Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Türkiye’de kişi başına sera gazı emisyonunun gelişmiş ülkelere göre çok daha düşük olduğunu vurgulayarak, Kyoto Sözleşmesi kapsamında herhangi bir taahhüt altına girilmemesi konusunda uyarıda bulundu.
1997’de sera gazlarının salımına sınırlama getiren Kyoto Protokolü’nün Türkiye tarafından onaylanmasına ilişkin tasarı önceki gün TBMM Çevre Komisyonu’nda kabul edilmişti. Türkiye Kyoto Protokolü’nü imzalamayan az sayıda ülkeden biri.
TİSK tarafından yayımlanan açıklamada Kyoto Sözleşmesi’ni bugünkü şartlarda onaylamanın Türkiye’nin büyüme ihtiyacına uygun olmayacağı savunulurken, “Türkiye, Kyoto Protokolü’nü kabul ettiği takdirde, gelişmiş ülkeler gibi işlem görerek, bağlayıcı nitelikteki emisyon azaltma yükümlülüğü altına girecek, sanayileşme ivmesi azalacak ve kalkınma hızı düşecektir” denildi.
Açıklamada, Kyoto Protokolü’ne katılımın, “Ancak Türkiye’nin kendi inisiyatifi ile uyguladığı yüksek maliyetli önlemlerin uluslararası toplum tarafından kabul görmesi ve Ek-1 ülkeleri arasında özel konumunun tanınması halinde düşünülmesi” gerektiği vurgulandı. Gelişmiş ülkelerin yer aldığı EK-1 kategorisindeki ülkeler karbondioksit emisyonlarını azaltmakla yükümlü.
Türkiye Kyoto Protokolü’nü imzaladığında her bir sektöre sera gazı salımlarını düşürmek için hedefler verilecek. Bu kapsamda şirketler için enerjiyi verimli kullanmak, daha az karbon salımına yol açan enerji kullanmak, karbon gazını azaltmak amacıyla filtreleme yapmak durumunda kalabilecekler.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!