Haberler

“Ekolojik Mimarlıkta Somut Adımlar” Sempozyumuna Dair Kısa Notlar

Tarih: 15 Nisan 2008 Yazan: Özlem Bahadır Kebabcı

Yapı Endüstri Merkezi tarafından düzenlenen “Ekolojik Mimarlıkta Somut Adımlar” Sempozyumu 4 Nisan 2008 Cuma günü Yapı Endüstri Merkezi Binası’nda gerçekleştirildi. Mimarlık ve Şehircilik alanında ekolojik yaklaşımla şekillendirilmiş uygulamaların çoğalması, bu yönde bağlayıcı yasal düzenlemelerin yapılması, kentsel ölçekten yapı ölçeğine kadar ekolojik tasarım ölçütlerinin benimsenmesi yönünde insiyatif oluşturmak üzere düzenlenmiş sempozyumda konu, ülkemizden ve dünyadan projeler üzerinden tartışıldı.

Açılış konuşmacıları olarak Yapı-Endüstri Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Hasol, İTÜ Rektörü Prof.Dr. Faruk Karadoğan’ı temsilen Prof.Dr. Mehmet Sakınç ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Kadir Topbaş’ı temsilen Büyükşehir Belediyesi Danışmanı Ömer Abamor söz aldılar.

Yapı-Endüstri Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Hasol, açılış konuşmasında, projelerin ekolojik yaklaşımla şekillendirilmesini gerekli kılan faktörleri açıkladı ve çevre sorunlarına yol açan faktörlerden biri olan karbon emisyonlarının % 50’sinin inşaat sektöründen kaynaklandığını belirterek mimarinin bu konudaki sorumluluğuna dikkat çekti.
İTÜ Rektörü Faruk Karadoğan adına konuşan Prof. Dr. Mehmet Sakınç ise, konuya ‘açı doyurmak ama onurunu kırmadan doyurmak’ vb. ilkeler ışığında yaklaşmanın gerekli olduğunu söyleyerek bugün yaşanan sorunlara ‘etik’ çerçevesinde yaklaşmanın önemine işaret etti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Danışmanı Ömer Abamor, sağlıklı bir çevrenin sağlıklı bir tasarımın ön koşulu olduğuna dikkat çekerek başladığı konuşmasında, gelecek nesillere sağlıklı bir çevre bırakmak üzere, hızlı kentleşme, çevre kirliliği vb. sorunları kontrol altına almanın Büyükşehir Belediyesi’nin temel sorumluluk alanlarından olduğunu söyledi. Bu doğrultuda, Belediyenin asgari enerji tüketen binalar yapmaya gayret ettiğini söyleyen Abamor, çevre duyarlı yapılaşma ve malzemeleri teşvik etmenin öncelikli konuları olduğunu ve ihale şartnameleriyle bu konularda mecburiyet getirmeye çalıştıklarını söyledi.

Açılış konuşmalarının akabinde sunumlara geçilen “Ekolojik Mimarlıkta Somut Adımlar” Sempozyumu’nda söz alan ilk konuşmacı Çevre Dostu Binalar Derneği kurucusu Duygu Erten oldu. Erten, sürdürülebilir bina tasarımının yasal gereklilikleri ve sertifikalandırma sistemleri hakkında bilgi verdiği konuşmasında, kurdukları dernek-ÇEDBİK aracılığıyla Türkiye’nin çevre dostu bina hareketinin sertifika sistemini oluşturmaya çalıştıklarını söyledi. Kararları oybirliğine dayanan konseyin oluşturduğu “devlet politikalarını izleme komitesi”, “etik komitesi” vb.komitelerde görev almak isteyen herkese çağrıda bulunan Erten, Brian Tracey’nin “Kazananları kaybedenlerden ayran şey, attıkları ilk adımdır” sözüyle konuşmasını noktaladı.

