Kışla birlikte kentteki kaldırım sorunu bir kez daha kendini gösterdi. Başkentin en işlek caddelerinden, en az kullanılan bölgelerine dek birçok yerde kaldırımlar ya bozuk, ya araları açık, ya da kırılmış durumda. Araya yağmur suları da dolunca kaldırımda yürümek eziyet haline geliyor. Kentin merkezi ve en işlek noktası olan Kızılay'da, Ulus'un işlek mahallerinde ve birçok merkez ilçede bastığınız yerden sular fışkırıyor. Kaldırımlar çamur deryasına dönüyor. Yurttaş kaldırımlarda "sekerek" ilerleyebiliyor. Beklemediğiniz bir anda önünüze kocaman bir çukur çıkabiliyor. Ana caddeler de bile "çamura bata çıka" yürüyüş başkente yakışmıyor.

Yeni bitirilmiş bir kaldırım telefon, elektirik, doğalgaz, foseptik gibi sorunlar nedeniyle sökülüyor. Kaldırımdan sökülen taşlar yerine konulsa da eskisinin yerini tutmadığından bozulma kaçınılmaz oluyor. Bu durumu Anakent Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı mühendisleri de kabullenirken, " Sorunlar yaşanıyor. Sökülen kaldırım taşları, iş bittikten sonra yeniden yerine konulması halinde eskisi gibi olmuyor. Bu oynamalar, kaldırımın altını üstüne getiriyor. Önceki yapılanlarla sonrakiler örtüşmüyor. Böyle olunca da yağmur yağdığında kaldırımlardaki su birikintilerinin önüne geçilemiyor" savunmasını yapıyor. Yetkililer, kaldırımlarda su birikintisi ve taşlarda oynama olmasının bir başka nedeninin de kaldırımların yapılır yapılmaz kullanıma açılması olduğunu belirtirken, "Kaldırım taşı döşendikten sonra en az 3-4 gün kullanıma kapatılmalı. Bu süre içinde kuruması beklenmeli ancak bu yapılamadığından kaldırımlar kısa süre içinde bozuluyor. Bu bozulma da yağmur yağdığında iyiden iyiye kendini gösteriyor" diyorlar.

İnşaat Mühendisleri Odası yetkilileri de yasalara ve yönetmeliklere uygun bir kent düşlediklerini ancak Anakent Belediyesi'nin anlayışıyla bunun zor olduğunu belirterek, imar kanunlarının çiğnendiği bir ortamda sağlıklı bir kent oluşumundan bahsedilemeyeceğini kaydettiler. İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı Fehmi Toptaş , Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek' in kendilerine yönelik eleştirilerini değerlendirirken, "Ulaşımıyla, alt ve üstyapısıyla, imar yönetmeliklerine uygun bir kent istediğimizi sürekli dile getiriyoruz ancak çözüme ilişkin yanıt almakta zorlanıyoruz. İnsanların yaşamını kolaylaştıran bir kent istiyoruz. Bunun da bilimsellikten geçtiğini biliyoruz. Ancak yönetim ve çalışma yöntemi olarak belediyenin bilimsellikten uzak bir anlayışa sahip olduğunu görüyoruz" dedi. İşlerin "Ben yaptım oldu" mantığıyla yürütüldüğünü vurgulayan Toptaş, "Gökçek, imar planlarını çiğnemekle meşgul. Yıllardır altyapı çalışması yürütüyor ancak henüz bir sonuca ulaşılmış değil. Yağmur yağdığında Ankara 'yüzen kent' haline geliyor" açıklamasını yaptı. Anakent Belediyesi'nin kendi bildiğini okuyan bir yapıya büründüğüne işaret eden Toptaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bırakın kentin merkezini, dört bir köşesinde kaldırımlarda yürünecek hâl kalmadı. Kaldırımların altına giren sular, bastıkça insanların üzerine sıçrıyor. İnsanlar da bu durumdan rahatsız ancak seslerini duyan yok. Sağa sola resimler yaparak, ışıklandırmalarla, birkaç ağaç dikerek çirkinlikler gizlenemez. Belediye kurum ve kuruluşlarıyla işlemez bir yapıya büründü. Altyapılar tamamlanmadan altı üstüne getirilen kaldırımlar, insanların psikolojisini de bozmaya başladı. Düzgünce, bir defa altyapı çalışması yapılsa, o zaman ne kaldırım bozulur, ne de insanların sinirleri. Belediyenin Altyapı Eşgüdüm Merkezi ne iş yapıyor belli değil. Bütün kurumları çağırarak, nerede ne iş yapılacağını, ona göre çalışmaların sürdürülmesini sağlaması gerekiyor ama gelin görün ki çalışmalar son derece yetersiz. Çözüm, işbirliği içinde çalışmaktan geçiyor ama bunu yapacak belediye nerede?"