Haberler

Bursa'nın "Rant Meydanı"

Tarih: 20 Mart 2008 Kaynak: Cumhuriyet Yazan: Oktay Ekinci
"Meydan" projesi için yıkılan santral garaj bu kadarcıktı. Garaj binasının "engel" sayılarak kaldırıldığı alandaki "meydan düzenlemesi" ise işte bu devasa yapıyla gerçekleştirildi.

Bursa'daki kitap fuarına katılan Cumhuriyet yazarları, "hüzün"lü döndüler...Ali Sirmen , her pazar andığı "sevgili"sine diyordu ki; "Tanpınar'ın Bursa'sını beyhude aradım. Çeşmeler, türbeler, camiler.. beton bloklar içinde kaybolmuşlardı... (Cumhuriyet - 16 Mart 2008)

Ataol Behramoğlu da eski santral garajda yükselen beton blok için şöyle yazdı: "Kentlilerle alay edercesine 'kent meydanı' adı verilmiş dev süpermarket, anlamsızlığı, yapaylığı arttırmaktan başka bir işe yaramıyor..." (Cumhuriyet Dergi - 16 Mart 2008)

Duygulu şairimiz, zarifliğinden ekleyemiyor; "Bir de rantı arttırmaktan..."

Kentin "Dokunulmazları"
Oysa dünyanın tüm kentlerinde hem peyzaj değerlerinin, hem de "meydan" ların dokunulmazlıkları vardır. Onlar karşısında, kimsenin aklına rant gelmez; gelirse bu en ilkel "yüz kızartıcı suç" sayılır.

Çünkü kentsel dokunun her yönden "algılanabilir" olması, orada yaşayanların "oralı" olma duygularını "sürekli" kılar. Kimse bu insanlık hakkını kentlilerin elinden alamaz; almaya yeltenemez.

Meydanlar ise ne bir kişiye, ne de kuruma aittirler... Tüm kentlilerin en kutsal ortak malı; kenti "birlikte yaşama" mekânlarıdır. Bu nedenle bir kentin silueti parçalandığında, "ruh" u da zedelenir; en şiirsel "asude" lik bile yerini "toplumsal gerilim" lere bırakır. Meydanları olmayan ya da "kalmayan" kentlerde "toplumsal yaşam kültürü" gelişemez; "demokrasi bilinci" ise asla güçlenemez; hatta geriler.

Nitekim hiçbir demokratik "yetki" , kenti kuşaktan kuşağa yaşanabilir kılacak değerleri "yok etme hakkı" da değildir; öyle olsaydı, belediye başkanlarının adı da "seçilmiş kent kralları" olurdu.

Dünyanın en demokratik kentlerine bakın. Aynı zamanda tarihsel yapılarını, sokaklarını, meydanlarını ve özgün siluetlerini de yaşatmakla övünmüyorlar mı?

Soylu geçmişlerini "soysuz" apartmanlara kurban eden kentlerdeki "suç" oranlarının yüksekliği de "insancıl" lıklarını yitirmiş olmalarındandır.

Tüketim Hangarları
İşte bu evrensel ilkelere hemen hiç aldırılmayan ülkemizde, özellikle otomobil sevdasına dayalı "Amerikan şehirciliği" düşkünlüğümüz, hem tarihin, hem de cumhuriyetin armağanı meydanlarımızı "kavşak" laştırdı. Yayaların "ezilme tehlikesi" yaşamadıkları bir meydanımız ise neredeyse kalmadı.

Aynı anlayışın son yıllardaki yeni sevdası da "alışveriş merkezleri"...

Rant ekonomisi, eline geçirdiği her yere bu "tüketim hangarları" nı sıralıyor. İnsanların reyonlar arasında "el arabaları" yla dolaşıp, pazarcıyla ya da esnafla konuşarak değil , "raf" larla bakışarak sözde alışveriş yapmalarına "çağdaşlaşma" ( ! ) denebiliyor. Dahası bu "muhabbet yoksunu" hangarlara da sözde kente "gönül"(!) veren "muhafazakâr" lar önderlik ediyor.

