Haberler

Mükemmel Mimarlık: CERN’in Parçacık Dedektörü

Tarih: 17 Eylül 2008 Kaynak: Building Design Yazan: Charles Jencks Derleyen: Emine Merdim Yılmaz
CERN’de Big Bang deneyinin yapılmaya başlandığı şu günlerde, Building Design’da 13 Temmuz 2007’de Charles Jenks tarafından kaleme alınmış yazıya yeniden göz atmakta fayda var.

Mimarlar da bilim adamları gibi kendi alanlarında, sonrasında bedellerini ödeyecekleri düşünceler geliştiriyorlar. Bu eğilim birkaç nefes kesen düşünce ve iddialı kelime olarak başlıyor, fakat esasında meslek için konsepti keskinleştiriyor ve risk aldırıyor.

Reyner Banham’ın "A House is Not a Home" isimli 1965 tarihli "Gedanken Deneyi" [Düşünce Deneyi] de bu tarz spekülasyonlardan birisi olarak sayılabilir.


Atlas Dedektörünün Kesiti
1. Parçacık Dedektörü, 2. Uç Kapsül Mıknatısı, 3. Silindir Mıknatısı, 4. İç Dedektör, 5. Elektromanyetik Kalorimetreler, 6. Hadronik Kalorimetreler, 7. Koruyucu Kalkan
Görsel: Francois Dallegret


Fiziksel Teori
Bu uç bir fikirdi fakat yüksek teknolojinin, Archigram’ın Lloyd Binası’nın arkasındaki temel düşünce haline geldi. Bu fikrin Avrupa Nükleer Araştırma Enstitüsü (CERN)’ne davetli olarak giderken 80’lerdeki “görünmez mimarlık” fikrine çok yakın olduğunu düşündüm.

Gidiş bahanem bu en büyük yüksek teknolojili mekanizmanın tamamlanmasının yakın olmasıydı. Atlas, şimdiye kadar inşa edilmiş en büyük parçacık dedektörü. 2008 yılında çalışmaya başlayınca fizikçiler, kainatın nasıl bir arada durduğuna dair fotoğrafı tamamlamayı amaçlıyorlar.

Bu büyük hadron parçacık hızlandırıcının, maddenin basit mimarisini ve yakalaması zor Higgs parçacığını ortaya çıkarması umuluyor. Bu sonuç aşaması, MÖ 500 yılındaki Democritus’un "kainattaki en ufak obje atomdur ve parçalanamaz" antik araştırmasına kadar geri gidiyor. Onun ortaya çıkardığı sonuç, "her şey atomdan ve boşluktan yapılmıştır"dı. Bu acayip bir düşünce olarak geriye kaldı. Parçalanamayacağı düşünülen atom, proton ve nötron olmak üzere parçalara sonra quark denilen kuramsal zerrelere, elektronlara ve birkaç küçük parçaya daha ayrıldı.


Fizikçi Peter Higgs, 1964 yılında Higgs parçacığı teorisini ortaya attı.
Kaynak: AP / Keystone / University of Edinburgh / Alan Walker


Bugün bakıldığı zaman basit inşaat bloklarını 2.500 yıllık bir araştırma sonunda anladığımızı görüyoruz. Eğer gerçekten bunlar asgari noktaysa, bu uzun ve en cesur araştırma projesinin sonucu olacak. Eğer değilse parçacık fiziğinin şimdiye kadar üretilen en başarılı teorisi olan “Standart Model” dikkatli bir şekilde milyonlarca patlamayla test edilecek.

1967 yılında formüle edilen, basit doğanın bir tanımı olan Standart Model, gerçekten mimarlığın kavramsal bir parçası. Matematiksel açıdan bakıldığı zaman, minimal ve parçaları bir arada tutmanın zarif bir yolu olduğu için sıklıkla "güzel" olarak tanımlanıyor. Her şeyin temelini oluşturan bu içerideki simetri mimarlar ile de çok ilişkili, bununla birlikte basit bina parçalarını da açıklıyor. Vitrivius, "mimarlar mutlaka fiziğin temel prensiplerini öğrenmeli", ve "onların sanatı diğerlerinin yanında 'düzen ve simetriye" dayalı diye yazmıştı. 1960’ların sonunda onun gelecekten haber veren gücü hemen ortaya çıktı. Fakat araştırmacılar, sonradan zarif yapbozun önemli bir parçasını buldular: Higgs parçacığı neredeydi?

