Haberler

Şehircilik uygulamaları yaya değil araç odaklı

Tarih: 20 Ekim 2008 Kaynak: Hürriyet Yazan: Deniz Gürel
İl Genel Meclisi Başkanı Emrullah Eren günlerce konuşulacak açıklamalarını ilk kez Ankara Hürriyet’e yaptı. Hem Gökçek’i hem de Çankaya Belediyesi yönetimini eleştiren Eren, "Ankara mutlu güzel bir şehirdi, yaşanması çok kolay bir şehirdi, zorlaştırıldı. İnsan unsurunu hiçe sayarak olaya motorize gözle bakıyoruz. Yolları otomobillere göre yapıyoruz. Otomobil rahat gitsin diyoruz. Oysa yayayı odağa almalıyız. Arabadan inmiyor mu arabadaki?" dedi.

İL Genel Meclisi Başkanı Emrullah Eren günlerce konuşulacak açıklamalarını ilk kez Ankara Hürriyet’e yaptı. Hem Gökçek’i hem de Çankaya Belediyesi yönetimini eleştiren Eren, "Ben pısayım, öbürü pıssın ne olacak? Git gide kötüye gidecek. Bir müddet sonra illerimizi, ilçelerimizi, ülkemizi yönetecek adam bulamayız. Elin gavurunu çağırırız, ’Gel bizi yönet’ diye" dedi. Eren’in olay yaratacak açıklamaları şöyle:

"Ankara’da yaşayan Ankaralı, Ankara’yı tanımıyor. 1935’te 350 bin kişi için planlanmış şehir bugün 4.5 milyon insanı ağırlıyor. Hızlı göç almasına paralel olarak uygun planlama yapılamadı. Hızlı bir çarpık yapılaşma, gecekondulaşma oluştu. Büyükşehir olduğu için de ulaşımdan tutun günlük ihtiyaçlara kadar sıkıntılar yaşanmaya başladı. Maalesef bu durum İstanbul’da da İzmir’de de aynı. Ben teknik eğitim aldım. Bize ne öğretildiyse Ankara’da tam tersi yapıldı. Ben şehir planlamacı arkadaşlarımla da siyasetçi arkadaşlarımla da zaman zaman bu konuda takışıyorum. Biz yerel yöneticiler insan unsurunu hiçe sayarak olaya motorize gözle bakıyoruz. Yolları otomobillere göre yapıyor, ’Otomobil rahat gitsin’ diyoruz. Oysa yayayı odağa almalıyız. Arabadan inmiyor mu arabadaki? Yayayı değil de dört tekerliğin mutlu gidişini düşünüyoruz.

Hepimiz suçluyuz
Bugün insan yapısına baktığımızda insanların hepsi stresli, psikolojileri bozuk. Çünkü psikolojisini düzeltecek hiç bir yerde pozitif enerji alamıyor. Pozitif enerjiyi şehirde alamıyor, evde alamıyor. Evlerin yapısı içeriye doktor sokacak durumda. Bu çarpık yapılaşmada insanların Ankara’yı tanıması, geçmiş kültürleri öğrenmesi mümkün mü? Nasıl benimseyecek? ’Anadolu’dan derlenmiş toplarlanmış binlerce yıl öncesi eserleri izleyeyim’ diye düşünemiyor.

İnsanlar Ulus’a heykelin karşısına gider, gezer. Köşede bir Meclis binası vardır. Akşam olunca ışıklar hüzünlü yanar, ’Biri gelsin beni ziyaret etsin’ der. Kimse de oranın ilk Meclis olduğunu bilmez. Her gün oradan geçer, minibüse biner ama kafasını çevirip bakmaz. Bunun suçlusu hepimiziz, yöneticiler ve eğitimciler.

Sadece 18 kişi katıldı
2004 yılında İl Genel Meclisi Kültür Turizm Komisyonu başkanıydım. İl Kültür ve Turizm Müdürü’ne telefonla ulaşmak istedim. Sekreteri, "’İl Genel Meclisi’nde Kültür Turizm Komisyonu Başkanıyım’ diyen bir adam sizinle görüşmek istiyor’ demiş. Müdür de ’Yoktur öyle biri. Biri şaka yapıyordur’ demiş. Israr edince görüştü. Düşünün İl Genel Meclis üyesiyle, İl Turizm ve Kültür Müdürü’nün ilişkisi böyle başladı. Ben 4.5 milyon kişinin temsilcisiyim, haberi yok. Tanıştıktan sonra bir heyetle ziyaretlerine gittik, bize çok güzel bir brifing verdiler. Onlar da siyasetçiyi böyle görmeye alışmadıklarını söylediler ve teşekkür ettiler. Sonrasında İl Genel Meclisi’ndeki arkadaşlarıma, ’Biz ili ne kadar tanıyoruz’ dedim. Çıt çıkmadı. Onlara ilk Meclis’ten başlayan, Anıtkabir ve müzeleri içine alan, Ankara Kalesi’yle sonlanan bir şehir turu teklif ettim. Çok sevindiler. O gün geldi, 115 kişiden sadece 18’i bu etkinliğe katıldı. Düşünebiliyor musunuz sadece 18 kişi. Yöneticiler böyleyken halk şehri nasıl tanısın?"

