Hafta başında Türkiye'yi Expo 2015 heyecanı sarmıştı. Olimpiyatlardan sonra yeryüzünün en büyük organizasyonu olarak bilinen Expo'nun yedi yıl sonra İzmir'de mi, yoksa Milano'da mı yapılacağı, Paris'te oylandı. Kente 20 milyar dolar kadar yatırım, 40 milyon turist çekilecekti, 200 bin kişiye istihdam sağlanacaktı. Pasta o kadar büyüktü ki, Salı günü yayınlanan İtalyan gazetelerine göre, oylama öncesinde 'her yol mübah' yaklaşımıyla büyük bir mücadele yaşandı, gizli servis ajanları bile Paris'te delegeleri takipteydi. Haberlere göre, Türk heyeti oy kullanacak delegeleri üçer kişilik gruplar halinde yakın markaja aldı ve İtalyanlar'la temas kurmalarını belli bir süre için engelledi. İtalyanlar ise buna karşılık, yemekte ağırladıkları delegeleri ikram üzerine ikramla oyaladılar. İtalya Cumhurbaşkanı Prodi de, Cumhurbaşkanı Gül'den, tam da delege ağırlayacağı saatlerde randevu istedi. Her iki kentin mücadelesini Afrikalı delegelerin oylarını kapmaya endekslendiğini hatırlatalım. Oylama akşam saatlerinde bildik usullerle yapıldı, sonucun Türkiye'ye yansımasıysa, 'Türk usulü' oldu.
Hüsran senaryoları
Bir ihtimal, son aylarını ve günlerini uykusuz, sunum hazırlamak, lobi yapmak ve de devlet erkanını memnun etmekle geçirmiş bir elemanın, gücü daha fazla beklemeye yetmedi. Bu kişi oylamanın yapıldığı salonun kapısının önünde bir an hezeyana kapıldı ve 'İzmiiiiir! Heeey!' diye bağırarak, bütün ekibin sevinç gözyaşlarına boğulmasına neden oldu. Kimse o sesin sahibinin delirdiğini bilmiyordu, hemen karşısında duran arkadaşı dışında... Kadın (ya da adam) deli gibi 'İzmiir, İzmiir!' diye bağıran arkadaşının ağzını eliyle kapatmaya çalıştı, ama geç kalmıştı. Fuayede bekleşen Türk heyeti, sevinmekten ağlama aşamasına geçmişti bile...
Bir başka ihtimal, heyetten bir süperzekânın içeriden gelen bilgiler ışığında, Eurovision şarkı yarışmasındaki gibi, 'Hımmm, geriye şu ülkeler kaldı, eh biz de onları kafalamıştık zaten, iki dört altı sekiz, 80 oy tamam! Yaşasın! İzmir!' diye galeyana gelmiş olması... Durum böyleyse, bu süperzekâ da tanıdığı tanımadığı herkese sarılıp mutluluk gözyaşları dökmüştür. Ta ki, 'Bir dakika arkadaşlar! Sonuç henüz belli değil' açıklamasını duyana kadar. Sonra gelmiş olması muhtemel cümleleri biliyorsunuz. 'Nasıl olur ya? Ben hesapladım! Öyle olmaması lazım! İzmir'in kazanmış olması lazım!'
Üçüncü ihtimal, İtalyan heyetinin tezgahı olabilir. İtalyanlar aralarında anlaşır ve belli bir aşamadan sonra güzel ama yalan haberi fuayeye salar... Ve eğlence başlar. İzmir ekibi mutluluktan havaya uçar, sonra en yüksek noktadan yere çakılır. İtalyanlar güler.
Dördüncü bir ihtimal... Yok. Bu olamaz. İzmir ekibinden kimse, hayatını riske atacak bir şaka yapmayı düşünemez. Belki de bu kadar zayıf bir ihtimal olduğu için, tam da bu olmuştur. Olur mu, olur...
'Herkese sağlık'ın inandırıcılığı
Nasıl olduysa oldu, sonuçta yanlış haber ajanslar tarafından 19.04'te 'flaş' ibaresiyle servis edildi. TRT de haberi verince, diğer yayıncılar harekete geçti, İzmirliler mutluluktan uçtu. Başbakan Erdoğan iyi haber geldiğinde Kuveyt heyetini kabul ediyordu, ancak sevincini uzun tutamadı. Cumhurbaşkanı Gül, "Her halükarda İzmir'in kazanacağını söylemiştim, İzmir kazandı" dedi, ama bu açıklamasından dakikalar sonra, birilerinin aceleci davranmış olduğu ortaya çıktı. Saat 19:30'a gelirken, Milano'nun 21 oy farkla Expo 2015'in evsahibi olduğu anlaşıldı. Gül açıklamasını, "Her halükârda İzmir kazanacak demiştim. İzmir dünyaya hiç bu şekilde tanıtılmamıştı, İzmir yine kazandı" diye değiştirdi. İzmir'in Expo'yu alması için yoğun lobi faaliyeti sürdüren Cumhurbaşkanı zor durumda kaldı. Bir merak konusu da tabii, Expocular'ın Gül'e hakkında açılan davayla ilgili soru yöneltip yöneltmediği... Haberi duyanların en azından kendilerine bu soruyu sorduklarından eminim.
Bu koşullarda Expo için oy kullanan delegeler, 2015'te Türkiye'nin siyasi durumuna ilişkin sağlıklı bir durum canlandırabilmişler midir kafalarında? Henüz düşünce özgürlüğünün tam olarak sağlanamadığı bir memleketin, 'Herkese Sağlık' vadetmesi ne ifade eder Türkiye'yi bilene? İzmir'in yanıbaşında, Yatağan'da vatandaşın gazlanmasından rahatsız olmayan ve bölgeye ikinci termik santralin kurulmasına onay veren bir yönetimin bu sözü inandırıcı mıdır? Sağlık Tanrısı Asklepios'a adanmış, Anadolu'nun en eski, İ.Ö. 2. yüzyıldan kalma su terapisi merkezi olan Allianoi'un adının Expo 2015'in tanıtım filminde geçmiş olması ise son derece ironik bir durum tabii. Çünkü karar alınmıştır, Allianoi, 2015'e kadar çoktan Yortanlı Barajı'nın sularında boğulacaktır. Kimbilir, belki de İzmir'in 'Herkes için Sağlık' temasıyla Expo'yu almasına, Allianoi'un Nympheumun'daki köşesinden koparılan güzel su perisi razı olmamıştır.
Takip
Bütün yorumları forumda okuyun!Bütün yorumları forumda okuyun!