Edinburgh’dan alışılmadık derecede alçakgönüllü bir bilim adamı bu parçacığının gerekliliğini gösterdi ve ona ismini verdi. Eğer bu parçacık atom parçalayıcı tarafından bulunmaz ise Standart Model yeniden düşünülmek zorunda.


Kaynak: CERN

Tanrı Makinesi
Standart Model'de olduğu gibi CERN’nin kalbindeki fiziksel mimarisi de görünmez. Kavramsal olduğu için değil, yerin altında olduğu için. 100 milyon silikon pikselli dedektörü ve pek çok diğer ölçü aletiyle Atlas, beş katlı bir denetleme merkezi. Yeni bölümü eklenirken görme şansına sahip oldum. Roket motorunun kesiti çok güzel ve karmaşık görünüyordu. Bu Le Corbusier’in 1922 tarihli Towards a New Architecture’da tanımladığı mühendisliğin estetiğindeki gibi bir güzellikti.

Makine ya da mühendisliğin estetiği, mimarlığın başlıca sorunlarından birisi olarak bilinir. Mühendislik sadece güzel olan gerçekleri değil çirkinlikleri de üretir. Fakat Atlas’ın kesitine baktığınız zaman mühendislik estetiği görülebilir. Sadece uzunluğundan da anlaşılabilir.

İdeal Şehir
Biz, devasa silindirin sonunu, parçacık dedektörünü ve altın panellerin iki fanını gördüğümüz için şanslıydık. Sokak ya da bulvarlar gibi dairesel bölümleri ile Rönesans’ın ideal şehrinin sanki bir yansımasıydı. Parçacıkların ışık hızına yakın olarak birbiri ile yarış ettiği, çarpıştığı ve sırlarını ortaya çıkardığı merkeze odaklandıldığı zaman şehrin kilisesi orada olabilirdi. Higgs ya da “Tanrı’nın Parçacığı”nı tartışırken dini metaforları kullanmak zor. 80 yıldan uzun zamandır parçacık hızlandırıcıda harcanan paraya bakıldığı zaman 1150 - 1284 yılları arasındaki yıldızlara ulaşmak için yapılan, sonunda da yıkılan Beauvais katedral deliliği akla gelebilir.

Bir gerçek var ki bu araştırmanın yan ürünleri sağlık ve toplumda kullanılıyor. Fakat araştırmanın esas amacı ruhsal. Kainatın nasıl olduğunu bilmek ve anlamak için yapılıyor. Bu da Tanrı’nın aklının şifresini çözmek için yapılan katedral ile şaşırtıcı bir benzerlik taşıyor.


Kaynak: CERN

İngiliz Takıntısı
Şüphe yok ki beş katlı dedektörün ağır metal mimarisinin ulaştığı nokta Richard Rogers ve Morphosis’in en iyi çabalarına bile baskın çıkıyor. Atlas’ın merkezindeki gibi çelik inceliğine asla ulaşamazlar.

Brunel ile başlayan, Rolls-Royce motoru, Lloyd’s Binası ve Foster’ın Hong Kong Bankası ile devam eden bir bakıma İngiliz takıntısının bir sonucu.

Pek çok İngiliz üniversitesi ve fizikçisi Atlas’ı inşa etme ve canlandırma işi içinde. Bu da Douglas Stephen’ın 60’ların büyük kitabından üretilen mimarlık kültürünü ve James Stirling’i düşününce şaşırtıcı gelmiyor.

Yüksek teknolojili detaylar ve binanın tamamı gerçek mesajı anlamaya yardımcı oluyor. Aksonometrik perspektife bakıldığı zaman, zarif, ince çizgiler binanın nasıl çalıştığını ve bir araya geldiğini, neden farklı fonksiyonlar ve malzemeler kullanıldığını gösteriyor.

Mimarlar ve halk, yerin altındaki görünmezlikten ve üstündeki çirkinlikten dolayı hüsran içinde. Bu uluslararası, idealist ve Avrupa Birliği’nden sadece 4 yaş daha yaşlı organizasyon için temel mesajın iletiminde ve doğanın basit sırlarının keşfedilmesinde anlaşılması güç olan şey, "sıfır doğa".

Bu hata anlaşılabilir ve normal. Bilimadamları ve politikacılar, estetik planlama kurulları tarafından engellenmeden kendi işlerini yapmak istiyorlar.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.