Haberler

Kaybedilmiş 40'lı yıllar ve Çakırhan

Tarih: 15 Ekim 2008 Kaynak: Referans Yazan: Nabi Yağcı
Ölüm haberini Radikal gazetesi "Komünist şair ve ödüllü mimar öldü" başlığı altında, "Ünlü şair, edebiyatçı ve Uluslararası Ağa Han Mimarlık Ödülü sahibi Nail Çakırhan 98 yaşında hayata veda etti" diyerek verdi.

İnsan acı duymadan edemiyor, acı duygum parıltılı bir değerin yitirilmesinden değil yalnızca, esas olarak bu ülkenin değerbilmezliğinin verdiği esef duygusundan kaynaklanıyor. Bu duygum onlara reva görülen eza cefa nedeniyle de değil; eza cefa o tarihlerde solcu, sosyalist, komünist ve hatta demokrat olanlar için olmazsa olmaz bir şeydi, tutuklanmayan, işkence görmeyen, hapis yatmayan kimse yok gibiydi. Fakat ülkeye bilim, kültür, sanat gibi pek çok alanda katkı verebilecek insanların katkılarının yok edilmesinin ülkemiz için yarattığı kayıplardır üzücü olan. Hâlâ ülkemizde salt düşüncelerinden dolayı insanlar yargılanabiliyorlar. Ondan da geçtik, aynı nedenle bir gencimiz (Engin Ceber) hem gözaltında hem cezaevinde yediği dayak ve gördüğü işkence sonucu ölüyor. Ama iktidar da muhalefet de ayağa kalkmıyor, faillerinden hesap sormuyor.

Nail Çakırhan l940'lı kuşağın bize miras kalmış ve artık sayıları iyice azalmış parlak değerlerinden biriydi. O yılları yaşamış değilim ama solcu olup da o tarihleri iyi bilmeyenler bu ülkenin demokrasisinin ve solunun kaderini doğru anlayamaz, bugününü de doğru yorumlayamazlar. Bana göre 40'lı yıllar sol açısından ve daha ziyade demokrasi açısından çok önemli bir tarihsel fırsatın yitirildiği yıllardır. Başkası da bu yorumu yapmış mıdır, bilmiyorum fakat bana göre o tarihte tek parti rejimine karşı çok partili ve sola açık bir demokrasi için liberal aydınlarla Marksistlerin gelişmekte olan ittifakını önleyen büyük bir provokasyon yapılmıştı: 1945 Tan Matbaası baskını. "Görüşler" dergisi bu yakınlaşmanın ve hatta ittifakın organı olma eğilimi taşıyordu. Derginin ilk sayısı 55 bin gibi rekor bir tiraj elde etmişti. Fakat ikinci sayısı çıkamadı. 4 Aralık 1945'te CHP'nin kışkırttığı gençler bu derginin çıktığı Tan Matbaası'nı basmış ve yakmışlardı. Böylece liberallerle Marksistlerin yakınlaşması dinamitlendi. Tarih böyle gelişmeseydi demokrasimiz büyük bir olasılıkla daha ileri bir noktada olabilirdi. Bu nedenle bugün dünya finansal krizinin rüzgârına kapılıp ucuz liberalizm eleştirisi yapanlar biraz tarihe bakmalılar.

Nail Çakırhan işte o meşhur Görüşler dergisinin sekreteriydi. Daha 17 yaşındayken toprak ağalarını eleştiren bir şiiri nedeniyle gözaltına alınmıştı. Nâzım Hikmet'in yakın arkadaşıydı, birlikte hapis yatmışlar ve ortak bir şiir kitabı bile yayımlamışlardı. O tarihlerde komünistler için tutuklanmak, hapis yatmak olmazsa olmaz bir şeydi, o da aynı rutinden geçti, bu nedenle uzun boylu bunları anlatmak gerekmez. Kimse bu nedenle meşhur olmazdı. Nail Çakırhan'ı meşhur eden ise mimar olmadığı halde Uluslararası Ağa Han Mimarlık Ödülü'ne sahip olmasıdır.

Aslında bir filme konu olacak denli renkli bir yaşamı vardır onun. Umarım böyle bir filmi birileri yapar. İnançlarının konusu olan sosyalizmi öğrenmeye karar verir ve gizlice Sovyetler Birliği'ne gider. Orada hem öğrenir hem fabrika işçiliği yapar. Fabrikada bir Rus kızıyla evlenir, çocuğu olur ama İkinci Dünya Savaşı patlamıştır, orada tutmazlar onu, geldiği gibi gizlice Türkiye'ye döner. Çocuğunu kırk yıl göremez. Sonra kendisi gider bulur. Türkiye'ye döndüğünde henüz genç bir arkeolog olan Halet Çambel ile evlenir. Halet Çambel daha sonra Türkiye'nin çok tanınmış bir arkeoloğu olur. Nail Çakırhan işsizdir zaten, eşinin Karatepe'deki arkeolojik kazılarına katılır. Kazılarda çıkan eserlerin korunması için bir bina yapımı gereklidir, müteahhit işi bırakıp gitmiştir, bu binanın yapım işine soyunur Çakırhan ve böylece ilk mimari deneyini kazanır. Sonra arkası gelir. 1963'te kendisi gibi şair olan mimar Turgut Cansever ile Türk Hava Kurumu binasını yaparlar. Ardından Alman Elçiliği'ne bağlı Alman Lisesi'nin yapımı gelir. 1970'te sağlık sorunu nedeniyle Akyazı'ya yerleşmeye karar verirler. İki dönüm arazi satın alırlar ve bir usta yardımıyla kendi evlerini yapar Çakırhan. Gelenekle modernin birleşmesi olan ve son derece ince bir sanatsal duyarlılığı yansıtan evleri böylece ortaya çıkar. Mimar olmayan Nail Çakırhan mimarlığa kendi imzasını atmıştır. İşte bu imza hiç beklemediği halde kendisine 1983'te Ağa Han büyük ödülünü getirir. Böylece ünü artınca ardından benzer pek çok yapıya da imzasını atar.

Yitirdiğimiz büyük şair Can Yücel sevgili arkadaşı Nail Çakırhan için şöyle der: "Yüksek mimardan geçilmeyen bu ülkede yüksek olmayan mimar bir Mimar Sinan diyordum. Bir ikincisi var, yüksek olmayan bir mimar Nail."
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.