Haberler

Albert Speer & Partners Tarafından Tasarlanan Master Plan, İzmir’e EXPO 2015 Ev Sahipliği Getirecek mi?

Tarih: 18 Şubat 2008 Derleyen: Burcu Karabaş

Farklı kültürleri bir araya getirerek tanıtım ve paylaşım ortamı yaratan Dünya Fuarı EXPO, aynı zamanda düzenlendiği kentin ilgi odağı olmasını ve gelişmesini de sağlıyor. Günümüze kadar EXPO’ya katılımcı kimliğiyle dahil olan Türkiye, 2004’te organizasyonu düzenleyen Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE)’ye üye olarak başlattığı süreci, İzmir’i EXPO 2015’in ev sahipliğine aday göstererek ilerletti.

EXPO 2015 için çalışmalarına hızla devam eden ve temasını “Daha İyi Bir Dünya için Yeni Yollar ve Herkes için Sağlık” olarak belirleyen İzmir, diğer aday olan Milano ile yarışıyor. İzmir ve “Gezegeni Beslemek, Yaşam için Enerji” temasıyla Milano arasından hangi kentin fuara ev sahipliği yapacağı, Mart 2008’de yapılacak olan BIE Genel Kurulu oylamasıyla belirlenecek.

İzmir’de gelecekteki EXPO alanının master planını hazırlayan AS&P – Albert Speer & Partners Mimarlık ve Planlama Bürosu’ndan Frank Höf, planlamaya yaklaşımlarını, tasarımın hedeflerini ve EXPO alanının fuar sonrası dönüşümünü anlattı.



EXPO 2015 Master Plan
Yaklaşım
En fazla çaba ve dikkat gerektiren planlama süreçlerinden biri, bir dünya fuarının master planını hazırlamaktır. Çünkü bu süreç, gerek kentsel planlama ve alan yönetiminin, gerekse de nakliye, ulaştırma ve güvenliğin en yüksek standartlara ulaşılmasını gerektirir; üstelik bu oldukça dar bir zaman aralığı içinde başarılmalıdır. Söz konusu alanın boyutlarının ve karmaşıklığının yanı sıra, fuar için planlanan alan, ev sahibi kentin kalkınma planına uzun vadeli olarak dahil olabilmelidir. Altı ay sürecek bir EXPO organizasyonu, bir kentin döngüsü için önemli bir etken oluşturur, ancak alanın organizasyon sonrası kullanımını plana dahil etmek farklı riskleri beraberinde getirir. Bu nedenle, EXPO 2015 İzmir için hazırlanan master plan, kente ve sosyal çevreye karşı gereken sorumluluklar göz önüne alınarak ve muhtemel katılımcı oranlarının eksiksiz analizlerine dayanarak yapılıyor. Bu analizler, önceki organizasyonlardan elde edilen tecrübelerin ve Türkiye’nin kendine özgü şartlarının (iklim, nüfus, turistlerin ilgi alanları vb.) incelenmesini kapsıyor.

Evrensel fuar alanları, bugüne kadar bölge sakinleri ve turistler için önemli rekreasyon noktaları oluşturmuş ve hafızalarda yer etmiştir. Peyzaj tasarımında, ulaşım altyapısında, kamuya ait tesislerde ve açık alanlarda sürdürülebilirliklerini koruyarak kullanıcıya hizmet vermeye devam eden uygulamalar, ev sahibi kentlerde düzenlenen evrensel fuarların izlerini yıllar sonra da olsa görünür kılar. Bu özellikleri taşımakla birlikte EXPO, düzenlendiği kentin tüm dünyanın gözü önünde olmasını sağlar. Benzersiz ve ilham verici bir tema oluşturabilmenin yanı sıra, en uygun alan planlamasını tasarlayabilmek de başarılı bir EXPO için gerekli en önemli unsurlardan biri.

Planlama Hedefleri
Standart kentsel planlama projelerinden farklı olarak, EXPO alanını tasarlamak, bir yığın bilinmezle başa çıkabilmeyi gerektiriyor. Her ne kadar ilk planlamalar fuar öncesi yapılan yayınlardan ve tahminlerden elde edilen rakamlara dayandırılsa da, bu parametrelerin planlama süreci boyunca sürekli değiştiği de bilinmekte. Bu iki farklı durum, bir yandan sabit ve net, diğer yandan da yeni koşullara uyum sağlayabilecek nitelikte bir kent strüktürü oluşturulmasını gerektiriyor. Ana planlama hedeflerinden biri, işte bu “strüktürel esneklik.”

