Haberler

Yenikapı’yı kurtaralım

Tarih: 29 Eylül 2008 Kaynak: Taraf Yazan: Korhan Gümüş
İstanbul’da dünyanın en heyecan verici kent arkeolojisi çalışmalarından biri gerçekleşiyor. Bugüne kadar bulunmuş en büyük Roma Limanı, Marmaray kazıları ile birlikte gün ışığına çıkıyor. Bu kazılar kentin neredeyse on bin yıllık tarihine ışık tutuyor. İstanbul’un tarihi bir bakıma orada yeniden yazılıyor.

İstanbul tarihindeki en büyük ulaşım projesinin transfer noktası, Marmaray’ın ana istasyonu Yenikapı’da inşa ediliyor. İstanbul’un merkezi iş ve yerleşim alanlarını birbirine bağlayan Taksim-Yenikapı metro hattının bitiş noktası da burası. Gelecekte bu bölge İstanbul’un en önemli transfer merkezi halini alacak. Bu proje gerçekleştiğinde bölge bütünüyle değişime uğrayacak. Burada İstanbul’un bugüne kadar keşfedilmiş en derin tarihsel izlerinin bulunması projeyi daha önemli hale getirdi.

Müze Açmakla Tarih Kurtarılmaz
Heyecan verici ölçekte, birden fazla katmandan oluşan bir sorunlar ve fırsatlar yumağı olan bu alan için alışılageldik planlama ve tasarlama metodları ile çözümler sunmak mümkün değil. Farklı kurumların aynı anda söz sahibi olduğu, farklı ihtiyaçların bir an önce giderilmesi gereken, her gün milyonlarca liralık masrafların yapıldığı bu alan, yüzyıllar boyunca İstanbul’a hizmet edecek devasa bir projenin parçası. Bu çapta ve bu karmaşıklıkta bir projenin gerektirdiği bütüncül yaklaşımı geliştirmek için henüz çok geç kalmadık.

Korkarım yalnızca bir kenara müze yapılması ile Yenikapı projesinin tamamlanacağı düşünülüyor. Böylece arkeoloji açısından da sorun kalmayacak. Kazıların en mükemmelini yaptık, daha iyisi can sağlığı. Böylece herkes amacını gerçekleştirmiş olacak! Yakında dozerlerin gireceği söyleniyor. Zaten bugüne kadar da kurtarma kazısı olarak konuya yaklaşıldı, ilişkisel bir proje yönetimi üzerinde durulmadı. Bu dönüşümün basit bir imar faaliyeti, bir ulaşım projesi, bir müze projesi olarak inşa edilmesi, ihtiyaç giderilsin, iş görülsün diye yönetilmesi de mümkün. Ya da iş görülsün diye değil, kentin yaratıcılığa açılması için ele alınması mümkün.

Bu projenin yaratacağı dönüşümün hesaba katılarak, bir bütün olarak ele alınıp, kent için büyük bir zenginliğe dönüşmesi mümkün. Hangisini tercih ediyoruz? Bu projenin basit bir inşaat ve ulaşım projesi olarak gerçekleştirilmesini mi? Yoksa kent için bir zenginlik kaynağı olmasını mı? Bu proje ihtiyacı karşılamak için yapılacak birkaç ulaşım yapısı, ya da müze inşaatından ibaret olmamalı.

İstanbul’un en büyük ulaşım projesinden, dünyanın en büyük Roma Limanı’ndan söz ediyoruz. Bunu İstanbul için neden bir fırsata dönüştürmeyelim? Bu fırsatın kullanılması için yalnızca kurumların değil, disiplinlerin, örneğin arkeoloji ile mimarlığın karşılaşması gerekli. Yenikapı’nın İstanbul için büyük bir fırsata dönüşmesi kurumlar ve disiplinler ilişkisinin ve çoklu ortamların oluşturulması zorunlu. Bu tür projeler yönetim deneyimlerinin gelişmesine yol açar. Yenikapı projesinin İstanbul için bir fırsat olması için herkesin olaya kendi penceresinden baktığı basit bir inşaat uygulaması olmasının ötesine geçmeyi denemeliyiz.

Yenikapı Nasıl Kurtarılır
* Yenikapı’da iş makinelerinin hafriyata başlayacağı söyleniyor. Bir çözüm geliştirilmeden iş makineleri alana sokulmamalı. Arkeolojik bulgular ulaşımcılar açısından bir engel olarak algılanıyor. Oysaki pekala projede mimarlık ve arkeoloji iletişim içinde olabilir. Eğer dozerler harfiyata başlarsa İstanbul en önemli projesini kaybedecek. İş sonuçta bir kenara da bir müze yapılmasına dönüşecek ve İstanbul için bütün cazibesini kaybedecek.

* Zaman kaybetmeden projeyi geliştirecek çok taraflı bir proje yönetim organı ve önerilen işleri yapacak bir çalışma grubu oluşturulmalı. Mimari program taraflarla ilişki içinde olan bir yaratıcı komite tarafından geliştirilmeli. Mimari program mutlaka çoklu ortama açılmalı, basit bir teknik konu olarak ele alınmamalıdır.

* Bunun için bu bölgede koruma mevzuatının gerektirdiği gibi bir alan yönetimi tesis edilmeli içinde bütün kuruluşların temsilcileri yer almalı. Çok aktörlü bir deneyim yaşanmalı.

* Bu çalışmadan farklı bir mekân kurgusu beklenmeli. Örneğin denizle bağlantı, istasyonlar, arkeolojik sit bunların hepsi bu yaratıcı programın bir parçası olmalı. Bu çalışmanın farkı bir müze binasının programa dahil edilmesi veya bölgedeki dönüşümün şimdi öngörüldüğü gibi mevcut aktörlerin, belediyelerin optiğinden gerçekleşmesi değil. Yeni bir programdan söz edilebilmeli. Bu süreç bunu da hazırlamalı, en azından öngörü olarak. Çok aktörlü bir yönetim alanı olarak.

* Meseleyi basit bir teknik konu (ulaşım, mühendislik olduğu kadar arkeoloji de dâhil olmak üzere) olarak inşa etmeye çalışan tek boyutlu bir düşüncenin başka disiplinlerle karşılaşma ihtiyacının da olamayacağı çok açık. İstanbul 1930’lardan kalma bir tasarım modeli ile bu projeyi gerçekleştirmemeli.

* Bu nedenle tasarım ekibinin konuya ilişkin formasyonu için kapsamlı bir araştırma sunulmalı. Gerekiyorsa katılımcılar ile toplantılar, eğitim, açık yazışma-iletişim ortamı sağlanmalı. Kritik düşüncelerin sergileneceği bir iletişim ortamı yaratılmalı. İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olması böyle bir yaklaşımın geliştirilmesi için uygun bir zemin. 2010 bünyesinde de program oluşturmak için nasıl bir çalışma komitesi oluşturuldu? Nasıl bir yöntem izleniyor? Bunlar kamuoyuna anlatılmalı.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.