Haberler

Köprü gişelerini kaldırmak yanlıştır

Tarih: 22 Şubat 2008 Kaynak: Radikal Yazan: İsmet Berkan
Bazen ortaya bir fikir atılıyor, bununla ilgili yazılıyor, çiziliyor, sonra fikir sahipleri ortadan kayboluyor. Siz de 'Herhalde uyarılar işe yaradı, bu fikirden vazgeçtiler' diye düşünüyorsunuz. Sonra aradan epey bir zaman geçince bir bakıyorsunuz aynı fikir yeniden ortaya çıkıyor.

Bu İstanbul'un boğaz köprülerinin gişelerini kaldırıp trafiği rahatlatma fikri de bunlardan biri. Bir türlü ölmüyor. Tam konu kapandı sanırken hop bir bakıyorsunuz yine ya Başbakan ya da Belediye Başkanı tarafından dile getirilmiş.

Haydi, yeniden tartışma başlıyor.

İstanbul'un köprülerinde trafiğin nasıl tıkandığı dünya alemin malumu. Bu tıkanıklığın günün belli saatlerinde şehrin tüm ana arterlerini etkilediği de sır değil.

Epeydir, köprülerde trafiği gişelerin tıkadığına dair bir inanç var. Bunun tersi yönde bilimsel kanıtlar ortada olduğu halde bu inanç bir türlü yok olmuyor.

En basit kanıt şu: Köprülerden Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçişte gişe yok ama bu durum özellikle sabahları ve akşamları Anadolu yakasındaki trafik sıkışmasını engellemiyor. Köprüler yine tıkalı kalıyor.

Oysa bu köşede yıllardır dile getiriliyor, şehri yönetenlerin 'İyi ki köprülerimiz ücretli' diye düşünmesi, buna şükretmesi gerekiyor.

Çünkü köprü ücretleri ile oynayarak İstanbul'da trafiği düzenlemek mümkün.

Yapılan çeşitli araştırmalara göre İstanbul'un köprülerindeki araç trafiğininin yüzde 70 kadarını içinde tek yolcu bulunan kişisel otomobiller oluşturuyor. Buna karşılık köprüden geçen insan sayısının sadece yüzde 2.5'u kişisel aracını kullananlar. Yani araç trafiğinin önemli bir bölümü (yüzde 70'i) en verimsiz taşıma biçimini yapıyor, sadece bir kişiyi bir yerden bir yere götürüyor. Buna karşılık, trafikte daha az yeri tutanlar (yüzde 20 kadar) insanların yüzde 90'dan fazlasını taşıyan toplu taşım araçları: Belediye otobüsleri, dolmuşlar ve servis araçları yani.

Trafik sorununu çözmenin bir yolu da, insanların kişisel araçlarıyla hergün köprü geçmesini caydırmak olduğu malum. O zaman, binek araçları için köprü geçiş ücretlerine özel bir tarife, bugünkünden çok ama çok daha yüksek bir tarife uygulamak, İstanbul'un trafik sorununa bir çare olabilir!

Ama bu tek başına yetmez. Bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi, şehirdeki park yerlerinin yüzde 95'ten fazlasını kontrolu altında tutuyor.

Bu çok büyük bir başarı. Belediye, şehir merkezine binek otomobille gelmeyi de caydırmalı, park yeri ücretlerini buna göre belirlemeli. Yani, Şişli'nin, Beşiktaş'ın, Nişantaşı'nın, Mecidiyeköy'ün, Aksaray'ın, Eminönü'nün, Laleli'nin park ücretiyle Pendik'in, İstinye'nin, Küçükçekmece'nin park ücreti aynı olmamalı. Birinci sırada saydığım semtlerde bugünkünün iki katından az olmayan park ücretleri alınmalı gündüz saatlerinde (19.00'a kadar).

Şu anlaşılıyor: İstanbul'da toplu taşımanın geliştirilmesine kesin ihtiyaç olmakla birlikte esasen ortada işleyen ve şehrin esas yükünü kaldıran ciddi bir sistem de var, yani hiçbir şey yok diyemeyiz, çünkü yolculukların kahir çoğunluğu toplu taşım araçlarıyla yapılıyor zaten.

Şehirde trafiği rahatlatmak, yani binek araçlarının şehre gelmesini caydırmak, toplu taşımın kalitesini de arttıracaktır hiç kuşkusuz.

Bu arada köprü gişeleriyle sanki aynı şeymiş gibi otoyol gişeleri de tartışılıyor. Bence de otoyol gişeleri Mahmutbey'den Büyükçekmece'ye, Çamlıca'dan da Sabiha Gökçen Havaalanı sapağına kadar geriye alınabilir, hatta alınmalı.

Bu geri alım işi trafiği rahatlatmak için değil, Anadolu yakasında Kartal ve Sultanbeyli'nin, Avrupa yakasında ise Avcılar, Bahçeşehir gibi devasa yerleşimlerin uğradıkları haksızlığı gidermek için yapılmalı.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.