İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş' ı "yanlış ve kural dışı işler" konusunda 5 kez mektupla uyardığını ancak yanlışta hep ısrar edildiğini vurgulayan eski İETT Genel Müdür Yardımcısı Cemal Acar, 6 yıllık görev süreci boyunca İBB'de tanık olduğu yolsuzluk, skandal ve usulsüz işlemleri "Büyükşehir Çalı(şı)yor" kitabında bir araya getirdi. Acar, "Karanlığa fener tutma" amacıyla yazdığını dile getirdiği kitabının "7 tepe 7 tünel" başlıklı bölümünde ilginç bir iddia ortaya atıyor. Acar'a göre, Topbaş'ın, "Her dönemin kendine özel izleri var. Bu dönemin izi de tünel yollar olacak" dediği tünel yollar projesi, 50 yıl önce İETT'de ve İTÜ'de düşünülmüş ancak otomobiller için yapılacak tünel yolların hiçbir işe yaramayacak müteahhit projeleri olacağı gerekçesiyle vazgeçilmişti.

Gemi Yasasıyla Arazi Satışı
Acar, 6 yıllık görev süreci boyunca İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde tanık olduğu yolsuzluk, skandal ve usulsüz işlemlerini anlattığı 12 bölümlük kitabı, Siyah Beyaz yayıncılıktan çıktı. Acar, kitabı kendisi açısından "bir sosyal sorumluluk projesi" olarak niteliyor.

Acar, kitabında Dubai Şeyhi Maktum'a satılan Levent'teki İETT arazisiyle ilgili ilginç bir olaya daha dikkat çekiyor. Arazinin önce İETT'den İBB'ye satıldığını anımsatan Acar, "Bu satış ve devir işleminin gerçekleştirilebilmesi için İETT'de bir Encümen Kararı çıkarılıyor. Ancak kararda, 'İdaremize ait...taşınmazın ...bedelin İdaremize ödenmesi suretiyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na 2581 sayılı yasa çerçevesinde satış ve devrinin yapılmasına...karar verildi' deniliyor. Oysa bu kanun, 'Deniz Ticaret Filosunun Geliştirilmesi ve Gemi İnşa Tesislerinin Teşviki Hakkında Kanun' . Yani Topbaş, gemi yasasıyla arazi satma 'becerisini' gösteriyor" diyor. "Bu olaya basit bir hata gözüyle gözüyle bakılabilir mi? Böylesine hatalı bir kararla dünyanın en değerli arazilerinden biri el değiştirebilir mi" diye soran Acar, şu eleştirilerde bulunuyor: "Bu kararın altında Topbaş'ınki dahil 15 imza var. Hepsi de yönetici konumunda olan bu kadar insan bilerek böyle yanlış bir iş yapıyorlarsa bu katıksız bir skandal değil midir? Şayet okumadan böyle yanlış bir iş yapıyorlarsa, bu takdirde de katmerli başka bir skandal değil midir? Yani, ne tarafından bakılırsa bakılsın bu olay, Cumhuriyet tarihimizin en büyük yönetim skandallarından biridir."