Harbiye'deki Karamancı İş Merkezi'nin toplantı salonunda, kürsünün önünde bir bisiklet duruyor; yetmiyormuş gibi genç bir kadın bisikletle sahneye giriyor...

Gizem Altın, TEMA Vakfı'nın küresel ısınmayla mücadele projelerinden biri olan BisikleTEMA çerçevesinde Avrupa'dan İstanbul'a gelmek için 4 bin km yol yapmış; proje kapsamında Amerikalı eşiyle birlikte çıkacağı ve Avustralya'da son bulacak 25 bin km'lik yeni bisiklet yolculuğuyla ilgili bilgi veriyor. 17 ay sürecek olan bu yolculuk, TEMA'nın internet sitesinden günü gününe izlenebilecek.

Türkiye'de ilk kez düzenlenen Bisiklet Sempozyumu'nu izleyen asistanım Özlem Ertem'in, toplantıda karşılaştığı ilk sahne bu olmuş.

Trafiğin çözüm ortağı
"Bisiklet bir ulaşım aracıdır" başlıklı oturumda ise ülkemizde bisikletin bir ulaşım aracı olarak kabul edilmesini sağlamaya yönelik öneriler ortaya konmuş. Bisikletliler Derneği Başkanı Murat Suyabatmaz'a göre, bisiklet Türkiye'de bir ulaşım aracı olarak kullanılıyor, ama yerel yöneticiler bu aracı, her nedense ısrarla trafiğin çözüm ortağı yapmıyorlar:

"İstanbul'da bisiklet yolları keşfediyoruz. Örneğin Beylikdüzü'nde bisiklet yolu bulduk, ama kimse oranın bisiklet yolu olduğunu bilmiyor. Bilinen bisiklet yolları ise arabaların, bankların, çöp kovalarının işgali altında. Ya da daha önceden bisiklet yolu olarak kullanılan yollar, tamamen devre dışı bırakılmış ama tabelaları mevcut."

Japonya'da hükümetin insanlara bir afet anında şehri bisikletle terk etmelerini tavsiye ettiği bilgisini veren Suyabatmaz, doğal afetler esnasında bisikletin kritik bir ulaşım aracı olduğunun da altını çiziyor.

Üniversitede bisiklet
ODTÜ Öğretim Üyesi Sargun Tont ise üniversitelerin bisikletle ulaşım konusunda sınıfta kaldığının özellikle altını çizdi.

Konaklamadan başlayarak ODTÜ'nün pek çok konuda imkânlarının, Harvard Üniversitesi'nden hiçbir farkı olmadığına işaret eden Tont, "Ama bisikletin öğrencilerin hayatlarının bir parçası olması noktasında maalesef herhangi bir düzenleme hâlâ yapılmış değil" dedi.

ABD'de bisiklet yollarının bulunmadığı üniversite olmadığını hatırlatan Tont'a göre "Bisikletle ulaşımın yaygınlaştırılmasına üniversitelerden başlamak lazım." Gerçekten de Ankara'da birbirine çok yakın mesafedeki Hacettepe, ODTÜ ve Bilkent'te okuyan ve sayıları 60-70 bini bulan öğrenciler, pekâlâ bu işe önayak olabilirler.

Örneğin ODTÜ, bisiklete oldukça müsait bir üniversite. Birkaç iyileştirmeyle ve birkaç merdivenin yanına bisiklet yolu yapılmasıyla, bisikletle sorunsuz ulaşım yapılabilecek bir hale getirilebilir. Ayrıca kütüphanenin, yurtların ve bölümlerin yakınlarına, herkesin kullanabileceği bisikletler konularak öğrenciler de bisiklete özendirilebilir. Aynen kütüphaneden kitap alır gibi, bir bisiklet alınıp bir noktadan diğerine ulaşım sağlandıktan sonra, diğer toplama noktasına bırakılabilir.

AB ülkelerinde olduğu gibi Türk Trafik Yasası'na da bisikletin ulaşım aracı olarak girmesini sağlamalıyız. Çünkü bisiklet neredeyse sıfır maliyetle insana hem spor yaptırıyor, hem ulaşımını sağlıyor, hem insan sağlığını, hem de çevreyi koruyor.