Expo 2015’te oylama sonucunun sağlıklı alınamayıp, koskaca bir şehri önce ayağa kaldırıp sonra sevincini kursağında bırakmak bile Expo ile ilgili daha önce yaptığım eleştirileri haklı çıkarmaya yetti.

Düşünün Paris’ten İzmir’e bu çağda en basit olan şey, oylama sonucu bile doğru gelemiyor.

İzmir’den Paris’e de pek çok şey doğru gitmemişti zaten.

Oylama sonucunu resmi açıklamayı beklemek yerine salonu gözetleyerek almaya çalışan sakillik, organizasyonlarda da göze çarpmıştı.

Paris’te yürütülen lobi faaliyetini eleştiren iki yazı yazmıştım ancak bizim tanıtım komitesi, "Eleştirilerinizi İtalyanlar lehlerine kullanıyorlar, yazıları çevirtip delegelere dağıtıyorlar" deyince, "31 Mart’tan sonra yazarım" diyerek yazıları kestim.

Expo 2015’i Milano’ya kaptırmanın en büyük sorumlusu Dışişleri’dir. Düzenlenen konserleri, lobi faaliyetlerini profesyonel bir organizasyon şirketiyle çalışmak yerine olayı Paris büyükelçiliğinin üzerine yıktılar.

Haklarını yemeyelim başta Büyükelçi Osman Korutürk ve eşi Suzan Hanım olmak üzere, tanıtım komitesinin İzmir ayağındaki herkes, dişini tırnağına takarak gece gündüz çalıştı.

Ancak iyi niyetin yetmediğini bir kez daha gördük.

Hal böyle olunca, hiçbir delegenin tanımadığı Sertab Erener’e salon bulunamadı.

Paris’te konser salonlarının tarihi sezon başından belli olduğu için Dışişleri son dakikada salon bulmaya çalıştı Paris’te...

Bulabildikleri tek gün paskalya tatiline denk geldi.

Sertab Erener’i tatil günü sahneye çıkardılar.

Fazıl Say’ın davetiyeleri zamanında gönderilmediği için, Paris’te her konseri tıka basa dolu olan Fazıl Say’a yarısı boş salonda konser verdirdiler.

Anadolu Ateşi biletlerinin dağıtılması için Türk derneklerinden yardım istediler.

Oysa tüm bu konserler Türkler kendi aralarında eğlensin diye değil, oy kullanacak delegeler Türk kültürünü tanısın diyeydi.

Diğer taraftan Milano, Afrika’ya oynadı.

Onların oyunu kapmak için müzikleriyle, sunumuyla, getirdiği misafirleriyle Afrika ülkelerini tavladı.

Adamların bir planı vardı, Afrika bunun en önemli ayağıydı o planı uyguladılar ve kazandılar.

Bizim tanıtım komitesinin yaptığı en iyi şey son hafta bire bir prese geçmeleriydi.

Delegeleri 10’ar kişilik yemeklere davet etmek, Cumhurbaşkanı’nın ve Baykal’ın Paris’e çıkarması önemliydi ama o bile yetmedi.Harcanan 15 milyon dolarla 150 delegeyi tek tek İzmir’e getirip Kordon’da rakı-balık yedirsek inanın daha etkili bir tanıtım olurdu. Dışişlerinin elinde önceden planlamış bir yol haritası olsa ve bunu profesyonel şirketlerle uygulasa İzmir bu yarışı kazanabilirdi...

15 milyon dolar nereye harcandı?
Expo 2015 lobi ve tanıtım faaliyetleri için harcanan para 15 milyon dolar...

Belki kazanılsa paranın hesabı sorulmayacaktı ama kaybedilince insanda para çöpe atılmış hissiyatı doğuyor.

Az para da değil, 15 milyon dolar.

Hepimizin parası. Dışişleri’nden rica etsek paranın nereye harcandığını açıklar mı acaba?

Reklam, bilboard kalemleri ne tuttu?

Tekne turlarına ne kadar gitti, Sertab Erener’e ne kadar ödendi, Anadolu Ateşi kaça çıktı, Fazıl Say normal kaşesini mi uyguladı, bu organizasyon işleriyle ilgilenenler ne kadar aldı, yenilen yemeklerde en pahalı Fransız şarapları mı açıldı?.. Bir öğrensek 15 milyon dolar nereye gitti?..

Expo da olimpiyata dönmesin...
Expo’nun düzenlendiği şehirlere değerli yapıtlar kazandırdığı söylendi durdu.

Bakıyorum da hep aynı örnek veriliyor...

1851 yılında Londra’ya Kristal Palas yapıldı, 1889 Paris Expo’su için Eyfel Kulesi dikildi...

Yahu 150 yıllık Expo tarihinde başka örnek yok mu?

En çok Expo düzenleyen Amerika’da ne olmuş, son 10 Expo’yu kazanan şehirlere ne yapılmış? Bazı şehirlerin zarar ettiği bile söyleniyor.

Daha önce 92 Expo’sunu yapan Sevilla’da neler değişmiş, son Expo’nun ev sahibi Japon Nagoya’da ne olmuş?..

2010’da Expo’yu düzenleyecek olan Shangai’yda neler yapılıyor.

Herkes 150 yıl önceden örnek veriyor.

Bu bilgilere ulaşamadan Expo işi gündemimizden çıktı zaten.

Ben en çok bu işin de olimpiyat gibi yılan hikayesine dönmesinden korkuyorum.

Yenilen pehlivan doymazmış hesabı Expo 2020, 2025, 2030 diye gider miyiz acaba? Malum olimpiyatlar 90’lardan beri gündemimizde İstanbul 2000, 2004 derken en son kaça aday olduğunu bilen var mı?...