Haberler

Değişen Ufuklar: Kentsel Sorunları Yoksayan Seçim Kampanyaları

Tarih: 14 Nisan 2008 Kaynak: Philadelphia Inquirer Yazan: Inga Saffron Çeviren: Cansu Cürgen

Philadelphia
Kaynak: Websiteevolution.org


Adaylar oyun parkları ve bisiklet yollarından bahsediyor. Peki ama, çöken altyapıyla kim ilgilenecek? Görüşlerin cesurca tartışılmasının zamanı geldi.

Amerika’da kentlilerin yaklaşık üç katı kadar köylü nüfus var, ancak bu insanların üç başkanlık adayını dikkatle dinlediklerini ya da sitelerini incelediklerini henüz bilmiyor olabilirsiniz. Hatta Birleşik Devletler’in, Norman Rockwell’in resimli kitaplarındaki küçük kasabalarla çevrili çiftliklerle kaplı olduğunu da düşünüyor olabilirsiniz.

Demokratlar Hillary Rodham Clinton ve Barack Obama için, orduya katılan çiftçi ailelerin zor durumu Amerika’nın yüzleşmekten kaçamayacağı krizlerin başında yer alıyor. Cumhuriyetçi John McCain ise gaziler, henüz doğmamış çocuklar ve uzayda olup bitenler yüzünden kaygılanıyor. Ama merkezlerini canlı, aşırı kalabalık otobüslerini yolda tutmak için savaşan yaşlı şehirlerimiz hakkında kimseden bir ses duyulmuyor. Şehirler artık politik vizyonda yer almıyor.

22 Nisan’da yapılacak Pennisylvania önseçiminde kentsel konulara dikkatle yoğunlaşılacağı düşünülebilir. Eyalet, Allentown’dan Williamsport’a, çok kalabalık olmamasıyla gururlanan kimliğinde, 16 resmi metropoliten bölgesi ile ülkenin en şehirleşmiş örneklerden biri. James Carville’in şehri Alabama’ya benzettiği ünlü şakası bir yana, Pennisylvanialıların %84’ü bu belirlenmiş bölgelerde yaşıyor.

Philadelphia başkanı Nutter, geçtiğimiz hafta başkanlık için mücadele veren demokrat adayları kentsel sorunlar üzerine bir açık oturuma davet ettiğinde, çok açık bir yanılgıya dikkat çekti. Clinton destekçisi Nutter, nükteli bir şekilde, “Eğer 56th ve Master’da yaşıyorsanız, El-Kaide’nin değil gangsterlerin yaptıklarıyla ilgilenirsiniz.” diyor.

Elbette bu kampanya, şehirliler kadar diğer herkesi de ilgilendiren, sağlık sigortası sorunları ve gözler önüne yaşanan haciz felaketleri gibi çok sıcak konuları da kapsıyor. Ancak, şehirleri daha sağlıklı ve rekabetçi yapmak için görüşlerin cesurca tartışılmasının da zamanı geldi.

Önümüzdeki birkaç yıl içinde, ithal edilmiş enerjiden mahrum kalmak, sera gazlarının etkileriyle uğraşmak ve hızla yükselen Asya ülkeleri karşında ekonomik pariteleri dengede tutmak hakkında daha çok şey duyacağız. Bu üçlü tehditle boğuşmak, diğer yandan kent olarak tanımlanan enerji verimi üreticilerinin güçlendirilmesi anlamına geliyor.

Adayların önerileri, Amerika’yı elektrik ampullerinden ve benzinli taşıtlardan temizleme gibi küçük güzel fikirleri kapsasa da, enerji bağımsızlığının sağlanması için atılması gereken adımlar, toplu taşıma, temel altyapı ve şehirlerin aileler için daha yaşanılabilir hale getirilmesi gibi çok daha ciddi federal çabalar gerektirmektedir. Ulusal güvenlik için yapılan yatırımları ve ayrılan bütçeyi bir düşünün.

