Bir ara Et ve Balık Kurumu’nun deposu olarak kullanılan Atik Ali Paşa Yalısı artık beş yıldızlı bir otel: Four Seasons Hotel Istanbul At The Bosphorus. Otel 190 metrelik mermer rıhtımı ile yalnız turistleri değil, yaz düğünlerini de ağırlıyor. Fıskiye gösterilerinin yapıldığı alan dans pistine dönüşüyor.

Four Seasons Hotels and Resorts zincirinin Sultanahmet’ten sonra İstanbul’daki ikinci oteli Boğaz’da açıldı. Atik Ali Paşa Yalısı restore edilerek İstanbul’a kazandırıldı. Yalıya ek olarak iki bina daha inşa edildi. 190 metrelik kıyı şeridine sahip olan Four Seasons Hotel Istanbul At The Bosphorus’un manzarası Boğaziçi Köprüsü’nden Kız Kulesi’ne, oradan eski İstanbul siluetine uzanıyor.

Otel adeta bir sanat galerisi. Lobiden süitlere her yeri sanat eserleri süslüyor. Duvarlarda Antoine Melling’in 45 siyah-beyaz İstanbul gravürü göze çarpıyor. Otelde eserleri yer alan diğer sanatçılar arasında Ertuğrul Ateş, Timur Kerim İncedayı, Güshan Müstecaplıoğlu ve Yiğit Yazıcı var.

Otelin satış ve pazarlama direktörü Levent Gürçay “Eğlence hayatına, merkeze yakın olmak isteyenler, özellikle gençler ve Akdeniz ülkelerinden gelenler Bosphorus’u tercih ediyor. İstanbul’u ilk kez ziyaret edenler ve tarihi yerleri görmek isteyenler ise eski İstanbul’a, Sultanahmet’teki otelimize gidiyor” diyor.

İki otel arasında gün içinde tekne transferleri yapılıyor. Sultanahmet’teki Four Seasons’ta kalan bir müşteri Bosphorus’a gelerek buranın 2 bin metrekarelik spasından yararlanabiliyor. Güneşleniyor, havuza giriyor ya da akşamüstü içkisini denizin üstünde yudumluyor.

Bosphorus’un eski İstanbul’u görmek isteyen müşterileri ise Sultanahmet’teki otele geçiyor. Otel civarındaki tarihi yerleri geziyor. Müşterilerin Sultanahmet’te başladıkları tatillerini Bosphorus’ta sürdürme imkanı da var. Gürçay “Sultanahmet’te konakladıkları odanın fotoğrafları çekilecek ve Bosphorus’taki odalarının düzeni aynen buna uygun olarak yapılacak” diye anlatıyor.Gürçay Bosphorus’un yaz düğünleri için çok önemli bir mekan haline geldiğini söylüyor: “Düğün bahçesinde su fıskiyeleri ile su gösterileri yapılıyor. Fıskiye gösterisinin ardından bu bölüm dans pistine dönüşüyor.” Yeşil ve kırmızı çiçeklerden oluşan bahçenin en üstünde, tüm misafirlerin görebileceği bir noktada, seremoni odası var. Burası gelin ve damadın imza atma törenleri için kullanılıyor.

Halılar Uşak ve Konya’da dokundu
Halılar Uşak’ta, kilimler Toros Dağları ve Konya köylerindeki köylü kadınlar tarafından dokundu.Oteldeki cam tasarımlar Hiref’e ait. Konsolların üzerine yerleştirilen ay biçimindeki bronz eserler Nadia Arditti’nin çalışmaları. Seramik kaftanlar ise Füsun Eti imzasını taşıyor. Deniz tarafı nişinde bulunan mermer kadın büstü Atilla Şafak tarafından yapılmış. Otelin içindeki kafede yer alan koltuklar Vakko kumaşlarıyla kaplanmış.Tarihi görünümlü avizeler Barovier&Toso imzasını taşıyor.

Feriye Sarayları’nın bir parçasıydı
Gürçay otelin hikayesini şöyle anlatıyor: “Bu bina Beşiktaş’tan Ortaköy’e kadar giden Feriye Sarayları’nın bir parçası. Osmanlı dönemindeki adı Atik Ali Paşa Yalısı. Daha sonra Et ve Balık Kurumu’nun deposu ve okul olarak kullanılmış. 1990’larda, devlet konukevine dönüştürülmek üzere renove edilmeye başlanmış. Maliyet artınca vazgeçilmiş. 1999’da Özelleştirme İdaresi burayı bir ihaleyle özelleştirdi. İhaleyi biz almıştık. İhale iptal edildi, ikincisi düzenlendi. Onu da biz aldık. Binayı yap-işlet-devret ile 49 yıllığına kiraladık.”