Haberler

Yeniden EXPO'yu Düşünmek

Tarih: 29 Nisan 2008 Kaynak: Akşam Yazan: Nedim Atilla
İzmir’in büyük hayali EXPO’ya yeniden aday olup olmamayı tartışmaya başladık. Biraz erken değil mi? Geçen hafta Ege TV’de de söyledik. Biraz daha soğukkanlı, biraz daha beklemek gerekirken, 2015’in “hesabı da görülmemişken”, bir 2020 tartışmasıdır başladı. Olmadı 2025... Artık kesinlikle güvenilmemesi gereken bir adam olduğu onlarca defa kanıtlanmış olan BIE Genel Sekreteri’nin “aklına uymak”, İzmirliler için yeni hayal kırıklıklarının nedeni olur mu bilemiyorum. Bildiğim aklı selim sahibi bütün İzmirlilerin biraz daha beklemek gerektiğini düşündükleri... Sanıyorum Haziran’ın ilk hafta sonu İzmirliler bu konuyu tartışacak, en doğruyu bulacak.

Sizinle bugün EXPO konusunda sık sık görüşlerini bildiren ve halen Norveç’te yaşamakta olan bir bilim insanının Şule Yıldırım’dan gelen e-postada diyor ki; “Nasıl olmuştu da Milano, İzmir’in ortada olan tüm avantajlarına ve isteğine rağmen, EXPO 2015’i alabilmişti? Loscartes’in EXPO 2015 İzmir’e destek verdiğini zannediyorduk. Şimdi Loscartes diyor ki, “İzmir daha iyi lobi yapabilirdi. İzmir daha geniş delege yelpazesini kapsayan lobi çalışmaları yapabilirdi. Sanıyorum bizim lobi çalışmalarında yapmamız gereken daha geniş delege kitlesini kapsayan bir şekilde sağlık temamızı işlemek olmalıydı. Görünen o ki Bayan Moratti yaklaşık 1 hafta önce yaptığı bir konuşmada (youtube’da da yayınlanan - http://www.youtube.com/watch?v=KPtKe4eAl1Y) kendi temalarını net bir şekilde öne çıkarmış.”

Milano bu şekilde temasına ruh verdi. Biz ne yaptık? Kaldı ki 1 hafta önceki konuşmasında Bayan Moratti tema ile ilgili bilgi ve deneyimlerini 7 yıl boyunca delege ülkelerle beraber çalışarak paylaşacaklarını ve 7 yılın sonunda da sonuçları ortaya koyacaklarını açıklıyordu. Bu şekilde delegelerin 7 yıl boyunca bu işe entegre olacaklarını, her ülke için proje üretileceğini ve sonuçlarında açık bir şekilde ortaya konacağını belli ediyor. Delegeler kendilerine Milano çerçevesinde biçilen rolü öğrenirken, Milano da bu konudaki liderlik rolünü ortaya koymuş, bir nevi belirtilen konularda yardıma ihtiyacı olan ülkelerin elinden tutmuş oluyordu.

Peki, İzmir bunu yaptı mı? Lobimiz sistematik bir yaklaşıma bağımlıydı diye sorarsak bunun cevabının olumlu olabileceği konusunda endişelerim var.

Öte yandan temamız ile ilgili olarak bilim adamlarını ve is insanlarını sadece sunum yapmak üzere kullanmak yerine, onlara danışman olarak başvurmak, yukarıda bahsettiğimiz türden projelerin üretilmesi, hayata geçirilmesi ve dünya kültürü ile bu projelerin bütünleştirilmesi için kullanmak gerekir. İzmir vesilesi ile bir kere daha görüyoruz ki İzmir ve Türkiye bir bilgi toplumu olmak zorunda ve bu konuda liderlik yapar duruma gelmelidir.

Çok uzaklarda İzmir’i düşünen insanlar böyle düşünürken bu acelecilik niye anlamıyorum...

Dünyada sol yükselirken

Bu yazıyı pazar günü CHP Kurultayı Parti Meclisi sonuçlarının açıklanmasından çok önce yazıyorum. Küçük bir dünya turu ile başlayalım gezimize. Önce Fransa’yı anımsayalım: Geçtiğimiz günlerde Fransız seçmeni, Sarkozy’nin magazinel tarzından intikamını yerel seçimlerde merkez sağcı partisi UMP’ye ağır tokat vurarak almıştı. Muhalefetteki Sosyalistler, 40 şehri UMP’nin elinden aldı. Nüfusu 30 bini geçen kentlerin yüzde 58’i Sosyalistlere geçti. Sağın elinde sadece Bordeaux ile Marsilya kaldı. Sosyalist kadın aday Segolene Royal, bunun bir ‘cezalandırma’ olduğu yorumunu yaptı. Fransız basını da aynı görüşte. Önemli kalelerinden sadece ilk turda Bordeaux, ikinci turda ise Marsilya’yı elinde tutabilen UMP, 37 yıldır iktidarda olduğu, Airbus’un kalbi Toulouse ile pek çok Avrupa kurumunun merkezi Strasbourg’u da kaybetti. Sosyalistler 37 yıldır sağın elinde bulunan Toulouse’da belediyeyi ele geçirmenin sevincini sokak partileriyle kutladı.

Latin dünyasında ise uzunca bir süredir sol rüzgarlar esiyor. Son olarak Paraguay’da cumhurbaşkanlığı seçimlerini, sol ittifakın adayı, eski Katolik piskopos Fernando Lugo kazandı. Lugo, ülkede “yoksulların piskoposu” olarak biliniyor. Lugo, seçim sonuçlarının, “küçük insanların” da kazanabileceğini gösterdiğini ve Paraguay’ın bundan sonra herkesin ülkesi olacağını söyledi.

Latin solcular kendilerini yeniden tanımlayarak başarıya ulaştılar. Fransız solcularının ise oldukça önemli değişim içine gireceklerini geçen pazartesi günü açıkladıkları bildirgeden öğrendik.

Peki CHP, sizce bu kurultaydan 22 Temmuz seçimlerinde aldığı yüzde 20’lik oyu artırabilecek artılarla çıkmış mıdır? CHP dünyadaki benzerlerine benzemeye çalışmakta mıdır? Önümüzdeki günlerde bu konuyu uzun uzun tartışacağız.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.