Bu günlerde orman niteliğindeki hazineye ait yerlere turistik tesis kurulabilmesi için hazırlanan yasa tasarısı gündeme oturdu. Çevre örgütleri bu tasarrufa isyan ediyorlar. Dava açmaya hazırlanıyorlar.

Anayasa Mahkemesi 7 Mayıs 2007 günü benzer hükümleri iptal etmişti.

Şimdi çok önemli bir ormanlık alanda eko sistemin, yaban hayatının ve doğal yapının tahribi ile ilgili yeni bir olayla karşı karşıyayız.

Havalar kurak geçerse İstanbul'un su sorunu malum. En büyük kaynak Terkoz Gölü. Bu gölün kuzeyini Karadeniz ve güneyi Terkoz (Durugöl) olarak uzunluğu 21 km ve genişliği 50 m. ile 1 km arasında değişen, ortalama yüksekliği 20 m. civarı meşelik, sazlık ve kumul çamlık kıyı ormanı çevreler.

Bu korunaklı kıyı şeridi ve göl, sadece yerleşik yaban hayvanlarının değil, binlerce yıldan beri bıldırcın, çulluk, ördek ve yaban kazları gibi kanatlı türlerin de göç yolu ve konaklama yeridir.

Bu yer, coğrafi ve fiziksel yapısı, 2002 hektar kumul çamlığı, endemik yaban hayvanları, çevresel zenginliği ve biolojik çeşitliliği ile ülkemizin ender güzellikte eko sisteminden biridir.

İstanbul Anakent Enerji AŞ, bu doğa harikası yeri İSKİ'ye Karadeniz'den içme suyu elde etmek için katletmek (!) üzere proje başlatmış. Söz konusu tasarı yasalaşırsa, “Orman İçine Yerleşilmeyi Yasaklayan” Orman Kanunu'nun 17 maddesi hükümsüz olacak ve Yenilenebilir Enerji Kanunu ile bakın neler olacak;

İSKİ, Karadeniz'den tatlı su üretip Terkoz gölüne boşaltabilmek için enerji ihtiyacını karşılamak üzere bu doğa harikası yere deniz seviyesi sıfırdan 80 ile100 m. yüksekliğinde, rotor kanat çapı 45 m olan 17 adeti kumsal sahil şeridine, 27 adet rüzgar türbinini 100'er metre ara ile yerleştirmek üzere Orman Genel Müdürlüğüne müracaat etmiş. Şu yanlışa bakın ki, kinetik rüzgar şiddeti yükseklikle arttığı için, rüzgar türbinleri aslında tepelik yerlere yerleştirilir. Burada kulelerin zemini denize (0). Onun için 1,5 km'ye 27 adet yanyana dizilmiş kulelerle Karadeniz'e perde çekiliyor.

Göç kuşları Karadeniz üzerinden karanlıkta kıyıya ve göle iniş yapmaktadır. Yerden bitme bu kuleler sürdürülebilir yaşam için tam bir katliamdır.

Koskoca Karadeniz sahil şeridimiz yüksek tepeleriyle dururken, göle yakın diye eko sistemi en güzel yerinde kulelerle, ulaşım yolları ve nakil hatları ile tahrip etmeye, insan için yapılan üstün kamu yararı diyebilir misiniz?.