Büyükşehir'in Hitit Güneşi'nin yerine "atadığı" amblem 13 yıl boyunca tartışma ve uzlaşmazlık konusu oldu. Bu süreçte CHP, DSP, SHP, MHP, DYP, ANAP temsilcileri amblemi eleştirdi, karşı çıktı.
Yani RP, FP, AKP dışındaki tüm partiler...
Valilik onaylamadı, hatta asılmasını yasakladı.http://preview.hurriyet.com.tr/preview/image.aspx?picid=5367823
Geçmişte İçişleri Bakanlığı'nın inceleme-soruşturmasına konu oldu.
Her dönem defalarca TBMM gündemine geldi.
Yüzbinlerce Ankaralı'nın imza kampanyalarına, Hitit Güneşi'ni sahiplenme eylemlerine yol açtı.
Konunun AİHM'e götürülmesine ramak kaldı.
Amblemi masaya yatıran Mülkiye müfettişlerinin raporu ise şöyleydi:
- Bir amblemin kullanılabilmesi için tescili zorunludur.
- Bu amblem tescil edilmediği halde 1995 yılından beri kullanılmaktadır.
- Ambleminin tescili için ilgili mevzuata uygun olması zorunludur.
- Bu amblem mevzuatın dört fıkrasına uygun değildir.
- Yönetmeliğin 10. ve 12. maddelerine göre kullanımı ve tescili mahzurludur.
- Amblem bayrağımıza olan saygıyı azaltıcı etki yapmaktadır.
- Laiklik ilkesine aykırı propagandaya fırsat verebilir.
- Amblemde Türkiye cumhuriyetinin Başkenti modern Ankara'nın kimliğinin yerine, dini ve dince kutsal sayılan ögelerin ön plana çıkartılmıştır.
Valilik İnceleme Kurulu'nun değerlendirmesi de aynı yönde oldu.
Hem de oybirliğiyle...
Geçmişte de yazılarımda yer verdim.
Yaza çize yorulduk diyeceğim ama konu Cumhuriyetin Başkent'inin amblemi olduğunda, kimsenin ne yorulmaya, ne sıkılmaya, ne görmezden gelmeye hakkı var.
Çünkü sorun Ankara'nın kimlik sorunudur.
Sorun, "Ankara'nın amblemi" adı altında her yerde boygösteren bu "form"un, meşruiyet ve temsil sorunudur.
Yasanın, mevzuatın, devletin, partilerin, sivil toplumun, valiliğin, kamuoyunun reddettiği, 13 yıldır içine sindiremediği bu amblem varlığını hâlâ nasıl koruyor?
Yoksa zırhlı mı?