Dünya fuarlarının karakteristik özelliklerinden biri de, katılımcı pavyonlarının mimari çeşitliliği. Fuar alanının tasarımı da bu çeşitliliği sergileyebilecek ve fazla öne çıkmayacak sadelikte olmalı.

Neredeyse 170 hektarlık bir alanı kaplayan EXPO’da, ziyaretçiler için yönlendirme ve rehberlik hizmetleri temel ihtiyaçlardan biri, bu nedenle de alana ilk kez gelen ziyaretçinin kavrayabileceği bir genel strüktür oluşturulması gerekiyor. Varış noktalarından alanın merkezine, giriş kapılarından servis alanlarına kadar ziyaretçiler içgüdüsel olarak yönlendirilmeli, anlaşılabilir strüktür ve kalabalık günlerde tampon görevi görecek dinlenme alanları planın bir parçası olmalıdır.

Fonksiyonel tasarımın yanı sıra, alanın işletilmesi de plana dahil edilmelidir. Alan, kalabalık günlerde ziyaretçi yoğunluğunu kaldırabilmeli, buna ek olarak ziyaretçi katılımı beklenenden az olduğunda da faal görünebilmelidir.

EXPO alanının temel konseptinde üzerinde durulması gereken en önemli nokta, fuar sona erdikten sonra alanın sürdürülebilirliğini korumasıdır. Alanın zamanla gelişebilmesi için, tasarım açıkça tanımlanmış bir fonksiyonelliğe sahip ve yalın olmalıdır.



EXPO Alanı’nın Tasarımı

Tasarım, belirtilen planlama hedeflerini temel alarak, alanın konumu, sunduğu imkanlar ve EXPO 2015’in içeriği doğrultusunda yapılıyor.

Alanın düzenlenmesindeki temel yaklaşım, EXPO’nun teması olan “Sağlık”ın tasarımla ilişkilendirilmesi. Planlama sürecinin başından beri, “Herkes için Sağlık” temasından yola çıkılarak tasarlanan alan, sahip olduğu uzunlamasına hatlarla da kıvrımlı bulvarlar ve kavisli hatların hakim olduğu “organik” plan hatlarını destekliyor. Bu “organik” hatlar, alanın merkezindeki bir omurga ve onu kuşatan ve çevresindeki ulaşım sistemine bağlayan bulvar döngüsüyle insan vücudundaki dolaşımı simgeliyor.

Temanın, hakkındaki araştırma ve organizasyonlarla tema pavyonları ve forumlarda ziyaretçiye sunulacak olmasının yanı sıra, tasarımın genelinde de öne çıkması amaçlanıyor. Bunu gerçekleştirebilmek için, temanın sadece pavyonlarda değil, alanın tüm bileşenlerinde algılanabilmesi gerekli. Geneldeki hareketlilik konsepti, temayı yansıtan ve suyun temel eleman olarak kullanıldığı peyzaj tasarımı, doğal kaynakların inşaat süresince sürdürülebilir ve ekolojik hassasiyetle tüketilmesi ve ziyaretçilerin kullanımına sunulacak olan servis birimlerinin en yüksek ekolojik standartlara uygun tasarlanması, bu amaca ulaşmak için yapılanlar arasında.

Ziyaretçiler, alana güneyde belirli aralıklarla konumlandırılmış olan 5 “Hoşgeldin Girişi”nden birini kullanarak girebiliyor. Bu girişler, kullanıcıya fuar hakkında ilk izlenimi verdiğinden, tasarımda önemli bir role sahip. Girişlerin çift yarım ay şeklindeki silüetleri, ziyaretçileri karşılarken aynı zamanda yönlendiriyor. Giriş binaları, farklı hizmetler verebilmek amacıyla geçici modüler strüktürlerden oluşuyor, bu binalar arasındaki açık alanı örten çatı strüktürü ise, ziyaretçileri güneşten ve yağmurdan korumak için düşünülmüş.

Alanın odak noktası, merkezde yer alan EXPO Plaza. Ana birimler ve önemli etkinliklerin gerçekleşeceği yer de burası. EXPO Kulesi’nin tasarımı ve hilal şeklindeki amfitiyatro ise Türkiye’nin ulusal sembolü olan ay ve yıldıza gönderme yapıyor.
EXPO alanının merkezi, güneybatısında ve güneydoğusunda iki büyük park alanıyla kuşatılıyor. Alanın kuzeyinde ise, var olan sahil parkının doğal ve yapay özellikleri korunarak tasarıma dahil edilmesi planlanıyor.

