Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Müsteşarı Sabri Erbakan, Türkiye'deki 77 bin 552 kamu binasını güçlendirmek için 6 milyar 520 milyon YTL kaynağa ihtiyaç olduğunu belirterek, "Korkunç bir rakamla karşı karşıyayız. Bu kaynağı sadece devletten beklememiz mümkün değil" dedi.
Yapı Ürünleri Üreticileri Federasyonunca (YÜF) düzenlenen "Türkiye'nin Yapı Stoku ve Depremselliği, Deprem Riskinin Azaltılmasında Özel Sektörün Rolü" başlıklı panelin açılışında konuşan Erbakan, Bakanlık tarafından mevcut kamu binalarının afetlere karşı dayanıklılığının sağlanması amacıyla 2006'da yapılan envanter çalışmasında, okul ve hastane gibi kamu binalarının toplamının ve rehabilitasyon giderlerinin hesaplandığını söyledi. Erbakan, Türkiye'deki 77 bin 552 adet kamu binasını güçlendirmek için 6 milyar 520 milyon YTL kaynağa ihtiyaç bulunduğunun saptandığını kaydetti.
Erbakan "Korkunç bir rakamla karşı karşıyayız. Bu kaynağı sadece devletten beklememiz mümkün değil. Arayış içindeyiz. Ülkemizde 14 milyon konuttan bahsedildiği dikkate alındığında, benzer durumdaki konutlar için ne kadar büyük bir kaynağa ihtiyaç duyulduğu böylece ortaya çıkmaktadır" diye konuştu.
Mevcut yapı stokunun afetlere hazırlanmasına ilişkin tedbirlerin finansman ihtiyacının kamu bütçesinden karşılanması, dışarıdan kredi sağlama veya bağış ve hibelerle çözülmesinin imkanı olmadığını dile getiren Erbakan, şunları kaydetti:
"Gerek kaynak temini ve gerekse yapım teknolojilerinin kullanımı açısından yeni araçlara ihtiyaç vardır. Bunların başında, sigortacılık yoluyla teminat sağlanması, fon oluşturulması, bir kaynak modelinin oluşturulması gerekmektedir. Toplumu oluşturan bireyler, şirketler ve devlet üçgeninde bu soruna bir çözüm getirilmelidir."
İstanbul Valisi Muammer Güler de depreme hazır olma konusunda altyapı ve yapı stokunun önemini vurgulayarak, "Altyapı yönünden İstanbul'un iyi olduğu söylenebilir, ama yapı stokunda bunu söyleyemiyoruz" dedi.
Devletin kentsel dönüşümle ilgili birçok mevzuatta değişiklik yapması, özel sektörün ürünleri standarda uygun hale getirmesi ve denetlemesi, belediyelerin ise kentsel dönüşüm için yer göstermesi, kredi imkanları sağlaması gibi uygulamalarla bu sorunun çözülebileceğini ifade eden Güler, "İstanbul risk altında, ne kadar acele edersek o kadar iyidir" diye konuştu.