Haberler

Viyana Chicago - Metropol ve Mimarlık

Tarih: 14 Mart 2008 Yazan: Zeynep Güney

Fotoğraf: Arkitera Mimarlık Merkezi

İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimari Tasarım Yüksek Lisans Programı Bilgi Mimarlık’ın, Dünya kentlerinin mimarisinin irdelendiği dersi ARCH 592: Excursion’da öğrenciler, VitrA’nın 2006 yılından beri verdiği destek sayesinde, 2006 yılında Avrupa modernleşmesinin öncülerinden Viyana’yı, 2007’de ise dünyanın en önemli sanayi ve ticaret merkezlerinden biri olan Chicago’yu mimari açıdan keşfetme olanağı buldu. Bu gezilerde gözlemlenen, iki kent arasındaki farklılıklar ve benzerlikler, 13 Mart 2008 Çarşamba günü santralistanbul’da düzenlenen “Viyana Chicago - Metropol ve Mimarlık” başlıklı panelde dinleyicilerle paylaşıldı. İhsan Bilgin, Sibel Bozdoğan, Günkut Akın, Murat Güvenç ve Tansel Korkmaz’ın konuşmacı olarak yeraldığı panelin ardından geziler sırasında çekilen fotoğraflardan oluşan “Viyana Chicago - Metropol ve Mimarlık” başlıklı serginin açılışı gerçekleştirildi.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Aydın Uğur’un açılış konuşmasıyla başlayan panelde, Eczacıbaşı İntema Genel Müdürü Atalay Gümrah da programa destek verme nedenlerini anlattı ve bu işbirliğinden aldıkları geri bildirimleri, kurulan dostlukların sağladığı faydaları dile getirdi.


Frank Gehry Oditoryum - Chicago
Fotoğraf: Cemal Emden


Panelde ilk sözü alan İhsan Bilgin, mimariyi bulunduğu çevre içinde değerlendirmenin önemine değindi ve ancak bu şekilde mimarın her şeyden soyutlanmış, bir bütünün içinden çekilip alınmış standart ve tutucu bilgisinin kırılabileceğini söyledi. Oldukça yoğun geçen 10 günlük Chicago gezisi boyunca derslerde işlenen yapıları yerinde görme fırsatı yakaladıklarını ve sürekli konuşarak sadece öğrencilerle değil, akademisyenler olarak birbirleri arasında da sürekli bilgi paylaşımında bulunduklarını ifade etti.

“Metropol” kavramını konu edinen Murat Güvenç, genellikle karalarla çevrili başkentlerde alansal denetimin göze çarptığını, Viyana ve Chicago gibi kentlerin ise dünyayla kurduğu ilişki sistemiyle öne çıktığını belirtti. Bu iki kentin karanın ortasında konumlanmasına rağmen birer liman kenti olmalarına dikkat çeken Güvenç, Viyana’nın Doğu – Batı, Kuzey – Güney Avrupa’nın birbirinden ayrıldığı eklem bölgesinde yer aldığını, birbiriyle bağlantılı göller ve nehirler aracılığıyla Atlantik Okyanusu’na ulaşan Chicago’nun ise demiryolu ticareti gelişmeden önce New York’tan da büyük bir liman kenti olduğunu anlattı.


Chicago
Fotoğraf: Cemal Emden


Chicago’nun Üç Boyutu
Sibel Bozdoğan Chicago’yu ele aldığı konuşmasında, Chicago’nun diğer Avrupa ve Amerika kentlerinden farkının bağımsızlığı ve zamansızlığı olduğunu belirtti. Uçsuz bucaksız bir ızgara plana sahip kentte, çelik sistemle inşa edilerek, giderek yükseltilen silolardan türeyen gökdelenler sayesine, mekanın x, y ve z doğrultularında, üç boyutta fethedildiğini ifade etti. Amerika’nın hızla gelişen bu kentinde, özgün bir mimari yaratmak amacıyla Avrupa’dan gelen akımların reddedildiğini anlatan Bozdoğan, böylece bu durumun Amerika’nın üç büyük mimarı, Henry Hobson Richardson, Louis Henry Sullivan ve Frank Lloyd Wright’ın Chicago’dan çıkmasını sağladığını hatırlattı. Sibel Bozdoğan, opera ve tiyatro binaları gibi kültürel yapılarıyla öne çıkan Viyana’ya göre, otel ve ofis ağırlıklı mimarisiyle Chicago’da modernizmin sürekliliğine dikkat çekti.


Viyana
Fotoğraf: Cemal Emden


Kasvetli Viyana
Sibel Bozdoğan’dan sonra Günkut Akın Viyana’yı irdeleyerek, kasvetli bir şehir olduğuna değindi. İki şehir karşılaştırıldığında, Chicago hızın ve dinamizmin kenti olarak tanımlanabilecekken, Avrupa ülkelerinin ortasında sıkışmış, gelişmeye pek açık olmayan Avusturya’da, Viyana’nın daha sabit ve ağır bir mimariyle şekillendiğini söyledi. Viyana’da Art Nouveau akımının modernizmi simgelediğini ifade eden Günkut Akın, bu akımın Avrupa’da neşeyle işlenmesine rağmen Viyana’da, kasvetten de etkilenerek, daha militan ve ciddi yorumlandığını belirtti.


Looshaus - Viyana
Fotoğraf: Cemal Emden


Son konuşmacı olarak sözü alan Tansel Korkmaz öncelikle, işlerin gerçekliklerini resimlerden görmek yerine, somut olarak yerinde görmenin öğrenciler için önemini vurguladı. Böylece mimarlığın grafik, tek boyutlu bir etkinliğe indirgenmesinin önlenebildiğini söyleyen Tansel Korkmaz, Excursion dersi sayesinde mimari çalışmaları tarihsellikleri ve akrabalıkları içinde görerek, konumlarını keşfederek okuma fırsatı bulduklarını anlattı. Daha sonra iki kentten birer mimari örneği ele alarak, Viyana’dan Adolf Loos’un Looshaus’u (1910), Chicago’dan ise Holabird & Roche’nin Marquette Building’i (1895) üzerinden iki kentin mimari yapısını irdeleyen Tansel Korkmaz, bu binaların birbirlerinden arkalarındaki kentlerin kültürleriyle ayrıldıklarını anlattı.


Fotoğraf: Arkitera Mimarlık Merkezi

Panelin ardından açılışı gerçekleştirilen “Viyana Chicago - Metropol ve Mimarlık” başlıklı fotoğraf sergisi “Kentler”, “Mimarlar” ve “Kamusal Alanlar” olmak üzere üç başlıkta hazırlanmış. Mimar - Fotoğraf Sanatçısı Cemal Emden’in fotoğraflarından oluşan sergi, 27 Nisan'a kadar santralistanbul 1 No’lu Galeri’de ziyaret edilebilir.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.