Samandağ’a ve potansiyeli olan her yere rüzgâr türbinleri kurulsun ama orada yaşayan insanların hayatının nasıl etkileneceği de hesaba katılarak...

"Rüzgâr türbinleri şehirlere yakın bölgelerde oluşturdukları ses kirliliği sebebiyle insanlara, hayvanlara ve doğal yaşama rahatsızlık veriyor. Görsel ve estetik olarak olumsuzdur. Gürültülüdür ve kuş ölümlerine neden olur, radyo ve TV alıcılarında parazitlenme yapar. Bu nedenle İngiltere başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde, büyük rüzgâr türbinlerinin yarattığı çevre sorunları nedeniyle, milli park alanlarının sınırları içine ve çok yakınlarına kurulması yasaklanmıştır. Denizlere kurulan rüzgâr türbinleri ise karadakilere oranla iki kat pahalıya mal oluyor. Gelişen teknoloji ile bu rakamların çok daha aşağılara çekilmesi bekleniyor. Türbinlerin sesli çalışmaları, yakın çevrelerinde yaşayan insanlar için rahatsız edicidir. Bu nedenle yerleşim merkezlerinden ve hassas vahşi yaşam alanlarından uzakta kurulmaları gerekiyor.”

Santral iyi de...
Bir firma tarafından, Hatay’ın Samandağ ilçesine bağlı Tekkebaşı beldesinde iki ayrı rüzgâr enerjisi santralı kurulacağı bir toplantıyla duyuruldu. Belde içinde dokuz, belde dışında, dağ üzerinde 14 olmak üzere, 23 türbinlik rüzgâr enerjisi santralının kurulacağı belirtiliyor. Samandağ-Yayladağı arasında, dağ üzerinde 14 türbinlik bir santral şu an faaliyette. Samandağ ilçemizin rüzgâr enerjisi açısından uygun bir yer olduğu ve alternatif enerji kaynaklarına her gün ihtiyacı artan ülkemizin, bu potansiyelini iyi değerlendirmesi gerektiği bir olgudur. İlçemizin sahip olduğu rüzgâr enerjisi potansiyelini değerlendirmek için, birçok firmanın daha başvurma ihtimali de var. Ülkemizin herhangi bir parçasının (ilçemizin) sahip olduğu bütün potansiyeller, aynı zamanda bütün (ilimizin) ülkemizin potansiyeli olduğundan, baştan neyi, nasıl, nerede yapmamız gerektiği konusunda ince eleyip sık dokumakta fayda görüyorum. Kişilerin, firmaların kâr, para amacıyla kendiliğinden gelişen projelerine planlı yön vermezsek, maalesef “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma” durumunda kalırız. Kullanım standardı, kılavuzu olmayan her şey tahrip olmaya ve tahrip etmeye meyillidir. Basının, şirket yetkililerinin, devlet görevlilerinin ve halkın katılımı ile yapılan tanıtım toplantısında, belde içinde kurulacak olan türbinlere halktan yoğun bir şekilde haklı itirazlar yapıldı. Halkın itirazı basitti: “Rüzgâr enerjisine evet. Fakat türbinler dağda kurulmalıdır”. Samandağ, dünyada sayılı uzunlukta kumsalı, dağ, ova ve deniziyle, tarihi eserlerin, etnik ve dini çeşitliliğin, caretta, chelonia mydas kaplumbağalarının üreme alanı ve kuş göç yolu üzerinde bulunan, turizm potansiyeli de yüksek bir ilçemiz. Bütün bunlar gözönünde bulundurularak turizm bölgesi ilan edildi. Samandağ turizm bölgesi altyapı hizmet birliği gibi kurumlar oluşturuldu. Samandağ ilçesinin sahip olduğu turizm potansiyelinden, ülke olarak daha iyi faydalanabilmek amacıyla Turizm ve Kültür Bakanlığı müsteşarı İsmet Yılmaz, “Samandağ’a kruvaziyer limanı projesi” hazırlandığını söyledi. Ekolojik turizmi geliştirme potansiyelimiz var. Samandağ, iklimi ve coğrafik konumu ve dil ortaklığı nedeniyle Ortadoğulu, Arap turistler için merkez olabilir. Bunu görebilen bazı otellerimiz Antakya ve komşu ülkeler arasında turlar düzenlemeye başladı. Yeni faaliyete başlayan Antakya Havaalanı’nın bu süreci hızlandıracağını umut ediyoruz. Aynı zamanda Samandağ, yüksek tarım potansiyeliyle ülkemiz için seracılık, sebze meyve, maydanoz ve narenciye benzeri ürünlerin deposudur. Seracılık için doğal bir iklime sahip ilçemizde, seracılık yüksek okulu mevcuttur.

Bu arada bir yandan, kıyı kenar çizgisi adı altında tapular iptal edilip vatandaşın hakkı olan araziler hazineye devredilirken, diğer yandan hazine arazileri firmalara devrediliyor. Haksız, eşitliğe aykırı, vatandaşın malını kamu bütçesinden firmalara aktaran bir uygulamayla karşı karşıyayız. Şimdi yetkililere sesleniyoruz. Bu sese kulak verileceğine inanıyoruz. Hamaset yapmıyoruz, aklıselime davet ediyoruz. Geri dönüşü olmayan tahribatlara yol açmamak, planlı, bilinçli kalkınmak, gelişmek ve ülkeye daha çok fayda, verim, refah sağlayabilmek için en iyisini yapmaya birlikte çalışalım. Rüzgâr enerjisi santralları, tarım, turizm ve yaşam alanlarını ve yukarıda saydığımız zenginlikleri tahrip etmeyecek şekilde, Samandağ ilçemizin dağlarında kurulmalıdır. Tekkebaşı beldesinde kurulması planlanan dokuz türbinlik santralın, halen faaliyette olan 14 türbinlik santral ve kurulması planlanan diğer 13 türbinlik santral gibi, ilçemizin çok geniş olan dağlarında kurulmasını önemle talep ediyoruz. Firmaların elde edecekleri kârı düşündüğü kadar, devlet vatandaşlarının, halk da çocuklarının geçimini ve geleceğini düşünmeli ve tedbirlerini almalıdır.

* Akdeniz Kültür ve Dayanışma Derneği, YK Üyesi