Bizim grup yani Yeni Asır Yayın Grubu Başkanı Osman Gencer, Ege TV İcra Kurulu Başkanı Erol Yaraş, Milliyet Gazetesi Ege Bölge Temsilcisi Bülent Zarif, seyahati değerlendiren EXPO 2015 Avrupa İnisiyatifi Türkiye Eşbaşkanı Hüseyin Aslan ve bendeniz hem belediye sarayını hem de fuar alanlarını hayranlıkla izledikten sonra “Milano’nun EXPO’ya ihtiyacı yok” diyorduk.
İtalya’nın ekonomi, moda ve kültür şehri Milano’nun belediye başkanlığını “tüm sağ oyları alarak” yüzde 52 ile seçilen Başkan Moratti ile konuşurken bizdeki bu düşüncenin çok farkında olduğu belliydi. Moratti, bizim eski bir liderin deyimini aklımıza getirecek şekilde, “Milano için bir şey istemiyoruz, istediğimiz dünya için bir şeyler yapabilmek” diyordu. Bizim lider de “Kendim için bir şey istiyorsam namerdim” dememiş miydi...
Letizia Moratti, aslen Milano doğumlu. Osman Gencer ile Fransızca konuşurken öğrendik ki evde hem İtalyanca hem de Fransızca konuşuluyormuş. Lombardiya Bölgesi’nin aristokrat ailelerinden... Medyadaki gücü de çok biliniyor. Berlusconi hükümeti döneminde eğitim bakanlığı yapan Moratti’nin sol kesim tarafından ne kadar eleştirildiği akıllarda. Moratti, İtalya’daki eğitim sistemini özelleştirilmesini hedef gözeten bir politika izlemişti. Bunun sonucunda da İtalya’da yıllardır sorunsuz işleyen “tam gün eğitim sistemi”ni riske ederek, birçok okulda tam gün eğitim verilmesini kısmen engellemişti. İtalya’da oyunu hep sosyalist partilere vermiş bir dostum var; kendisi Asisi’de yaşamını sürdürür ama Milano ile pek ilgilidir. Şöyle demişti Moratti için bilgi istediğimde: “Bazı okullarda öğleden sonra verilen eğitimin paralı olma tehlikesi ortaya çıktı. İlköğretim okullarında görevli öğretmenlerin sayısını iki eğitmenden bire indirerek, eğitim kalitesini sınırladı ve özellikle geçici sözleşme ile güvencesiz çalıştırılan öğretmenlerin sayısının artmasına neden oldu. Ancak Milano’daki veli komiteleri devlet okulunu savunmak için okullar bazında örgütlenmeye gittiler ve her fırsatta halkı Moratti’nin izlediği politikann olumsuz sonuçları hakkında aydınlattı ve Milano’da ses getiren protesto gösterileri düzenlendi”.
Moratti’nin Lombardia’da sevenlerinin sevmeyenlerinden fazla olduğunu seçim sonuçları ortaya koymuş, özellikle ticaretle uğraşan kesim ve esnaf Moratti’ye olan desteğini dükkanlarının vitrinlerine afişlerini asarak göstermiş.
Ser verip sır vermedi
Moratti de kazanır kazanmaz ilk iş olarak, hatta “son dakika” denilebilecek bir anda Milano’nun adaylığını açıklamış. Şimdi bildiğimiz solcu Prodi hükümetinden de, hatta daha da ötesinde Slow-Food Hareketi’nin lideri Petrini dostumuzdan da destek almış durumda. Karizmasına da diyecek bir söz bulamazsınız elbet... Ayrıca uzun bir süre “Devlette görev almanın gereklerini de öğrenmiş”... Kaç BIE üyesi ülkeye gittiniz diye soruyoruz, 31 Mart’ta Cumhurbaşkanı ya da Başbakan düzeyinde Paris’te temsil edilecek misiniz diye soruyoruz asla cevap yok. Varsa yoksa “Biz bu işi dünya için yapıyoruz” teranesi...
Sonuçta gözlemimiz şu, İzmir hala çok güçlü bir rakip, Milano da bunun farkında. O nedenle işimizi güçleştireceklerdir. Sonuçta karşımızda Machivelli’nin ülkesi var unutmamak gerek. Ne demişti Machivelli: “Hedefe ulaşıncaya kadar her yol mübahtır”
Bir de şunu söylemeliyim, yaptığımız seyahatin ne kadar önemli olduğu; hatta bugüne kadar yapılanlardan da daha önemli olduğunu düşünüyorum. Rakibimizi gördük ve hem gazetelerimizde hem de yerel televizyonlarda İzmirlilere yansıtmaya çalışıyoruz. Kazanabiliriz de kaybedebiliriz de ama şu anda bile İzmir çok şey kazanmış durumda. Milano notlarımızı yarın paylaşmaya devam edeceğim.
Millenium kampanyasını da kullanıyorlar
Dünya meselelerine Urla’dan sakince bakmaya çalışan bizim Atalay Ergezen ilk kez dikkat çekmişti. Milano’nun EXPO adaylığı resmi sitesine girince görebiliyoruz. Ne demişti bizim Atalay: Eylül 2000’de, 189 ülkenin temsilcileri BM Milenyum Deklarasyonu’nu kabul etmek için New York’taki Milenyum Zirvesi’nde buluşmuşlardı. Deklarasyonda, 21. yüzyılda uluslararası ilişkileri yönetecek ilke ve değerlerini belirlediler. İşte bu kampanya EXPO 2015’in diğer adayı Milano tarafından benimsendi ve çeşitli materyallerle sıkı bir şekilde tanıtılıyor.
Birleşmiş Milletler’in yaratıcısı ve uygulayıcısı olduğu bu kampanya Milano tarafından üretilen gölge kampanya ile içiçe girmiş vaziyette ilerliyor. Görünüşe bakılırsa Milano doğrudan kendi EXPO 2015 hedefiyle ilişkilendirmiyor ancak kelimeler ve içerikler birbirine o kadar yakın ki; BM’nin kampanyasının Milano aracılığıyla ilgi görmesinden EXPO 2015 Milano için avantaj sağlaması hedefleniyor. Bu kampanyaya hoş rastlantılar eşlik ediyor; Milenyum ve Milano kelimelerinin birbirine yakın tınısı rastlantılardan biri... Her iki çalışmanın 2015 yılını hedeflemiş olması da diğer önemli rastlantı... Böylece Milano, Birleşmiş Milletler logosuyla yan yana kullandığı “No Excuse 2015” logosuyla hem ahlaki bir hedefe yandaşlığını vurguluyor hem de EXPO 2015’ten vazgeçilmeyeceğinin propagandasını yapıyor.

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamış
Bütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!

