Haberler

Ankara'nın suyu

Tarih: 5 Şubat 2008 Kaynak: Radikal Yazan: İlhami Ünver

Saygıdeğer Ankaralılar, Geçtiğimiz yıl, çok kötü bir yaz geçirdik. Onca olumsuz deneyimi Ankara'ya niye yaşattıkları bugün de tam olarak anlaşılabilmiş değil. Yaşanan kargaşada öyle çok ses çıktı ki, doğrular arada boğuldu. Öte yandan Belediye Başkanımızın en geç yılbaşında getirme sözü verdiği Kızılırmak suyu henüz ortada görünmüyor, ama belli ki o su bir gün gelecek. Ağustos sonunda hızla yetiştirmeye çalıştığım kişisel web sayfamı, yalnızca bu konuya ayırmıştım. Orada "Ankara'nın Su Sorunu" işleniyor: www.unver.somee.com. Hazırlıklı olmak isteyenleri gözönüne alarak, yeniden anımsatmak istedim.

Tüm yüzey suları gibi Kızılırmak suyunun niteliğinde de günlük ve mevsimlik dalgalanmaların yanısıra yıldan yıla değişiklikler olacaktır. İçme-kullanma suları projelenirken, kural olarak su niteliğinin en düşük olduğu değer gözönüne alınır. Bu durumda şu ana değin yapılan analizlerin sonuçlarına göre Kızılırmak suyunda İvedik Arıtma Sistemi'nden çıktıktan sonra beklenen sınır ötesi göstergeler, "sertlik, sülfat, klorür ve sodyum" olarak sıralanıyor (Kesikköprü'nün kaynak tarafında yaygın etkili kirlilik kaynaklarının kurulmayacağı varsayılıyor).

Beklenen değişiklikler
1- Su daha zor köpürecek, sabun ve deterjan harcamaları artacak. Sertliğin önemli bölümü "kalıcı" nitelikte olduğu için, kimyasal yöntemlerle çamaşır suyunun niteliği yükseltilse bile, içme-kullanma sularında bu olanak bulunamayacak.
2- Duyarlı saçlar, çamaşırlar ve ciltler sertleşecek. Ciltte ve çamaşırlarda belirli belirsiz lekeler gözlenebilir.
3- Özellikle sıcak suyun dolaştığı boru sistemleri daha kısa sürede tıkanmaya başlayacak.
4- Et ve sebze yemekleri daha geç pişecek ve yumuşamayacak.
5- Sudan hafif metalik acılık duyusu alınacak ve (apartman deposu veya plastik bidon gibi) kuytu köşelerde uzun süre bekleyen suda belli belirsiz bir çürük yumurta kokusu oluşabilecek.
6- Duyarlı ağızlar, sudaki tuzluluk artışını da algılayabilecek.
7- Başlangıçta, özellikle çocuklarda ishal olayları artabilecektir. Bu risk Kızılırmak suyu kendi başına kullanılırsa biraz daha yüksektir. Ancak, İvedik'te yapılacağı umulan Kurtboğazı ve Çamlıdere harmanlamasının, bu olasılığı önleyebileceği de düşünülebilir. Bu sorun, eğer ortaya çıkarsa, zamanla hafifleyecektir.
8- Özellikle tuz diyeti yapan hastalar için yüksek oranda kent suyu tüketimi riskli olabilecektir. Örneğin yemeklerle ve çay-kahve yoluyla günde 2,5 litre su tüketen biri, yaklaşık 1,5 gram tuzu, yalnızca su yoluyla almış olacak.

Görüldüğü üzere, su niteliği önemli oranda düşecek. Ama bu durumun, kimilerince öne sürüldüğü gibi, "zehirli, öldürücü, kanserojen, mutajen" gibi abartılı sonuçlara yol açması beklenmiyor.

Şu anda Çamlıdere Barajı'nın tabanındaki suyu kullanıyor olmalıyız. Eğer öyleyse, web sayfamda açıkladığım üzere daha büyük tehlikelerle içiçeyiz. Kızılırmak suyu hemen gelip harmanlamaya geçilse, barajlarımızın su düzeyi bol yağışla yükselse ve tabii ki Gerede Sistemi'nin temeli bugün atılsa!

*Prof. Dr., Ankara Üni., Ziraat Fak. Toprak Böl.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.