Haberler

İnşaat sektörünü iki büyük darbe çökertti

Tarih: 21 Mart 2008 Kaynak: Olay Yazan: Ahmet Emin Yılmaz
Ekonomi kuralları içinde lokomotif sektör tanımı kesinlikle inşaat için yapılıyor. Çünkü, inşaat canlandığında tüm sektörleri harekete geçiriyor. Nitekim... Geçen yıl mortgage kredisiyle birlikte inşaat sektöründe patlama yaşanacağı, bunun da tüm sektörleri etkisi altına alıp ekonomi çarkını daha hızlı döndürme noktasına getireceği beklentisi doğmuştu.

Gerçi... Global kriz nedeniyle kredi noktasında vatandaş frene basma durumuna geldi ama, içinde bulunduğumuz şu süreçte, Türkiye içi nedenler inşaat sektörünü çok ciddi bir krizle karşı karşıya bıraktı. Daha doğrusu...

İki konuda karşıya karşıya kaldığı darbeler nedeniyle inşaat sektörü çökme noktasına geldi. İlk darbe... Bayındırlık Bakanlığı tarafından 5 Şubat'ta yayınlanan yapı denetimleri ile ilgili yönetmelikle yaşandı. Aslında...

Aralarında Bursa'nın da bulunduğu 19 ildeki Yapı Denetim Birlikleri`ni düzenlemeyi hedefleyen yönetmelik, inşaat sektörüne de düzen getirecekti. Örneğin...

Yönetmelik, mimar ve inşaat mühendisi bulundurmayan şirketlerin yapı ruhsatı almalarını engelleyen hükümler getiriyordu. İnşaatlardaki şantiye şefliği için de işaat mühendisi zorunlu kılınıyordu. Bunlar... Kontrolsuz olan sektörü disiplin altına alıp belli bir standarda getirmeyi hedefleyen önemli hükümler. Özellikle halk arasıda yap-satçı olarak bilinen ve teknik yeterliliği olmayan müteahhitlik firmalarına yönelik bir yaptırım. Ama, Bayındırlık Bakanlığı'nın yönetmeliği hiçbir altyapı olmadan yayınlandı,

Öyle olunca... 5 Şubat'tan itibaren belediyeler ve Organize Sanayi Bölgeleri inşaat ruhsatı veremez oldular. Böylece inşaat sektörü tamamen durmuş oldu.

İkinci darbe... Başta Karabük ve İskenderun'daki demir-çelik işletmeleri olmak üzere, inşaat demiri üreten resmi-özel tüm fabrikalar dış dünyadan önemli miktarlarda siparişler aldılar. Dolayısıyla... Türkiye'deki inşaat demiri fabrikaları ihracata yöneldiler. Bu durum piyasada demir sıkıntısına yol açtı. O da fiyatları harekete geçirdi. Öyle ki... Geçen haftaya kadar 850 lira olan inşaat demirinin fiyatı, birden 1.500 liraya fırladı.

Aradaki büyük fark, zaten yaşanan tıkanma nedeniyle sallanmakta olan inşaat sektörünü resmen öldürdü. Sektörde peş peşe yaşanan iki büyük sıkıntıyı İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Necati Şahin'le konuştuk. Söze... 'Evet, çok ciddi iki konuda ortaya çıkan kriz nedeniyle inşaat sektörü büyük bir sıkıntıya girdi' diyerek başladı. Sonra da... İnşaat sektörüne arka arkaya inen iki darbeyi yorumlarken söze şuradan başladı:

'Bayındırlık Bakanlığı'nın 5 Şubat yönetmeliği sektör için kötü değil. Hatta, ilk kez sektöre yönelik ciddi düzenleme getiriyor. Fakat, altyapı hazırlanmadan yönetmelik yayınlanınca piyasayı kilitlendi.'

Devam etti: 'Çünkü; başta bakanlık, belediyeler ve muhatap firmaların kendilerini yeniden yapılandırmaları gerekiyor. Önce Ankara'nın tam adaptasyon sağlaması gerekiyor.'

İkinci konuya gelince... İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Şahin, demir fiyatlarına gelen aşırı zammı şöyle yorumladı:
'İnşaat sektörünün iki temel malzemesi demir ve çimento. Demirde, ihracata yönelik siparişler nedeniyle ciddi bir kriz oluştu. Fiyatların yüzde 80 artması sektör için korkunç bir durum.'

Şunu ekledi: 'Bitmiş ve bitmek üzere olan çok sayıda inşaat var. Alıcı krediden ürktüğü için zaten piyasada fiyatlar düşüyor. Yani, konut fiyatı düşerken demir fiyatının katlanması sektör için öldürücü darbe.'

Tehlikeye işaret etti: 'Başta TOKİ olmak üzere, resmi inşaat alanlar götürü maliyet hesaplıyorlar. Adam kullanacağı demiri 850 liradan hesaplamış ve işi almış. Şimdi ne yapacak? Batmasını mı bekleyeceğiz?'

Bir şey daha... Şu anda yaşanan krizlerle doğrudan bağlantısı olmasa bile, Şahin inşaat sektöründeki bir anlayışı daha eleştirdi: 'İki ana hammaddemizden biri çimento. Fakat orada da ihracat fiyatlarıyla iç piyasa arasında büyük fark var. Çimento üreticileri ihracata düşük, iç piyasaya yüksek fiyat veriyorlar.'

Bir de temenni dile getirdi: 'Beton firmaları da TOKİ'ye daha ucuz, firmalara daha pahalı fiyat veriyor. Bu da haksız rekabetin bir parçası. Önüne geçilerek haksız rekabetin önlenmesini diliyoruz.'

Meydan mı, avlu mu?..
Eski Santral Garaj'ın olduğu yere yapılanı bu sütunlarda alışveriş merkezinin avlusu olarak yorumluyoruz. Fakat Büyükşehir Belediyesi burasının kent meydanı olduğu iddiasında. Alışveriş merkezine bile bu ad verildi. Adına bakılacak olursa, burada kentin bazı toplumsal etkinliklerinin yapılması ya da yapılabilmesi gerekiyor. Ne var ki...

Nevruz kutlamalarına bize göre avlu, belediyeye göre meydan olan yer kapatılmış. Daha açık söylemek gerekirse, alışveriş merkezinin yönetimi burada Nevruz kutlaması yapılmasına izin vermemiş. Gerçi... Kutlama komitesi başvurusuna Vali Şahabettin Harput imzasıyla kutlamanın Kent Meydanı'nda yapılması için izni verilmiş. Ama, alışveriş merkezi yönetimi kutlamanın yan tarafta sonradan genişletilen yerde yapılmasını uygun görmüş. Yani, Valilik izninden sonuç alınamadığı anlaşılıyor.

Yağmurdan sonra da kutlamalar Atatürk Spor Salonu'na alınarak sıkıntı atlatılmış. Vali Harput bu durumu, Kent Meydanı Alışveriş Merkezi'nin resmi açılışının yapılmamış olması nedeniyle statüsünün belli olmamasına bağlıyor ve 'Alışveriş merkezinin parçası mı, belediyenin meydanı mı önce o ortaya çıkmalı' diyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahin ise kutlamaların yeri izninin valiliğe ait olduğunu söylüyor.

Sonuç şu: Meydan iddiası kendiliğinden çürüdü, alışveriş merkezinin avlusu olduğu anlaşıldı.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.