Mimarlar Odası Denizli Şubesi Başkanı Süleyman Boz, UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu)'nun "yeterlilik" kararı ve yargıya intikal eden son kurul kararlarının değiştirilmesi girişimlerine yönelik olarak kaleme aldığı “Pamukkale’de İstikamet Şaşmasın!” başlıklı yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki, UNESCO tarafından belirlenen, Türkiye’deki 9 yerden birisi olan Pamukkale-Hierapolis’in (Diğer 8 yer: Sivas Divriği Ulu Cami ve Şifahanesi, İstanbul'un tarihi alanları, Nemrut Dağı, Göreme Ulusal Parkı ve Kapadokya, Xanthos-Letoon antik kenti, Hattuşa, Çanakkale Troja ve Safranbolu) UNESCO kriterlerine uygun olarak ‘yeterlilik’ alması bizleri çok sevindirdi.
Son yıllarda çeşitli haberlerle Pamukkale’nin Kültür Mirası Listesi’nden çıkarılacağı iddiaları gerçekten de can sıkıcıydı. 2008 Şubat ayının başlarında Denizli’ye gelen UNESCO heyetinin bizimle de görüşerek bilgi ve görüşlerimizi alması, bizim Pamukkale’deki her şeye rağmen olumlu çalışmaları ve gelişmeleri Mimarlar Odası olarak aktarmamız, yerel temsilci mimar Ahmet Yoldaş’ın heyetin bilgilendirilmesi konusundaki üstün çabalarının bunda payı olduğunu söylemeliyiz.
İstanbul’da 18 - 20 Nisan tarihlerinde yapılan UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca düzenlenen çalıştaya Denizli Valisi ve ekibi ile Ahmet Yoldaş’ın katılımları, bildiri sunmaları sonucu Pamukkale’nin Troja ile birlikte ‘yeterlilik’ alması Denizli için övünç kaynağı olmuştur. Hattuşa ve Safranbolu’nun kısmen yeterli, listedeki diğer yerlerin yetersiz bulunması ise ülkemiz için bir üzüntü nedenidir.
Özgün Bir Koruma Serüveni
Özgün bir örnek olarak, Pamukkale’deki otuz yıla yaklaşan koruma çalışmaları, çalışmaların Mimarlar Odası, Pamukkale Üniversitesi, Valilik ve sivil toplum ile birlikte yürütülmesi ile bu sonuca ulaşılmıştır. Sadece resmi makamların ve Valilik’in çalışmaları ile kalınsaydı Pamukkale’de oteller, belediye ve özel idare yapıları hala yıkılmamış olacaktı. Oda’nın payı bu gelişmelerde yadsınamaz ölçektedir. Sadece Oda konuyu dile getiriyor olsaydı yine Pamukkale hala diğer 7 Kültür Mirası konumunda bulunacaktı.
Geçmiş dönem valilerinin, Mimarlar Odası Denizli Şube yönetimlerinin, Denizli Müzesi çalışanlarının ve Pamukkale gönüllülerinin, turizm derneklerinin, ve kültür bakanlarının hakkını teslim etmek bir vefa borcudur. Pamukkale koruma serüveni devam eden bir süreçtir.
Mimarlar Odası her zaman bir istikamet doğrultucu ve kamu yararına denetleme kurumu olarak eleştiri ve katkıları ile görev yaparak, istikametin şaşmaması için zorlu çalışmalar yapmıştır. İstikamet şaştığında, bazen forum ve panellerle, bazen sempozyumlarla, bazen balyozlu yıkımlarla, bazen de konuyu yargıya ve ilgili kurullara taşıyarak örnek bir çalışma sergilemiştir. Bu çalışmalar sırasında Oda valilerle, bürokratlarla, otel sahipleri ile, yerel yöneticilerle ve hatta müzecilerle karşı karşıya gelmiş ama sonuçta hep Oda’nın haklılığı ve kamu yararına çalışması, ülke değerlerine sahip çıkma iradesi ve ısrarı kabul görmüştür.
Kepçeli Kazı Konusu Yargıya Bırakılmıştır!
En son istikamet şaşması 27 Şubat 2008’deki ‘Kepçeli Kazı ile doğal ve kültürel yapının tahrip edilmesi’ sırasında yaşanmıştır. Oda’nın başvurusu üzerine, Koruma Kurulu’nun bu yanlışı, hukuksuzluğu gerçekleştirenler hakkında savcılığa suç duyurusu ve yasal işlem yapılması hakkındaki 21.03.2008 tarihli ve 1421 sayılı kararı alması yine Pamukkale’nin Dünya Miras Listesi’ndeki yıldızının parlar durumda olması içindir.
Bu kararın gözden geçirilmesinin Kurul gündemine alınarak (ki yaşanan gerçekler budur) değiştirilmesi, karardan dönülmesi Pamukkale’de yanlış yapanları, ‘Her şeyi biz biliriz’ diyenleri, oraya ‘Şehir Parkı’ ugulamasını reva görenleri cesaretlendirecek, çağdaş yönetişim biçimi olan sivil toplumla birlikte katılımcı bir yönetim paylaşımını sekteye uğratacak ve örnek bir koruma çalışması olan Pamukkale’nin korunması/kullanılması çabalarında yine istikameti şaşırtacaktır.
Sadece istikametin şaşması ile kalınmayacak, yeni bir skandal ile UNESCO’nun olumlu havasından olumsuz bir imaja dönülecektir.
Koruma Kurulu kararı ile yargıya intikal etmiş bir konuda artık müdahil olunmamalıdır. Kurul’a şöyle ya da böyle etki edilmeye çalışılmamalı, yargının kararı beklenmeli ve ona saygı duyulmalıdır. ‘Kepçeli Kazı’ konusu kurcalandıkça kaybeden Pamukkale, Denizli ve ülke imajı olacaktır. Resmi ve sivil kurumlar ve yöneticileri ile Kurul üyelerinin bu değerlendirmeler çerçevesinde sorumluluk anlayışı ile hareket edeceklerine inanıyor ve artık Pamukkale’nin eksik kalan projelerinin uygulamaya geçirilmesi yönünde enerji harcanmasını öneriyoruz.
Saygılarımızla..."