Geri dönüşü olmayan tahribatlara yol açmamak, planlı, bilinçli kalkınmak, gelişmek ve ülkeye daha çok fayda, verim, refah sağlayabilmek için; rüzgâr enerjisi santralleri tarım, turizm ve yaşam alanlarını tahrip etmeyecek şekilde, Samandağ civarındaki dağlarda kurulmalıdır.
Bir firma tarafından Hatay’ın Samandağ ilçesine bağlı Tekkebaşı beldesinde iki ayrı rüzgâr enerjisi santrali kurulacağı bir toplantı ile duyuruldu. Belde içinde dokuz, belde dışında dağ üzerinde 14 olmak üzere 23 tribünlük rüzgâr enerjisi santralinin kurulacağı belirtiliyor.
Samandağ-Yayladağı arasında, dağ üzerinde, 14 tribünlük bir santral şu an faaliyette. Samandağ ilçesinin rüzgâr enerjisi açısından uygun bir yer olduğu ve alternatif enerji kaynaklarına ihtiyacı her gün artan ülkemizin, bu potansiyelini iyi değerlendirmesi gerektiği unutulmamalıdır.
Rüzgar Enerjisi Nasıl Kullanılmalı?
Samandağı’ndaki rüzgâr enerjisi potansiyelini değerlendirmek için birçok firmanın daha başvurma ihtimali de vardır. Ülkemizin herhangi bir parçasının (ilçemizin) sahip olduğu bütün potansiyeller aynı zamanda bütün (ilimizin) ülkemizin potansiyeli olduğundan neyi, nasıl, nerede yapmamız gerektiği konusunda ince eleyip sık dokumakta fayda görüyorum. Kişilerin, firmaların kâr, para amacı ile kendiliğinden gelişen projelerine planlı yön vermezsek maalesef “Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olma” durumunda kalacağız.
Kullanım standardı, kılavuzu olmayan her şey tahrip olmaya ve tahrip etmeye meyillidir. Basının, şirket yetkililerinin, devlet görevlilerinin ve halkın katılımı ile yapılan tanıtım toplantısında, belde içinde kurulacak olan tribünlere halktan yoğun bir şekilde haklı itirazlar yapıldı. Halkın itirazı basitti: “Rüzgâr enerjisine evet. Fakat tribünler dağda kurulmalıdır”.
Samandağ dünyada sayılı kumsalları olan, yeşil ile mavinin içiçe geçtiği, tarihi eserlerin, etnik ve dinî çeşitliliği, caretta, chelonia mydas kaplumbağalarının üreme alanlarını barındıran ve kuşların göç yolu üzerinde bulunan, turizm potansiyeli de yüksek bir ilçemizdir. Bütün bunlar göz önünde bulundurularak turizm bölgesi ilan edilmiştir. Samandağ Turizm Bölgesi Alt Yapı Hizmet Birliği gibi kurumlar oluşturulmuştur.
Samandağ ilçesinin sahip olduğu turizm potansiyelinden ülke olarak daha iyi faydalanabilmek amacı ile Turizm ve Kültür Bakanlığı Müsteşarı İsmet Yılmaz, “Samandağ ilçesine kurvaziyer limanı projesi” hazırlandığını söyledi. Ekolojik turizmi geliştirme potansiyelimiz vardır. İklimi ve coğrafi konumu ile Ortadoğulu Arap turistler için merkez olabilir. Bunu görebilen bazı otellerimiz Antakya ve komşu ülkeler arasında turlar düzenlemeye başlamıştır.
Yeni faaliyete başlayan Antakya Havaalanı’nın bu süreci hızlandıracağını umut ediyoruz. Aynı zamanda Samandağ ilçesi tarım potansiyeli de yüksek olan, ülkemiz için seracılık, sebze, meyve, maydanoz ve narenciye gibi ürünlerin deposudur. Ülkemizde seracılık için doğal bir iklime sahip ilçemizde Seracılık Yüksek Okulu mevcuttur. Bir yandan ise kıyı kenar çizgisi adı altında tapular iptal edilip vatandaşın hakkı olan araziler hazineye devredilirken, diğer yandan hazine arazileri firmalara devrediliyor. Haksız, eşitliğe aykırı, vatandaşın malını kamu bütçesinden firmalara aktaran bir uygulama ile karşı karşıyayız.
Tribünler Dağa Kurulsun
Şimdi yetkililere sesleniyoruz. Bu sese kulak verileceğine inanıyoruz. Hamaset yapmıyoruz, aklıselime davet ediyoruz. Geri dönüşü olmayan tahribatlara yol açmamak, planlı, bilinçli kalkınmak, gelişmek ve ülkeye daha çok fayda, verim, refah sağlayabilmek için en iyisini yapmaya birlikte çalışalım. Bütün bunları gören yerden, rüzgâr enerjisi santralleri tarım, turizm ve yaşam alanlarını ve yukarıda saydığımız zenginlikleri tahrip etmeyecek şekilde, Samandağ civarındaki dağlarda kurulmalıdır. Tekkebaşı beldesi içinde kurulması planlanan dokuz tribünlük santralin, halen faaliyette olan 14 tribünlük santral ve kurulması planlanan diğer 13 tribünlük santral gibi ilçemizin çok geniş olan dağlarında kurulmasını önemle talep ediyoruz. Firmaların elde edecekleri kârı düşündükleri kadar, devlet de vatandaşlarının, halk da çocuklarının geçimini ve geleceğini düşünmeli ve tedbirlerini almalıdır.
* Akdeniz Kültür Dayanışma Derneği Yöneticisi / [email protected]