İhlas Madencilik, İzmir’in Bayındır ilçesinde bulunan toplam 18 altın madeni sahası için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan arama ruhsatlarını aldı. İzmir; Bergama-Ovacık, Efemçukuru köyü, Karşıyaka-Arapdağı, Ödemiş – Bozdağ’ın ardından Bayındır’da da altın madeni çalışmalarının başlaması ile adeta “altına hücumun başkenti” haline gelmiş durumda.

EGEÇEP Dönem Sözcüsü Arif Ali Cangı, İzmir’in bu durumunun hiç de şaşırtıcı olmadığını belirterek, “Çünkü, süreç yeraltı kaynaklarının talanı biçiminde yaşanıyor, ne pahasına olursa olsun...” diye konuştu.

Geçtiğimiz günlerde İMKB’ye bir açıklama gönderen İhlas Madencilik Şirketi, İzmir’in Bayındır ilçesinde bulunan 18 altın madeni sahası ile ilgili 4. grup arama ruhsatlarının Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan alındığını açıkladı. Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) Dönem Sözcüsü Av. Arif Ali Cangı, altın madencisi şirketlerinin ”altına hücum” sürecine Bergama Ovacık ile başladıklarını hatırlatarak, “Uşak-Eşme-Kışladağ, İzmir’in içme suyunu kirleteceği bilimsel raporlarla kanıtlanan Efemçukuru, Havran/Küçükdere, Artvin, Erzincan-İliç-Çöpler köyü ve Kazdağı, şimdi de Bayındır, altında ‘altın’ı olan her yer talana açılıyor” diye konuştu.

Talana karşı durulmalı
5177 sayılı Maden Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” ile her yerde madenciliğin yapılmasının önünün açıldığını belirten Cangı, bu yasa ile Maden Yasası ile birlikte toplam 11 yasada önemli değişiklikler yapıldığını aktardı. Yasa değişikliklerinin tek hedefinin “madenciliğin (madencilerin) önündeki engelleri kaldırmak” olduğunu kaydeden Cangı yapılan değişiklikleri şöyle sıraladı: “Orman alanları, milli parklar, özel koruma bölgeleri, ağaçlandırma alanları, tabiat alanları, özel koruma bölgeleri, doğal ve kültürel SİT alanları, tarım alanları, meralar, sulak alanlar, kıyılar, karasuları, kentlerin imar alanları, turizm bölgeleri, Su havzaları madencilik faaliyetine açıldı. Maden arama faaliyetleri ÇED kapsamı dışında bırakıldı. Altın madencilerinden, “ruhsat sahibi tarafından beyan edilen” ocak başı satış fiyatı tutarının yalnızca yüzde 2’sinin devlet hakkı olarak alınacağı düzenlendi. Büyük şehirlerin su havzalarının korunmasına ilişkin yönetmelik çıkarma yetkileri Çevre ve Orman Bakanlığı’nın uygun görüşüne bağlandı. Maden İşleri Genel Müdürü, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun doğal üyeleri arasına katıldı. Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu hükümlerine göre tahsis edilen sahada halen petrol ve madencilik faaliyeti yapılmakta ise bu faaliyetin izin süresi, ruhsat süresinin uzatılması halinde de bu süre bitimine kadar bu sahalar hakkında ormansız alan statüsü uygulanacağı düzenlendi. Maden işletme faaliyetleri için gerekli olan özel mülkiyete konu taşınmazların işletme ruhsatı sahibinin istemi üzerine kamulaştırılmasının yolu açıld.” Cangı talana karşı yapılacak tek şeyin yaşam savunucularının örgütlenmesi ve yaşamlarına sahip çıkması olduğunu belirtti.