Mevcut hükümet iktidara geldiğinden bu yana güya orman olma vasfını kaybetmiş arazilerin satışıyla ilgili kanun tasarısını ikide bir temcit plavı gibi ısıtarak, TBMM’nin gündemine taşıyıp duruyor.

Daha önce TBMM’de kabul edilen 2-B yasasını Cumhurbaşkanı A.Necdet Sezer veto etmişti. TBMM’de yeniden görüşülüp hiçbir değişiklik yapılmadan Cumhurbaşkanlığı onayına sunulan yasayı bu kere kabul etmek zorunda kalan A.Necdet Sezer, daha sonra Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak yasanın iptalini isteme hakkını kullanmış ve Anayasa Mahkemesi de kabul edince ormanlarımız ve kıyılarımız talan edilmekten kurtulmuştu.

2-B yasası nedir?
Şimdi yine gündeme getirilen 2-B’nin ne olduğuna bir göz atalım.

Kısaca, 31 Aralık 1981’den önce bilim, fen ve kullanış bakımından orman olma niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerin Hazine adına orman dışına çıkarma işlemidir. Bu uygulama 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2’nci maddesinin B bendinde yer aldığı için kısaca 2-B diye anılıyor. Bu sahalarda kamuya ait bina ve tesisler, tarım alanları, otlak, yaylak, kışlak, mera, mezarlık ve yerleşim yerleri bulunuyor. Buralar bedel ödenmeden kullanılıyor, alınıp satılıyor. 2-B uygulaması 1961’de başladı. Ancak 1982 Anayasası ile uygulama başlangıç tarihi ileri çekilmişti.

Yani sizin anlayacağınız her yıl ormanlarımızın yanması ile perişan olup dövündüğümüz alanlarımıza daha sonra ağaç dikip, oraların yeniden orman vasfına kazandırılması yerine, “Buranın yanması ile orman vasfını kaybetti. Hadi

2-B’ye sokup burayı satalım” denilen arazileri kapsıyor. Tıpkı tarihi özelliği nedeniyle yıkılamayan ve çivi çakılamayan evlerin ne hikmetse birden bire yanarak kül olması gibi...

Şimdi eğri oturup doğru konuşun bakalım, bu 2-B kanunu çıkar ve yukarıda arz ettiğim hususlarda olanlar gerçekleşirse sizce ormanlarımızda yangın biter mi, bitmez mi?

Dahası var, 2-B tarifinde belirttiğimiz ve sıraladığımız hususların arasında yer alan “yerleşim yerleri” ibaresinin anlamı sizce nedir?

Tam bir ‘Orman Kanunu’ mu olacak?
Ormanlarımızın zamanında gecekonducular ve başka birileri tarafından işgal edilip ev ve tesislerin yapıldığı anlamı taşımıyor mu?

2-B kanununun yürürlükte olmamasına karşın Bodrum’un koylarından birini daha dün Mehmet Nazif Günal (MNG) doldurmadı mı? Halen, “Yahu denize bir kamyon düşmüş, birkaç kepçe toprak kaçmış. Cezası ne ise ödedik ve mesele bitti” denilerek zaten 2-B yani ‘Orman Kanunu’ zaten uygulanıp orman talanına devam edilmiyor mu?

Tamam efendim iktidarımız bu yasayı çıkaracak güçte ve sayıya sahip. Şu andaki Cumhurbaşkanımızın da A.Necdet Sezer gibi bu kanuna muhalif olacağını sanmıyorum. O halde bu yasa sürekli gündeme taşındığına göre, kanunlaştığında bu yasanın nimetlerinden kimler yararlanacak?

Ya da ormanlarımız ve kıyılarımız kimlere peşkeş çekilecek? Bu durum açıklanırsa, “Aaa bak ne güzel yabancı sermaye gelmiş yatırım yapıyor” diyerek belki de seviniriz.

En azından bu zamana kadar, kimler ormanlarımızı işgal etti ya da talanladı veya gecekondu yaptı da, bu 2-B kanunu ile kimlere af getiriliyor?

İşgallere ve talana tapu verilerek kimler taçlandırılacak?

Bunları bilelim, sizler yine 2-B Orman Kanunu çıkartın.

Hatta şimdiden hayırlı olsun. Daha ne diyelim yani...