Oysa diğer dillerde olmayan "alışveriş" sözcüğümüzün bile, "alan" lar ve "veren" ler arasındaki "insan ilişkisi" ni tanımladığını; asıl bunun "muhafaza" edilmesi gerektiğini savunan bir yerel yöneticiyi ara ki bulasın.

İşte böylesi bir kimliksizleşmenin adeta "moda" laşması da kimi yerel yöneticileri o denli etkiliyor ki en olmadık yerlere alışveriş merkezi kurmak, en çekici "oy projeleri" haline geldi. Kentlilere "dostluk ortamları" yaratmak yerine, kredi kartlarıyla "söğüşlenme mekânları" yaratmak, "başarılı yerel hizmet(!)" in göstergesi kabul ediliyor.

Tıpkı, dünyanın en tüketici ülkelerinde bile benzeri görülemeyecek kadar çıkar düşkünü olan "Bursa Kent Meydanı ve Çarşı" projesi gibi... Üstelik Uludağ'ın eteklerindeki, görmüş geçirmiş bir başkentin en "görmemiş" projesi olarak.

Kenti "Kapatan" Meydan!
Bu "ucube" yi görmeyenler inanamayacaklar ama özellikle Yalova Yolu'ndan Bursa'ya yaklaşırken, karşıda beliren ve insana "bir an önce kavuşmak" duygusu veren, Uludağ peyzajıyla bütünleşmiş anıtsal kent manzarası artık yok!

Kentin tarihten beri değişmeyen bu "karşılama" aksında, kuşaktan kuşağa belleklere yerleşen Bursa görünüşü, "meydan ( ! )" ın arkasında kaldı; yani önü "kapatıldı"... Hem de Yargıtay Başsavcısı'nın "kapanmalı" dediği bir siyaset tarafından. Savcılıkça "5 yıl siyaset yasağı" istenilenler, yargıda aklanmasalar bile yaşamlarını sürdürecekler. Bursa'nın önünü kapatan heyulanın kentsel "kalıcı tahribat"ı ise kim bilir kaç 5 yıl sürecek.

Taa ki "sözde muhafazakâr" lığın yerini "özde korumacı" lık alıp; kültürel değerler yerine kültürsüz "ilkel"likleri yıkıncaya kadar.

Osmanlı'nın ilk başkentini süpermarketin arkasına gizleyenler, ikinci başkent Edirne'deki Selimiye Camisi'nin, siluetteki etkinliğini sürdürme çabalarından ders alabilirlerdi. Orada kente yaklaşanları hâlâ Mimar Sinan karşılıyor; ya burada?

"Çarşı'ya Arsa" Yarışması
Böylesi duygusuz yapılaşmanın "mimari yarışma" yla gerçekleştirilmiş olması ise insanın yüreğini burkuyor.

Gerçi kentteki tartışmalarda kazanan projenin "büyütülerek" yapıldığı konuşuluyor... Yine de yaşanan ayıbın temelinde, meydanı "çarşı arsası" na dönüştüren "yarışma konusu" yok mu?

Bursalılar diyorlar ki: "Önceki dönemde, buranın geleneksel kent meydanlarımızı andırabilmesi için, bazı tek katlı yapılar ve açık dinlence yerleriyle sınırlanmasını öngören; diğer gereksinmeler için de kentin görünümünü asla perdelemeyecek yeraltı mekânlarıyla yetinilen tasarımlar bile tepki toplamıştı..."

Şimdi ise acımasız bir rant düşkünlüğünün bilmem kaç bin m2'lik işgal yapılaşmasına "yarışma ürünü" demek, ne kadar da hazin!

Bu akıl almaz işgal, herhangi bir şehircilik ve mimarlık aymazlığı sayılamaz. Bursa'da, toplumsal gelişmeyi önemsemeyen ve kültürel sürekliliğin "esenliği" ni gözetmeyen bir "imar darbesi" yaşanıyor. Kentteki hemen herkesin karşı çıkışına aldırılmadan gerçekleştirilmesi ise demokrasinin sadece "yaşama alanı" na değil, "kendisi" ne de "umarsız" lığın göstergesi değil midir?
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.