
Türkiye Jokey Kulübü, 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesine destek olmak amacıyla dünyanın en önemli panoramik fotoğraf sanatçılarından Brezilyalı Dudu Tresca’yı İstanbul’a davet etti. Kenti 10 gün boyunca köşe bucak gezen Tresca’nın eserleri dün itibarıyla Veli Efendi Hipodromu’nda sergilenmeye başlandı. Şu sıralar ‘derinlik’ ve ‘gerçeklik’ üzerine yoğunlaşan ve kendisi Sao Paulo’ya dönse de aklı buralarda kalan Tresca’yla online bir sohbet gerçekleştirdik. Sanatçının niyeti, daha geniş zamanlarda İstanbul’un tadını çıkarmak.
Fotoğrafla ilişkiniz nasıl başladı?
40 yıldır fotoğraf çekiyorum. Tiyatro oyunlarını fotoğraflamakla başladım işe ve sonra da hiç durmadım. Sanırım kendimi bildim bileli fotoğraf çekiyorum. Sao Paulo’da felsefe eğitimi aldıktan sonra Güney Amerika’nın en büyük dergilerinden Editora Abril’de fotoğrafçı olarak çalışmaya başladım. 80’lerin başında Via Cinturato adlı dergi için ‘Hidden Brazil’ adlı 18 projelik bir iş yaptım. 90’lardan itibaren daha büyük dergiler için fotoğraflar çektim. Zamanla fotoğraflarımı kitaplaştırdım.
Neler çekiyorsunuz daha çok?
Çalışmalarımın çoğu gittiğim, gezdiğim yerlerin bilinmeyen yönlerine ışık tutar. Macera, yollar, yeni hikâyeler fotoğrafımın ana teması oldu. Şimdilerde daha çok, gerçeklik ve derinlik üzerine yoğunlaştım. Fotoğrafta gerçeklik duygusunu seviyorum. Uzun zamandır çektiğim panoramik fotoğraflar var. Festivaller, sokaklar, tarihi kentler ilgimi çekiyor.
Nedir bu ‘360 projesi’?
Fotoğraflarımı internet aracılığıyla paylaşıyorum insanlarla ve panoromik fotoğrafın yansıtmak istediğim mekândaki gerçeklik duygusunu iyi verdiğini düşünüyorum. Dünyanın her yerinde panoramik fotoğraflar çekiyorum. Mekânı 360 derece görmek, hem bütün ayrıntıların yansıtılmasını sağlıyor hem de mekâna derinlik katıyor, iki boyutlu fotoğraftan daha derin bir görüntü veriyor.
‘İstanbul 360’ projesine nasıl başladınız?
Dört yıl önce Works’ten reklamcı Atilla Aksoy, İstanbul fotoğrafları çekmemi ve bunları kitaplaştırmamı istemişti. Ne yazık ki araya işler girdi ve bu proje tamamlanamadı. Bu sene ona bir fotoğraf gönderdim. Yaşadığım şehir Sao Paulo’nun panoramik bir fotoğrafı... Birkaç gün sonra oğlu Sinan Aksoy’dan bir telefon aldım, “Dudu, kalk gel İstanbul’u fotoğrafla” diyordu. İstanbul’un panoramik fotoğraflarını hayal edince çok büyülü bir şey olacağını düşünmüş. Bir hafta sonra İstanbul’a geldim ve 24 Haziran’da bu güzel şehre 360 dereceden bakmaya başladım.
Nasıldı İstanbul’a 360 dereceden bakmak?
Ben bu şehri gerçekten çok büyüleyici buluyorum. Bu projenin de fotoğrafçılık kariyerim boyunca yaptığım en iyi işlerden biri olduğunu düşünüyorum. Çok önemli bir adım oldu benim için. Hiç bilmediğim bir kentin bilmediğim manzarasına bakmak çok güzel bir duygu. 10 gün sürdü çekimler. Bir takımım vardı tabii, Works’ten Sena Alpsan ve onun ekibinden Burçak ve Mehmet’le gezdik İstanbul’u. Mehmet, Fransızca biliyordu ve bana şehri anlattı. O olmasa eksik kalırdı bir şeyler. Atilla Aksoy, İstanbul’a ilk kez gelen birisi nasıl görüyor bu şehri, onu anlamak istedi.
Nasıl görünüyor peki bu şehir?
Çok güzel. İstanbul çok eski bir şehir ve tarihi beni çok heyecanlandırdı. Görmüş geçirmiş bir kent, tarihin izlerini taşıyor. Beyoğlu, Boğaz ve sıcacık insanlar... Bu şehirle ilgili her şeyi sevdim. Trafik dışında her şey çok güzel görünüyor aslında.
Bundan sonraki projeleriniz neler olacak?
Sao Paulo’da devam ediyorum fotoğraf çekmeye. ‘360 projesi’ bitmedi tabii, daha birçok şehrin panoramik fotoğraflarını çekeceğim. İstanbul’da başka çekimler de yapmak istiyorum aslında. Sergide bulunamayacağım için üzülüyorum. İnsanların fotoğraflarıma nasıl tepkiler vereceğini bilmek isterdim. İstanbul’a en yakın zamanda tekrar gelmek ve şehrin tadını çıkarmak istiyorum. Boğaz’ı doya doya seyretmek, Beyoğlu’nda gezmek büyük keyif. Bence kıymetini bilin, çok güzel bir şehirde yaşıyorsunuz.