Adayların, işin bu boyutunu dile getirmekte çekingen kalmalarının nedeni, banliyö halkını oluşturan barbekü saplantılı babalar ve karavan kullanan annelerin seçmen kitlesinin çoğunluğunu oluşturmaları olsa gerek. Ne kadar iyi ya da kötü olsalar da, şehirlerin demokratları destekleyeceğinin düşünülmesi, diğer partilere, cep parkları, liman bölgelerinde iyileştirmeler üzerine konuşmaları için en küçük bir şans dahi bırakmıyor. Yanısıra, bu tartışmalar sadece, alevler içindeki şehirlerin aynı platformdaki üyeleri yani seçmenleri yabancılaştırmaya yarıyor.

Kentlerin merkezinde, yoksulların oturduğu bölgelerin, 40 yıl önce olduğu gibi umutsuz alanlar oldukları zannedilir. Sex and the City’nin yarattığı etki sayesinde kentler çekiciliğini geri kazandı. Governing Magazine’den Alan Ehrenhalt, geçen 15 yıl içerisinde suç azalırken, mülkiyetin arttığına dikkat çekiyor. Çünkü artık birçok Amerikalı, çocukluk ve ebeveynlik yıllarını kentlerde geçiriyor. 20’li yaşlardaki kaygısız dönemlerinde de kentte yaşıyorlar, çocuklarını büyütüp evden gönderdikten sonra da.

Yüksek binaları ve canlı alışveriş alanlarıyla banliyölerin her biri başlı başına bir şehir gibi. Hatta artık onlar da, bir zamanlar kent sorunu olarak adlandırılan, suç, uyuşturucu ve yoksullukla mücadele ediyorlar.

Brookings Institute’da metropol siyaseti uzmanı Bruce Katz bu nedenle “asıl tartışmamız gereken konu metropol siyaseti” diyor.

Peki metro alanları ne istiyor? Katz öncelikle daha çok toplu taşıma gerektiğini söylüyor. Varolan sisteme yapılacak eklemelerle birlikte, Philadelphia ile Prusya Krallığı arasındaki bağlantığı sağlayacak uzun süredir tartışılan hafif raylı sistemin de hayata geçirilmesi gerekiyor.

Katz’a göre, Amerika’da banliyöler arası ulaşımı sağlayacak sistemlerin oluşturulmasına ihtiyaç var. Bu hafta serbest bırakılan politik yazılarda da görüldüğü gibi en iyi şeylerden bir tanesi, New York’da hızla büyüyen Scranton metro bölgesine bağlanan hızlı trenin inşa edilmesi işini Washington’un Pensilvanya için yapabilir olması.

Bush hükümeti Amerika’da yeni bölgelerdeki kamu alanlarına şahsi servetleriyle yatırımyapanlara, vergi indirimi teklif ediyor. Bu arada Amtrak aciz duruma düştü ve konut ihtiyacı için ayrılan finansmanı kayboldu. Amtrak, süper lüks özel jetler ve Amerikalılar'ın su gibi para harcadığı Aspen’de inzivaya çekildi. Hiçbir büyük şirket hayatta kalmayı ümit etmiyor. Amerika’nın teknolojisini yenileyerek Euro’dan güç alan bu dünyada rekabet edebilir hale gelmeye ihtiyacı var. Haydi altyapı yarışını duyuralım.

“Bizler, sadece altyapı yatırımlarıyla değil, bu yatırımları karmaşık şekilde yürütmemizle de, Avrupalılar'dan büyük ihtimalle 20 yıl kadar gerideyiz,” diyor Katz. "Avrupalılar yüksek hızlı trenler yapıyorlar. Biz ise olmayan yerlere köprüler inşa ediyoruz."

Ancak bu sadece daha çok çelik ve beton ile ilgili bir konu değil. Brookings’in yeni çalışma hukuku “kaliteli mekanlar” yaratmak için ulaşım ve altyapı yatırımlarını içeriyor. Philadelphia, PennPraxis' Delaware nehir kenarına doğru itişi açıkça destekliyor.

Aynı gün Katz yeni metropolit gündemini yayınladı, ben de New Yorklu bir gruptan kamu alanları projesi ile ilgili benzer bir rapor aldım. Kağıtlar, adaylardan gelen şaşırtıcı fikirleri içeriyordu. Clinton, oyun parkları yapılması konusunda federal bir fon kurmayı, Obama Amerika’nın her yerine bisiklet yolları açmayı vaad ediyor, McCain ise halka açık alanlar için ulusal güvene çağrıda bulunarak üstünlük sağlamayı hedefliyordu.

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.