Önemli pavyon ve birimler alanın omurgasını ve bulvar hattını çevreliyor. Doğrudan EXPO Plaza’ya hakim Türk Pavyonu, bir nirengi noktası olarak düşünülmüş. Tema pavyonları, EXPO Arena, EXPO Plaza ve Türk Pavyonu gibi ziyaretçileri çekmesi planlanan mekanlar, alan içindeki ziyaretçi akışını kontrol edebilmek amacıyla stratejik olarak konumlandırılmış.

“Tema Bahçeleri” konsepti ile de genel temanın güçlendirilmesi ve geliştirilmesi planlanmış. “Canlanmak”, “Sağlıklı Çevre”, “Ahenkli Hayat”, “Sağlık Hizmetleri” ve “İşbirliği” adları altında oluşturulan beş farklı alt tema, bu bahçelerde işleniyor. Alanda, oluşturulan “tema rotası”, hem bu bahçeleri birbirine bağlama hem de ziyaretçileri yönlendirme işlevine sahip. Her bahçede bulunacak olan pavyonlarla alt temaların işlenmesi planlanıyor; bu düzenlemedeki amaç ise, oluşacak kuyrukları azaltmak ve açık hava sergilerini bekleme alanlarına ve dolayısıyla alt temalarla ilgili aktivitelerin yer aldığı toplanma mekanlarına dönüştürmek.

“Sağlık” konusuna bağlı olarak, EXPO alanının peyzaj tasarım konsepti, kentteki yeşilin iki ayrı görevi olduğuna dikkat çekiyor. Rekreasyonel fonksiyonların yanı sıra çevresel ve ekolojik gerekliliklere de gereken önemin verilmesi, tasarımın temelini oluşturuyor. Alanda var olan sahil parkının doğal güzelliği ve rekreasyonel fonksiyonunun korunması amacıyla bu alan hakkında inşaat gerektirecek herhangi bir planlama yapılmamış.

Yapılan kazılar sonucunda çıkarılan toprak da değerlendirilecek ve “EXPO Tepesi” adını alarak alanın güneyinde yeni bir nirengi ve manzara noktası meydana getirecek.

Düzenli aralıklarla konumlandırılan ve mekanda yeşil alan ve rekreasyon ihtiyacını karşılayacak olan cep parkları, farklı tasarımlarıyla Türkiye’nin bitki örtüsünü ve Ege Bölgesi’nin bahçe kültürünü tanıtacak.

Son olarak, kentin bazı bölümlerini EXPO alanına bağlama planı önemli noktalardan biri. Yayaların kullanımına açık mevcut üst geçitler bu planın gerçekleştirilmesine imkan vermediğinden, belirlenecek önemli stratejik noktalara “yükseltilmiş bahçelere” benzeyen köprüler kurularak alana ilgi çekilmesi sağlanacak.



Taşıma ve Alanda Dolaşım
EXPO 2015’in ulaşım planının, muazzam taşıma ve ulaştırma riskleri gözönüne alınarak hazırlanması gerekiyor. Organizasyonun kitlelere hitap etmesi, yoğun araç ve yaya kullanımına yönelik sorunsuz giriş alanlarının gerekliliği, dışarıdan içeriye ve içeriden dışarıya ulaşımın yanı sıra, alan içindeki hizmet ve ulaşımın önemi bunun nedenlerinden birkaçı.

Alanın otoyol ağına ve ana arterlere doğrudan bağlantısı önemli bir avantaj. Yüksek kapasiteli bir otobüs terminali ve park alanları ana girişlerin etrafınla konumlandırılmış durumda. Yeni bir metro istasyonu, halen süren metro ağı genişletme çalışmalarının yeni simgesini oluşturuyor. Sahilin diğer tarafına ulaşımı sağlayan feribotlar ise alana ulaşım olanaklarının çeşitliliğini arttırıyor.

Hazırlanan plan, bu sorunlara çözüm getirmekle birlikte, kullanıcıların ilk ziyarette 170 hektarı aşan büyüklükteki alanı algılamalarının imkansız olduğu düşünülerek hazırlanmış güçlü bir dahili taşıma sistemini kapsıyor. Alan içinde hizmet verecek olan otobüs ağı ve teleferik sistemi, hem yoğun yaya trafiğine girmeden ulaşımı sağlama hem de ziyaretçilere EXPO alanını farklı noktalardan deneyimleme imkanı sunuyor.