Erten’den sonra, REC Bölgesel Çevre Merkezi Türkiye Ofisi’nde İklim Değişikliği Proje Yöneticisi Çevre Yüksek Mühendisi Yunus Arıkan söz aldı. Arıkan, öncelikle konuyu salt mimari ölçekte görmek yerine "ekolojik yaşam" olarak ele almanın daha doğru olacağını düşündüğünü söyleyerek önemli bir noktanın altını çizdi. Küresel iklim değişikliği sorununa değinen Arıkan, artık farklı ve alternatif yöntemlere ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Bu konuda çalışmalar yapan, C40 Kentler, Zero Carbon City, Cities for Climate Protection vb. oluşumlardan söz eden Arıkan, Türkiye’nin kaynak çeşitliliği ve zenginliğine dikkat çekerek, tek tip enerji kaynağından kaçınılması ve bu çeşitlilikten faydalanılması gerektiğini söyledi. Son günlerde Türkiye’de Kyoto Protokolü ile ilgili yaşanan gelişmeleri sevindirici bulan Arıkan, ülkemizin süreçte pozisyonunu doğru tanımlamasının önemine dikkat çekti. Arıkan sözlerini, Türkiye’nin Kyoto vb. gereklilikler olmaksızın aynı hedefleri benimsemesi dileğiyle noktaladı.

Bir sonraki konuşmacı ise Tabanlıoğlu Mimarlık ortaklarından Melkan Gürsel Tabanlıoğlu idi. Büyükdere Caddesi’ni İstanbul’un podyumu olarak tanımlayan Tabanlıoğlu, bu cadde üzerinde yer alan projeleri Kanyon, Levent Loft ve Sapphire projlerinden söz etti. 157 adet lüks konut rezidans ünitesi ve alışveriş merkezinden meydana gelen, Türkiye’nin ilk çevre dostu özellikli gökdeleni olacağı iddia edilen İstanbul Sapphire, tamamlandığında 235 metrelik yüksekliğiyle Türkiyenin en yüksek yapısı olacak. Tabanlıoğlu,Sapphire projesinde her 3 katta bir oluşturulan bahçeler aracılığıyla insan ölçeğinin yakalanmasına gayret edildiğini ve yapı kullanıcıları tarafından doğanın hissedilmesinin hedeflendiğini söyledi. Çift cidarlı tasarım, doğal havalandırma sistemleri ve güneş ışığından faydalanma olanaklarıyla yapıda % 30’luk bir enerji tasarrufu sağlandığını belirtti. Tabanlıoğlu, ayrıca yeşil bina örneklerinin çoğalmasında mimarlar ve danışmanlar kadar yatırımcıların da buna hevesli olmalarının önemine işaret ederek konuşmasını tamamladı.

Tabanlıoğlu’nun konuşmasının hemen ardından projenin tanıtım filmi gösterildi. “İstanbul yükseliyor, lüksün tanımı değişiyor” vb. ifadelerle tanımlanan Sapphire Rezidans yapısının yer aldığı filmde yapının kullanıcılarına gökdelende,163m yükseklikte golf oynama vb. imkanlar sağlayacağı belirtildi.

Sempozyumun öğleden önceki bölümünün son konuşmacısı tasarım, mühendislik ve danışmanlık şirketi Arup’tan David Height oldu. Height, konuşmasının başında tasarımcıların ahlaki bir sorumlulukları olduğunu hatırlatarak çok önemli bir noktanın altını çizdi. 21.yy’da toplumun yüz yüze geldiği önemli konulara işaret eden Height, bunlardan belki de en önemlisini küresel çevre sorunlarının oluşturduğunu dile getirdi. Günümüzde ve yakın gelecekte dünyanın durumuna dair uzmanlarca yapılmış bazı saptamaları dile getirdiği konuşmasında Height, 2000-2030 yılları arasında enerji ihtiyacında % 60'lık bir büyüme beklendiğini ve bugün 6 milyarı geçen dünya nüfusunun 2150 yılında 10 milyar olmasının tahmin edildiğini söyledi.


