
2008 Avrupa Kültür Başkenti Liverpool’daki en prestijli sanat merkezi The Bluecoat’ta açılan karma sergide yer alan genç Türk sanatçılar Can Altay ve Cevdet Erek’in çalışmaları büyük ilgi görüyor
‘New Ends, Old Beginnings’ (Yeni sonlar, eski başlangıçlar) adlı sergide Can Altay’ın ‘Arızalı Kaynak ‘(Spring Deficit: After Dubai, After Hammons) ile Cevdet Erek’in ‘Zaman Cetveli’ (Timeline ve 0-now ) başlıklı çalışmaları İngiliz sanatseverlerin ilgi odağı oluyor. 2008 Avrupa Kültür Başkenti Liver-pool’daki en prestijli sanat merkezi The Bluecoat’ta düzenlenen serginin küratörlüğünü November Paynter gerçekleştirdi. Sergide Türk sanatçıların yanı sıra ABD, BAE, Filistin, Fransa, İsrail, Lübnan ve Suriye’li çağdaş sanatçıların eserleri yer alıyor.
Küratör November Paynter, açılışta yaptığı konuşmada “Bağdat şavaşın ortasında mimarisini ve müzelerini korumaya çabalarken, Kahire eski uygarlıklar ve 21. yüzyıl arasında denge kurmaya çalışıyor. ‘Yüzlerce yıllık tarih, gelecekteki kültürel uygulamalarla nasıl var olabilecek?’ sorusuna yanıt aramaya çalıştık” dedi.
Can Altay’ın Dubai şehrinden esinlenerek yarattığı ‘Arızalı Kaynak’ mekanik bir fiskiye. Büyük yuvarlak bir aynanın içine yerleştirilen hoparlör bir nevi fiskiye işlevi görürken, su yerine kum kullanılıyor. Özel hazırlanmış ses efekti, hoparlörün üstündeki kumları şekilden şekile sokarken, kullanılan teknoloji, ayna ve kum, Dubai’deki kültürler arası çatışmalara işaret ediyor.
En çok ilgiyi Altay görüyor
İki ayrı galeride çalışmaları sergilenen Can Altay, Liverpool’da en büyük ilgiyi toplayan sanatçı. Open Eye Galerisi’nde ayrıca fotoğrafları sergilenen Can Altay, bu çalışmasında Dubai’nin iki farklı yüzünü gösteriyor; ultra lüks oteller ve yok pahasına çalısan işçiler... 1975’te Ankara’da doğan Can Altay, İsveç’te çağdaş sanat master’ı ve Bilkent Üniversitesi’nde endüstriyel tasarım doktorası yaptı. Altay’ın çalışmaları yurt dışında Bilbao, New York, Venedik, Meksika ve Havana’da sergilendi.
The Bluecoat, Cevdet Erek’in, Kahire’de misafir sanatçı olarak bulunduğu dönemde tasarladığı iki ayrı cetvele de ev sahipliği yapıyor. Kişisel yaşamın tartihte nasıl yer aldığını sorgulayan ‘Timeline’ (Zaman Cetveli) sanatçının aynı zamanda doğum yılı olan 1974’den başlıyor ve her yıl bir cm. olarak gosterilerek 2007’de sona eriyor. İkinci cetvel, ‘0-Now’ (Sıfırdan Günümüze) ise hayata hiç bir anlam katmadan geçirilen zamanı vurguluyor, üzerinde hiçbir aralık ve ölçü belirtilmeyen bu cetvelin uzunluğu 20 cm.
Lübnan’dan Türk kahvesi
Lübnan’lı sanatçı Lara Baladi’nin ‘Diary of the Future’ (Geleceğin Günlügü) adlı çalışmasının ana teması ise Türk kahvesi. Baladi, babasının ağırlaşan hastalığı ve ölümü arasında geçen üç ay süresince, misafirlerlere ikram edilen kahveleri konu ediniyor. Baladi’nin ölüm, inanç ve huzura cevap aradığı kahve telvelerinin fotoğraflarına aile yakını olan bir kadının bunları yorumlayan hüzünlü sesi eşlik ediyor.
2002’den beri İstanbul’da yaşayan küratör November Paynter, Londra Royal College of Art’ta çağdaş sanat küratörlüğü okumuş. Dört yıl boyunca Platform Güncel Sanatlar Merkezi’nde küratör ve 9. İstanbul Bienali küratör asistanlığından sonra Tate Modern’de küratör olarak görev yaptı. Paynter, ayrıca Artist Pension Trust adında sanatçılara yatırım yapan uluslararası sanat organizasyonunda Türk sanatçıları temsil ediyor.
The Bluecoat, Liverpool’un eski binalarından birinde (yapım yılı 1717), yüz yıllık sanat gecmisine sahip bir sanat merkezi. İçinde dört sanat galerisi, konser salonu, fotoğraf, resim ve heykelle uğraşan sanatçılarının kullandığı 13 ayrı stüdyo, iki gösteri salonu ve şapkadan mücevhere her türlü el yapımı ürünlerin satıldığı butikler de yer alıyor. Üç yıldır restorasyon nedeniyle kapalı olan ve tekrar halka açıldığı günden bügüne üç ayda 100 bin kişinin gezdiği the Bluecoat’ta sergilenecek eserler bir komisyon tarafından titizlikle şeçiliyor.
‘New Ends, Old Beginnings’ (Yeni Sonlar, Eski Başlangıçlar) sergisi, 3 Eylül’e kadar Liverpol The Bluecoat’ta.