Alanın İşletimi
Uzunlamasına hatlarıyla tasarıma sağladığı avantajlara ek olarak, alan, yine biçimi dolayısıyla gelen ve ayrılan ziyaretçilerin yığılma olmadan dağılmasını sağlayacak nitelikte. Fakat bu biçimin dezavantajları da yok değil. Kuzeyden güneye uzanan alan boyunca, bazı parsellerin fonksiyon ve ulaşım bağlamlarında “geride” kalması söz konusu. Çıkmaz sokaklarla benzerlik gösteren bu alanlar, ziyaretçi servisleri ve diğer gereklilikler için ihtiyaç alanları olarak kullanılacak.

Zamana göre alanların fonksiyonlarını farklılaştırmak da düşünülmüş. EXPO Gündüz ve EXPO Gece alanları, belli bir saatten sonra pavyonların kapanarak sadece restoranların ve gösteri alanlarının hizmet vermeye başlamasıyla netlik kazanıyor. Böylece, alanda günün farklı zamanlarında farklı birimler önem kazanırken, aynı zamanda da bakım ve ihtiyaçların temin edilmesi açısından da fırsat yaratılıyor.

En geniş alan kullanımına sahip ve organizasyon sonrasında sökülecek olan katılımcı pavyonları, geçici olmalarına rağmen kalıcı binalar gibi ekolojik prensipler ve enerji tasarrufundan ödün verilmeden inşa edilecek. Modülerlik, geri dönüşüm yönetimi ve EXPO sonrası kullanım, çıkış noktalarını oluşturuyor.



Peki Ya Sonra?

Organizasyon bittikten sonra, alanın tekrar geniş bir parka dönüştürülmesi söz konusu. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne sürdürülebilir bir peyzaj mirası bırakma amacıyla, var olan sahil parkı, genişletilerek ve bir kent parkı olarak tasarlanarak EXPO Parkı olacak. Gelecekte, yapılaşmış alanların bu “yeşil” karakter korunarak bölgeye serpiştirilmesi planlanıyor. Hilal şeklindeki sembolik tribünüyle EXPO Plaza ve EXPO Tower dışındaki diğer sert peyzaj alanlarının sayısı fuardan sonra düşürülecekse de, temel yol ağını yine bu sistemin kalıntıları oluşturacak. Park alanları da yine gereksinimlere göre tekrar düzenlecek bileşenler arasında. Alandaki peyzaj elemanları, kentin belli bölümlerini EXPO alanına bağladığı ve görsel kent hafızasında EXPO’nun izlerini oluşturduğu için kalıcı olacak.

Gelecekteki EXPO Parkı, Bakü Bulvarı ve ana omurga arasında bulunacak. Kuzey – güney doğrultusunda uzanan caddeler tarafından kesilen dört kent kümesi oluşturulması planlanıyor. Her biri kendine özgü alan kullanımına ve karakteristik yapılaşma şablonuna sahip olacak bu kümeler, kuzeydeki Sahil Parkı’nın yeşil bandı ve ana omurganın güneyindeki park tarafından kuşatılacak.

Batı kümesi, EXPO Arena, Konferans Merkezi ve “iş birliği” konulu tema pavyonunu içeriyor. Büyük ölçekli spor karşılaşmaları, kültürel ve sosyal organizasyonlar, toplantı ve konferanslara bu yapı topluluğu ev sahipliği yapacağından, EXPO Arena’nın yanındaki kapsamlı park alanları korunacak.

Arena binasının doğusundaki küme, “eğitim” için tahsis edilecek. Burada lise, üniversite ve araştırma enstitülerinin bulunduğu bir kampüs oluşturulacak.

EXPO Plaza’nın içinde bulunduğu merkez küme, EXPO 2015’in kente bıraktığı en önemli izleri taşıyan alan. Kültürel organizasyonlar, kalıcı sergiler, eğlence ve gece hayatı için gerekli tesisler bu alanda kurulacak. Bu alandaki kalıcı yapılar olan EXPO Plaza, Türk Ulusal, Ege Ulusal ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Pavyonları gelecekte bu etkinliklerin düzenleneceği alanlar olacak.

Son olarak, doğu kümesinde EXPO 2015’in temasına sadık kalınarak sağlık alanında hizmet verecek araştırma – geliştirme ve teknoloji enstitüleri kurulacak. Tıp ve eczacılık sektörüne ait bir teknoloji parkı haline gelecek bu bölümde, EXPO idare binası, Medya Merkezi ve “Canlanmak” temalı pavyonun kullanımı planlanıyor.

İmaj Galerisi
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.