Dongtan

Artan nüfus ve köyden kente göçün çoğalması ile birlikte yeni kentlere ihtiyaç duyulduğunu belirten Height, örneğin, Çin’in 20 sene içinde 20 milyar m² alana ihtiyaç duyduğunu, yani 50 tane daha Şanghay inşa etmesi gerektiğini söyledi. Bu durumun beraberinde getirdiği yeni yerleşim ihtiyacının, sağlıklı kentleşme, konforlu konut tasarımı ve akılcı planlama ile karşılanması gerektiğini dile getiren Height, konuya ilişkin olarak Arup’un en geniş kapsamlı sürdürülebilir projelerinden Dongtan örneğinin bu ihtiyaca karşılık vermek üzere oluşturulmuş bir kent projesi olduğunu söyledi. İlk etabının 2010 yılında bitirilmesi hedeflenen, Çin’in tamamen ekolojik yaklaşımla şekillendirilmiş ilk yeşil kentinin projelendirilmesi ve uygulanması aşamasında Çin hükümetinin büyük desteğini gördüklerini, hükümetin bu konularda son derece duyarlı ve kararlı bir politika izlediğini sözlerine ekledi. Height, projede yükselmenin gerekli görüldüğünü ancak insanı ölçek olarak ezmeyecek, rahatsız etmeyecek bir yüksekliğin belirlendiğini söyledi. Kentlerin olması gereken özelliklerini ise,

a.ortak mutabakat sağlanarak gelişmesi,
b.birikimlerin aktarılması yoluyla gelişme sağlanması,
c.esnek bir çerçeve plan oluşturulması,
d.alınan karar ve uygulamaların bağlı bulunduğu ülke ve vatandaşlara hesabının verilebilir olması, şeffaf politikalar izlenmesi,
e.yere özgü, otantik olması olarak sıraladı. Height ayrıca enerjinin Dongtan kenti projesinin önemli bir parçası olduğunu, ancak projenin bir enerji projesi gibi algılanmaması gerektiğinin altını çizdi. Height, burada esas olanın yaşam şeklimizin ve tutumumuzun değişmesi olduğunu söyleyerek sözlerini noktaladı.

Sempozyumun 5.konuğu Has Mimarlık’ın kurucularından Ayşe Hasol Erktin oldu. Erktin, “Yeşil Tasarım-Buzdağının Tepesi” temalı konuşmasında, yeşil tasarım ilkelerinden söz ederek yeşil tasarımın düşünülenden çok daha basit ve çok daha ulaşılabilir ilkelerden oluştuğunu belirtti. Erktin, Bu bağlamda İstanbul Teknik Üniversitesi Maslak Yerleşkesi’nde, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Doğa-Çevre ve Bilim Toplum Parkı projelerine paralel olarak yürütülen, herkese açık bir Enstitü binası olarak gerçekleştirilecek olan Ekoyapı’nın tasarım kriterleri üzerinde durdu. Erktin, özellikle projenin enerji elde etme yöntemlerine ve su, güneş vb. çevre verilerden yararlanma ilkelerine dair açılımlar getirdi.


Ekoyapı

Erktin, Duygu Erten danışmanlığında yürütlen projenin yakında Leed sertifikası başvurusunda bulunacağını belirterek sözlerini noktaladı.

Sempozyumun son konuşmacısı, Foreign Office of Architects’ten Alejandro Zaera Polo oldu. FOA kurucularından Polo, İstanbul’daki projeleri “Meydan Alışveriş Merkezi” ve diğer projeleri hakkında bir sunuş gerçekleştirdi. Metro grubunun projesi-Meydan’ın kendilerinin yaptığı en ekolojik proje olduğunu belirten Polo, uzaydan inmiş metal bir kutu gibi göründüğünü söylediği İkea binasının hemen yanında yer alan Meydan projesiyle, perakende dünyasında radikal sayılabilecek bir adım atıldığını söyledi.


Meydan Alışveriş Merkezi

Polo, meydan projesinin gelişmelere adapte olabilmesini, sürdürülebilir olmasını hedeflediklerini ve ileride komşu semtlerle birleştirilebilecek şekilde tasarlandığını belirtti. Meydan projesinde –çoğu alışveriş merkezinin aksine- doğal ışık ve havalandırma sağlanmış. Polo, alışveriş merkezlerinde insanların sadece tüketime odaklanmasının istendiğini ve projelerin bu doğrultuda geliştirildiğini söyledi ancak insanların aslında kendilerini daha rahat hissedecekleri otamda daha rahat alışveriş edeceklerini sözlerine ekledi. Meydan projesinde sadece alışveriş değil, insanların karşılaşmalarına, iletişim kurmalarına olanak tanınması da hedeflediklerini söyledi. Polo “sürdürülebilir” diye ifade edilen yapıların sosyal açıdan bu işlevi üstlenmesi ve olası gelişmelere adapte olabilecek şekilde tasarlanması gerektiğini vurgulayarak konuşmasını tamamladı.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.