. Türkiye'nin, ABD ve Avustralya ile beraber Kyoto Protokolü'ne imza vermeyen ülkelerden biri olduğunu hatırlatan Akbaş, "Türkiye şu an küresel ısınmanın esas sebebi olarak görebileceğimiz karbon salınımı artışında birinci sırada. Üstelik Hükümetin enerji planları bırakalım küresel ısınmayı bir veri olarak görmeyi, kömürle çalışan yeni santrallerle beraber 'küresel ısınmayı daha fazla nasıl arttırabiliriz?' dercesine hazırlanmış durumda. Bu nedenle yetersiz olmasına karşın, hükümetin küresel ısınmayı tanıması ve yükümlülük altına girmesi açısından Kyoto Protoko-lü'nü imzalaması çok önemli" diye konuştu.

'Gelişmiş Ülkeler Terk Ediyor'
Gelişmiş ülkelerde nükleer santrallerin güvensiz olması, atıklarının imha veya saklanma yönteminin olmayışı gibi nedenlerle inşa dahi edilmediğini ifade eden Akbaş şunları kaydetti: "Nükleer santralin onlarca zararından birisi de, yakıt olarak kullandığı uranyumun çıkartılma ve üretim sürecinde yine karbon salınımının gerçekleşiyor olması. Bir efsane olarak anlatılanın aksine nükleer santral de küresel ısınmaya katkı sunuyor. Nükleer santraller yatırım ve işletme aşamaları, atıkları ve ekonomik ömür sonu sökümü yüzyıl süren radyasyonla kirlenmiş santral parçaları nedeniyle kirli ve pahalı olduğu kadar tümüyle dışa bağımlı ve yakıt kaynakları sınırlı teknolojilerdir. Oysa Türkiye hidroelektrik, rüzgar, güneş, biyokütle, biyoyakıt, biyogaz gibi çok daha bol, yeterli, ucuz, yerli, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına sahiptir."

'Güneş, Rüzgar Bize Yeter'
Akbaş, Küresel Eylem Grubu olarak, "ne petrol ne nükleer, güneş rüzgar bize yeter!" dediklerini vurgulayarak, "Bizim ihtiyacımız olan ne dünyamızı mahveden kömür, doğal gaz santrallerinin karbondioksitli dumanları, ne de nükleer santrallerin radyoaktif atıklarıdır. İhtiyacımız olan, dünyanın yok olmasına alternatif olan güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir teknolojilerin yaygınlaştırılmasıdır" dedi. Akbaş, herkesi 1 ve 8 Aralık 2007 eylemlerine destek vermeye davet etti.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.