Nükleer güç santrallari kurulmasına ilişkin yasa Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanmasının ardından Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yasaya göre, Hükümet, bazı arazileri nükleer santral kuracak şirketlere ücretsiz tahsis edecek. Bu santrallarda üretilecek elektriğin tamamı devlet tarafından satın alınacak. Yasa, nükleer kazayı önleme konusunda ciddi bir düzenleme getirmiyor. Nükleer atıkların ne olacağına ilişkin bir açıklık da yok. Bir nükleer kaza halinde doğacak tazminatın büyük bölümünü de devlet karşılamak zorunda kalacak. Bu arada, çeşitli kuruluşlar yaptıkları açıklamalarla yasanın yürürlüğe girmesinden duydukları kaygıyı ortaya koydular.

Adeta Derleme Bir Yasa
Elektrik Mühendisleri Odası'nın açıklamasında, yasayla ilgili şu değerlendirme yapıldı: "Nükleer santralların, kurulum, işletim ve sokum maliyetleri yüksektir. Bu santrallar çevre ve insan sağlığı için ciddi tehditler oluşturmaktadır. Türkiye'nin enerji sorunu güneş, akarsu, rüzgar kaynakları kullanılarak çözümlenebilir. 'Nükleer Karşıtı Platform ise nükleer güç santrallarının kurulmasıyla ilgili şu görüşleri dile getirdi:

"Nükleer santral konusu tüm dünyada bütün boyutlarıyla ele alınarak, çıkarılan yasaların sayfalar tuttuğu bilinmekteyken, TBMM'den çıkan yasa adeta derleme ve ısmarlama bir havadadır. Bu yasa açıklık ve netlik taşımamakta, santral yapımında önem taşıyan bütün konular ikincil yönetmeliklere bırakılmaktadır. Nükleer santrallar Türkiye'nin jeolojik yapısına uygun değildir."

Ankara Tabip Odası da (ATO) yasayla ilgili görüşlerini şöyle açıkladı: "Nükleer santrallar bir zorunluluk değil, siyasi bir tercihtir ve hiçbir hükümetin siyasi tercihleriyle halkın geleceğini karartmaya, çocuklarımızın yaşamlarıyla oynamaya hakkı yoktur. Yasada, nükleer kaza ihtimali, radyasyon tehlikesi ve risklere dair hiçbir düzenleme bulunmamaktadır.

ÖDP: Yasa nükleer lobilerin çıkarına
ÖDP Genel merkezinden yapılan açıklama şöyle; Hiçbir uzlaşma aranmadan, ben yaptım oldu anlayışı ile çıkartılan bu yasanın arkasında nükleer lobiler ve sermaye vardır. Ve bu kararı alanlar, ülkenin ve toplumun çıkarı yerine, nükleer lobilerin çıkarlarının savunuculuğun üstlenmiştir. Nükleer santralların kurulması, toplumu büyük bir risk altında yaşamaya mahkum etmek, geleceğini ipotek altına almak anlamına gelecektir.