Çankaya’da belediyecilik yok
"Çankaya’da belediyecilik diye bir şey yok şu anda. Çankaya’daki belediyeciliği CHP’ye oy verenler de beğenmiyorlar. Onlar da bir çaresizlik içindeler. ’Beğenmiyoruz, hizmet de alamıyoruz ama bizim özel hayatımıza karışan yok’ deyip susuyorlar. Çankaya layıkıyla yönetilmiyor. Türkiye’nin tartışmasız en prestijli ilçesi. Herkes orada. Çankaya için ’Türkiye’nin dünyaya açılan penceresi’ deniyor. Dünyaya açılan pencere böyle mi olur? Çağdaş şehircilik anlayışından yoksun dünyaya açılan pencere mi olur. Sadece 1-2 program yapmakla; şarkıcı, türkücü çağırmakla belediyeci olunmuyor."

İki meclisi bir araya getiremedik
"Ben ısrar etmelerime rağmen iki meclisi bir araya getiremedim. Büyükşehir Belediyesi ve İl Genel Meclisi bir araya gelip bir yemek bile yiyemedik. Sürekli mesaj yolladım. Büyükşehir’de şöyle bir anlayış var: ’50 kilometre içerisi benim, gerisi senin.’ ’Şurası senin burası benim’ diye bir şey yok, Ankara hepimizin. Ben Şereflikoçhisar’da Haymana’da varım da Çankaya’da yok muyum? Maalesef iki meclis arasında hiçbir birliktelik yok."

Vali anlatsın
"MOBESE sistemini Vali Bey takip ediyor. Bu projenin üç ayağı var. İçişleri Bakanlığı, İl Özel İdaresi ve Belediye. Büyükşehir Belediyesi binayı yapacaktı. Valilik Özel İdare para koyacaktı, koyduk. Biz üzerimize düşen kısmı bütçemizden 6 trilyon aktararak yaptık. Valimiz bu projeye titizleniyor. ’En iyisi olsun, hantal olmasın’ istiyor. Yaklaşık 600 km kazılarak hat döşenmesi gerekiyordu. ’Türk Telekomun’un sisteminden faydalanalım’ denildi. O konuda görüşmeler sürüyor. Ama MOBESE gecikti diyebilirim. Bu gecikmeden dolayı bizim de detaylı bilgimiz yok, kamuoyunun da yok. Nerede takılıyor, neden gecikiyor? Eğer sebep varsa müştereken ortadan kaldırılması için bir çalışma yapabiliriz. Şu ana kadar siz ne biliyorsanız biz de onu biliyoruz. Sayın Valimiz kamuoyuna MOBESE sürecini anlatması lazım."

Soğan dağıtacağına 15 fabrika yapar
2008 bütçemiz 150 milyon YTL’ydi. Bu bütçeyle köy yollarından, altyapıya, sağlıktan, tarıma il genelinde çözüm yaratmaya çalışıyoruz. Belediyelerde müthiş para ve yetki var. Belediye ve Özel İdare Gelirleri Kanunu’ndaki değişiklikle 19 Milyar YTL’lik bir bütçe oluşturuldu. 17 milyar YTL’si belediyelere, 2 milyar YTL’si özel idarelere. Peki 17 milyar YTL verdiğin belediyeler, yaptığı imar planından yüzde 35-40 alıyor. Yol yapıyor, katılım payı alıyor. İnşaat ruhsatı veriyor, ruhsat harcı alıyor. Alıyor da alıyor. Belediyelerin para almadığı bir hizmet var mı? Peki Hazine’den toplanan 17 katrilyon nereye gidiyor?

Ankara İl Özel İdaresi’nin yıllık bütçesi 150 trilyon ve bu çok az. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin tahmin ediyorum dağıttığı yardım paketleri o kadardır. Sayın Gökçek, ’2006’da yardımlar için 106 trilyonluk bütçe hazırladık ve dağıttık’ demişti. 2006’da bizim bütçemiz 110 trilyondu.

Gökçek 150 trilyonluk soğan patates dağıtacağına, 15 tane fabrika yapsın. 15 ilçede her sene 10 fabrika yapar. İşsizlik kalmaz. Çin’den neden top alalım. Biz Çin’e mal satarız. Bu ideal yönetimdir. ’Buna mevcut idareler uyamıyorsa, yanlışlık var’ demektir. Bunu ben söylemeyeceğim kim söyleyecek.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.