Haberler

Sabah deniz, akşam çöl: Tunus

Tarih: 30 Haziran 2008 Kaynak: Sabah Yazan: Figen Yanık


Kuzey Afrika'nın gizemli ülkesi Tunus, turizme yapılan yatırımların da etkisiyle dünyanın gözde tatil ve kongre merkezlerinden biri haline gelmeye başladı. Kuzeyden Akdeniz, güneyden çöl esintileri arasında binlerce yıldır farklı kültürleri içinde barındırmayı başaran Tunus'u keşfe, gökyüzünden bir balonla dolaşarak başlarsanız, havada çok kalamazsınız..

Hemen aşağıya inip beyaz badanalı, mavi pencereli evlerinin, dar sokaklarının arasına karışıp sırlarını çözmeyi, öykülerini dinlemeyi istersiniz. Eski ile yeninin, Doğu ile Batı'nın ve Arapça ile Fransızca'nın bu kadar iç içe olduğu başka bir kara parçası bulabilmek mümkün mü bilinmez, ama sabah denize girip akşam çölde develerin üzerinde gezebilmek Tunus'a özgü... Başkent Tunis başta olmak üzere yedi kentinde havaalanı olan yasemin kokulu bu gizemli ülke, uçakla İstanbul'a sadece iki saat 15 dakika mesafede... Son dakika karar verenler için avantajı da Tunus'un Türkiye'den vize istememesi... Bin 200 kilometrelik sahili olan bu küçük ülkede tatil yapabilmek için yanınıza pasaportunuzu almanız yeterli. Roma döneminden kalma Kartaca'yı, sahil kasabası Sidi Bou Said'i, turistik Hammamet, Sousse'u, medina surlarıyla çevrili Monastır'ı ve çölünü bir haftada gezebilirsiniz. Keşfe, kökleri Romalılara kadar uzanan başkent Tunis'tan başlarsanız, Fransız mimarisinin izlerini taşıyan ve kafelerle sıralanan turistik caddesi Habib Bourguiba'dan geçip tarihi çarşı 'medina'ya ulaşabilirsiniz. Bütün şehirlerde karşınıza çıkacak bu medinalara ilk günden alışmakta fayda var. Çünkü yedinci yüzyıldan itibaren İslamiyet'in bu topraklarda yayılmasıyla yaşam da şehrin kalbi yerine geçen bu çarşılarda başlamış. Duvarlarla çevrili alanda, caminin önünden başlayarak sağlı sollu yayılan dar sokaklarda dükkânlar ve evler sıralanıyor. Küçük dükkânlarda pek çok antikanın yanı sıra hediyelik eşya ve çeşitli tatlılar satılıyor. Tunis şehrinin medinasının tam ortasındaki eski bir Osmanlı konağından lokantaya dönüştürülen Dar Bel Hadj'da yemek molası verirseniz, Tunus mutfağının tadına varabilirsiniz. Acı biber, salça ve zeytinyağıyla yapılan harisası, köfteli menemeni, közde biberi meşvası, peynirli, ton balıklı böreği, karides ve ahtapotundan midenizde yer kalırsa balıklarını da deneyebilirsiniz. Yemekten sonra hazım için nane çayı 'keste' içmek de Tunus'ta bir gelenek... Özellikle kuş üzümlü olanı harika...

Mozaik cenneti
Başkent Tunis'a gelmişten, dünyanın en büyük mozaik koleksiyonunun toplandığı üç katlı Bardo Mozaik Müzesi de görülmeli. Yaklaşık 4 bin 700 metre karelik bir alandan oluşan müzede, Roma dönemine ait mozaikler toplanmış. Ülkenin güneydoğusunun çöl manzaraları ve yarattığı etkiler her yıl binlerce turisti çekmeye yetiyor. Gafsa, Douz, Nefta, Gabes kıyılarına kadar uzanan Jerid bölgesinde, Chott El Jerid adında sığ da bir göl bulunuyor. Birçok oteli olan Tozeur şehri, Sahra'nın başladığı vaha... Nefta da palmiyeleri ve 'ışık parmağı' adı verilen dünyanın en kaliteli hurmalarıyla ünlü... Özellikle ekimkasım aylarında çölde develerin üzerinde dolaşıp, hurma toplamanın tadının başka olduğu söyleniyor.

Turizm merkezi Hammamet
Adını 'hamam'dan alan Hammamet, Tunus'a 65 kilometre uzaklıkta bir körfez. Tunus'un turizm merkezi haline gelen Hammamet'te 'Yasmine Hammamet' bölümünde 100'e yakın otel var. Upuzun kumsalıyla çok cazip. 'Eski Hammamet'te ise Roma antik tiyatroda yazın festivaller düzenleniyor. 20. yüzyılın başında Avrupa'nın ünlü sanatçı, yazar ve aristokratların favori mekânı olan, Romanyalı milyoner George Sebastian'ın yaptırdığı villa da çok hareketliymiş. Bugün uluslararası kültür merkezi olarak değerlendirilen villada, Andre Gide'den Picasso'ya kadar pek çok ziyaretçi kalmış.

Çocuklar Carthageland'e koşuyor
Yasmine Hammamet'teki Carthageland, çocuklar için düşünülmüş. Afrika kıtasının ilk eğlence merkezi olan Carthageland'in benzerlerinden farkı, oyunların konusunun Tunus'un tarihinden seçilmesi... Sihirbazlardan gemilere, dönme dolaplardan yapma fillere kadar var.

Sidi Bou Said
Kartaca'nın sahil kasabası Sidi Bou Said, taşlı sokaklarıyla çok güzel bir yerleşim. Her evde bir enstrüman koleksiyonu olduğu bilinen Sidi Bou Said'de ağustosta şehrin camisinde 'Kharja' adı verilen, müzikli ve danslı, bir ayin düzenleniyor.

Kartaca tepeleri
Eski çağlarda hukuk, siyaset ve ticarette çok ileri olan Kartaca'da tura, Brisa tepesindeki tarihi kalıntılar ve arkeoloji müzesinden başlayabilirsiniz. 1984'te yapılan bir kazıda ortaya çıkartılan Kartaca mahallesinin kalıntılarından o döneme ait yaşam izlerini anlamak mümkün... 1887'de Fransızların inşa ettirdiği St. Louis Kilisesi'nin yanındaki müzede de Kartacalılara ait eserler var.

Ne yemek gerekir
Tunus mutfağı baştan çıkartıcı zenginlikte... Biberli, yumurtalı mezelerinin yanı sıra özellikle ton balıklı börekleri çok lezzetli. Başlıca yiyecekleri arasındaki kuskus, ince bulgurdan yapılıyor, çoğunlukla da kuzu etiyle sunuluyor. Safranlı, kayısılı pilavları da çömlekte çeşitli baharatlarla pişirilen etin yanına çok yakışıyor. Karides, ahtapot, kalamar başta olmak üzere deniz mahsulleri cenneti olan Tunus'un şarapları da hem çok lezzetli hem de ucuz. Tabii dünyanın en lezzetli hurmalarını da tatmak lazım.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.